"jennie'yi özledim!" isyan ederek söylediğimde kafama yastığı yemiştim.
"söylenmeyi kes! sadece bir gündür görmüyorsun, biri duysa yıllardır görüşmediğinizi düşünecek." jisoo söylediğinde gözlerimi sinirle ona çevirdim.
"sevgilin hep yanında diye böyle konuşuyorsun!"
"alakası yok!" meydan okuyarak söylediğinde ifademi düzeltip gülümsedim.
"kanıtla! chaengie bu hafta benimle çalışsın ve sen asla benim odama uğrama." söylediğim her kelimede yüz ifadesi daha da değişmişti.
"ama işler-" araya girdim.
"merak etme, sana taehyung'u vereceğim." söylediğimde yüzü iyice gerilmişti.
"istemiyorum!" sonunda pes edip söyledi.
"o halde bana söylenmeyi kes deme!" söylediğimde kaybettiğini bildiği için bir şey söylemeden gözlerini devirdi.
"sen patron sayılmaz mısın? istediğin zaman çıkabileceğini biliyorum. ayrıca burada benimle geçireceğin zamanı jennie ile geçirebilirsin." jisoo söylediğinde aydınlanma yaşamıştım. jisoo'nun neden bu kadar akıllı olduğunu bilmiyordum ya da aksine kendimin neden bu kadar aptal olduğunu bilmiyordum.
"sen ve senin zekan, beni hep sana hayran ediyor." söylediğimde yeniden gözlerini devirdi.
"emin ol benim zekam ile alakası yok, senin aptallığın." söylediği şeyi umursamadan ayağa kalkıp kapıya doğru adımladım.
"tavsiyen için teşekkür ederim." çıkmadan önce söyledim ve ardından bir an önce jennie'me kavuşmak adına adımlarımı hızlandırdım.
***
jisoo'yu dinlemek akıllıca değildi! jennie bir öğretmen, benimle ilgilenmesine imkan yok.
neden normal insanlar gibi çıkışı beklemedim ki?
ne yapacağımı bilemez bir şekilde okulu seyrederken sonunda kararımı vermiştim. buraya jennie'yi özlediğim için gelmiştim ve onu görmeden gitmeyecektim.
okula doğru adımlarken zilin çalmasıyla irkildim. ardından adımlarımı hızlandırdım, onu hemen bulsam iyi olacaktı.
öğretmenler odasına doğru giderken adımın söylenmesiyle arkamı döndüm.
"gerçekten sizsiniz." bir kadın söylediğinde anlamamış bir şekilde yüzüne baktım.
"lalisa manoban olduğunuza emin değildim ama şu anda eminim." yanıma doğru adımlarken söyledi.
"tanışıyor muyuz?" sorduğumda gülümseyerek başını iki yana salladı.
"hayır, sadece harika kariyerinize ve zekanıza hayran biriyim." söylediğinde şaşkınca yüzüne bakmaya devam ettim.
"ah-" kendimi biraz toparladıktan sonra devam ettim, "teşekkür ederim." kısaca söylememe rağmen gülümsemeyi bırakmadan yüzüme bakmaya devam etti.
"sizi buraya ne getirdi?" sorduğunda buraya gelme nedenimi hatırlayıp hızlıca kendime geldim. cevap vermek için ağzımı açmıştım ki biri koluma girdi.
"benim için geldi." jennie olduğunu görünce şaşkınlıkla yüzüne baktım.
"tanışıyor musunuz?" jennie'nin kolumu tutan eline bakmasına rağmen böyle bir soru sorması garipti.
"evet." jennie elini kolumdan aşağıya doğru kaydırıp ellerimi tuttu.
ah! kıskanç jennie'ye şimdiden bayıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cingulomania | jenlisa
Fanficbir 𝓼𝓮𝔂 tesadüfen tanışmamıza neden olmuştu ve hem 𝓼𝓮𝔂 hem de sen hayatımın en güzel anılarını biriktirmemi sağladınız. [300521]