𓍼yirmi sekiz

1.1K 108 262
                                    

üstümü değiştirip aşağıya indiğimde doğruca seungmin'in yanına oturup saçlarını okşamaya başladım.

"ne oldu?" merakla sorduğumda masadaki telefonumu işaret etti.

"telefonun çalıyordu." telefonuma uzanıp ekrana baktım.

taehyung aramıştı. geri aradığımda hemen açmıştı.

"neden aradın?" doğruca konuya girdim.

"bay lee canlı yayında sonuçlarını ve o günkü karışıklığı açıklayıp soruna sebep oldukları için özür diledi." sonunda adım resmi bir şekilde temizlenmişti.

çok sık sosyal medya kullanmadığım halde tutuklanman için açılan taglerden ve mavi saraya atılan imzalardan haberim olmuştu. tabiki ülkemizin bu kadar duyarlı olması iyi bir şey ama keşke her konuda bu kadar duyarlı olsalar.

"haber verdiğin için teşekkür ederim." gülümsedim.

"ne demek, bir sorundan daha kurtulduk." bir süre durduktan sonra devam etti, "peki, bu sorunu çıkaranı ne yapacağız? başlayayım mı?" sorduğunda gözlerim jennie'yi buldu. bakışlarım onun meraklanmasına neden oldu.

kendimi suçlu hissetmeye başlasam da sorunun jennie'yle alakası yoktu. benimle uğraşmanın karşılığını almalıydı.

bakışlarımı jennie'den çekip taehyung'u onayladım.

"tamam, çıkıyorum. getirince haber veririm." kapatacağı sırada onu durdurdum.

"bugün değil." söylediğimde bir süre karşıdan cevap gelmedi.

"neden?" anlamamış bir şekilde sordu.

"bugün meşgulüm, sonra." söylediğimde onayladı.

"yarın görüşürüz."

"görüşürüz." söyledikten sonra telefonu kapattı.

telefonumu masaya bırakıp gülümseyerek seungmin'e döndüm.

"beraber yemek yapalım mı?" sordum.

"evet!" uğraştığı şeyi bırakıp sevinçle söyledi.

"o halde ellerimizi yıkayıp mutfağa geçelim." beni onayladı ve koltuktan kalktı.

onunla gitmek için ben de ayağa kalkmıştım ki jennie seslendi.

"kiminle konuşuyordun?"

"neden soruyorsun?" dudaklarımı birbirine bastırıp gülmemi engellemeye çalıştım.

"yah! kıskançlık yapmıyorum. bakışlarını gördüm, bu yüzden soruyorum." söylediğinde ifademi düzelttim.

"taehyung'du. masumluğum kanıtlanmış onu haber verdi." söyledikten sonra hem jennie'nin daha fazla soru sormasını engellemek için hem de seungmin'i daha fazla bekletmemek adına seungmin'i lavaboya yönlendirdim.

lavaboya boyu yetişmediği için kucağıma alıp yardımcı oldum. işi bittiğinde havluyla yüzünü kuruladım.

"sana bir şey sorabilir miyim?" kurulamayı bitirmiş ayağa kalkacağım sırada söyledi.

"tabiki de." sevimlice gülümseyip söyledim.

"annemi, benim solji'yi sevdiğim gibi mi seviyorsun?" sorduğu soru nefes almamı zorlaştırdığından öksürük tutmuştu.

"iyi misin?" ellerini yanaklarıma koyarken endişeli bir şekilde sordu. öksürüklerim geçtiğinde onu onayladım.

nasıl cevap vereceğim konusunda bir fikrim olmadığı için öylece yüzüne bakmaya devam ediyordum.

cingulomania | jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin