"beni ufaklık ile resmi bir şekilde tanıştırmayacak mısın?" bayan song sordu.
"hayır." söylediğimde yanımdan dirsek darbesi aldım.
"lisa." uyarır bir tonda söyledikten sonra bayan song'a bakıp gülümsedi.
"bebeğim." jennie seslendiğinde ben ve seungmin ona döndük.
"efendim." sevimli bir şekilde söyledim.
"sen değil!" sinirli bir şekilde söylediğinde gözlerimi devirdim.
jennie bayan song'u işaret etti ve, "lisa'nın annesi." söyledi.
"arkadaşımın annesi karen değil miydi? siz bu teyzeye song yoona diyorsunuz." seungmin söylediğinde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.
biliyorum, seungmin'in kafasını karıştıran bendim ve bunu düzeltmesi gereken de benim ama şu anda bayan song'un sinirle gerilen yüzünü görmek büyük bir keyif verdiği için araya girmemek benim için daha büyük bir zevk kaynağıydı.
"hayır, annesi benim. song yoona." bayan song sinirlerine hakim olmaya çalışırken kelimelerin üstünü bastırarak söyledi.
"o halde karen kim?" seungmin merakla başını bana çevirdiğinde omuzlarımı silktim.
zevk aldığım bir konuyu düzeltmek istemiyorum.
"karen, lalisa'nın babasının eşi." jennie söylediğinde seungmin'in iyice kafası karışmış görünüyordu.
"yani annesi." seungmin söylediğinde ağzımdan küçük bir kıkırdama kaçtı.
bayan song ve özellikle jennie korkunç bakışlar atınca hızlıca kendimi düzelttim.
"annesi ama üvey annesi." jennie söyledi.
"ben de onu söylüyorum, annesi." seungmin söylediğinde herkes şaşırmıştı, bu herkesin içine ben de dahildim.
"üvey annenin ne demek olduğunu biliyor muydun?" jennie şaşkınca sordu.
"evet, arkadaşım chan'in de üvey annesi var ve sizin bildiğiniz şeylerden daha fazlasını bildiğime de eminim." kendiyle gurur duyarak söyledi.
"o halde neden karen için babamın eşi dediğim zaman annem olduğunu söylemiştin?" merakla sordum.
"üvey veya değil, sonuçta annen. hatta chan'in söylediğine göre üvey annesi kendi annesinden daha iyiymiş, bu yüzden fark etmiyor." söylediğinde onu onayladım.
"buna katılmıyorum." karşımızdan ses gelince dikkatimi oraya verdim.
"bunu söyleyebileceğini mi sanıyorsun?" ağzını açmıştı ki araya girdim.
"senin hiçbir şey söylemeye hakkın yok."
"lisa!" jennie uyarır bir şekilde söylediğinde jennie'ye döndüm.
"buna neden hâlâ devam ediyoruz? televizyonda gördüğün ve muhtemelen hayranı olduğun için beni susturmaya devam ediyorsun ama sandığın gibi iyi biri değil, öyle olsaydı kendi çocuğunu bırakıp gitmezdi." sinirlerime daha fazla hakim olamayıp söyledim.
kimsenin konuşmasına izin vermeden kucağımdaki seungmin ile ayağa kalktım.
"biz seungmin ile odama çıkıyoruz." jennie'ye söyledikten sonra bayan song'a döndüm, "umarım siz de bir an gidersiniz." söyledikten sonra merdivenlere yöneldim.
odaya çıktığımızda seungmin'i yatağa bıraktıktan sonra kendimi de yatağa bırakıp uzandım.
"annen kötü biri mi?" seungmin konuştuğunda dirseğimin üstünde yükselip ona baktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
cingulomania | jenlisa
Fanficbir 𝓼𝓮𝔂 tesadüfen tanışmamıza neden olmuştu ve hem 𝓼𝓮𝔂 hem de sen hayatımın en güzel anılarını biriktirmemi sağladınız. [300521]