𓍼sekiz

1K 90 131
                                    

"görüntüdeki kişinin kimliğini tespit ettik." taehyung söylediğinde gülümsedim. konuşması için başımı salladım.

"song minho. mino diye biliniyor. song şirketinin varisi." söylediğinde şaşkınlıkla yüzüne bakmaya başladım.

"bu konuda bir şey yapmayı düşünüyor musunuz?" taehyung sordu.

jennie'nin üzülmeyeceğini bilsem şu anda kalkıp onu bulmaya gidebilirdim ama bunun onu üzeceğini biliyorum. en iyisi şimdilik hiçbir şey yapmamak.

"şimdilik hakkında bir şeyler öğrenelim." söylediğimde beni onayladı.

taehyung odadan çıkmadan kapım açıldı. ikimizde kapıya döndük. gelen kişi ikimizi de memnun etmemişti.

"victoria ısrarla adresini soruyor, vermeli miyim?" sinirlerime hakim olmak adına derin bir nefes aldım.

"mesajlarını görmezden geldiğime göre cevabını almış olmalıydı."

"sana karşı olan düşkünlüğünü asla anlamıyorum. nişanlım olmasına rağmen hâlâ senin yanında olması moralimi bozuyor." jackson söylediğinde gözlerimi devirme isteğimle zar zor engel oldum.

"ilişkinize beni dahil etmeyin. başka bir şey yoksa çık odamdan." söyleyip taehyung'a döndüm.

"söylediğimi unutma." başıyla onaylayıp kapıya doğru yöneldi. jackson'ın yanına ulaştığında duraksayıp kapıyı gösterdi. jackson, taehyung'un hareketine güldü.

"gerçekten soruyorum böyle köpekler edinmek için ne kadar ödüyorsun? böylelerinden bana da lazım." sinirle ayağa kalktığımda taehyung bana döndü.

"efendim lütfen işinize dönün." ardından tekrar jackson'a döndü ve, "çıkalım." söyledi.

"bunun cevabını asla vermeyeceksin değil mi? en iyi köpekleri hep kendine saklıyorsun." jackson söylediğinde kendimi tutmanın anlamı olmadığını anladım. hızla yanına doğru adımladım.

"taehyung sen çık. onunla ben ilgilenirim." söylediğimde taehyung itiraz ediyordu ki gözlerimi gözlerine sabitledim. pes edip selam verdi ve odadan çıktı. bu, jackson'ın kendini beğenmiş bir şekilde gülmesine neden oldu.

bir süre karşısında öylece durduktan sonra kendini serbest bıraktığı anda karın boşluğuna yumruğumu indirdim. bu onun iki büklüm olmasına neden oldu. saçından tutup doğrulmasını sağladım. yüzüne zarar verip başıma iş almamak adına yumruk yerine tokat attım.

"bir–" tekrar tokat attım.

"daha–"

"arkadaşlarıma–"

"köpek–"

"dersen–"

"bu–"

"yapacaklarımın–"

"yanında–"

"hafif–"

"kalır." her kelimemde tekrar tekrar tokat attım.

yüzüne zarar vermemek adına tokat atmak yalan olmuştu çünkü yüzü kızarmış ve elimin izini almıştı.

"seninle kavga etmeyi gerçekten sevmiyorum. anlaşamadığımızı biliyorum ama senden nefret ettiğim için değil, birileri tarafından sürekli manipüle edildiğin ve bu seni kötü biri yaptığı için. önemli olmadıkça benimle iletişime geçme." saçını bırakıp yakasından tuttum ve kapıyı açıp dışarıya doğru ittim.

yanağını tutarken derin derin nefesler alıp nefretle yüzüme baktı.

"bunun hesabını soracağıma emin olabilirsin." bağırarak söyledi ve bölümümden dışarıya çıktı.

cingulomania | jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin