Bölüm 3 Part 3

813 70 2
                                    

Sangwoo onu tanımıyormuş gibi yaparak kütüphaneden çıktı. Yürüyebildiği kadar hızlı yürüdü; Jaeyoung da onu yakaladı. Sonra yarış başladı. Çılgınlar gibi merdivenlerden indiler.

"Sangwoo sinir oldun, değil mi?"

"Benimle konuşma sesini duymak istemiyorum."

"Bunu kendine sen yaptın."

Sangwoo binadan çıktı ve kilitli bisikletinin yanına gitti.

"Ben yanlış bir şey yapmadım. Sen ise ortaokul öğrencilerinin bile yapmayacağı saçma şeyler yapıyorsun, sunbae. Ben..."

"Sen hiçbir yanlış yapmadın ve tek çılgına dönen ben miyim? Tekrar mı bundan bahsedeceksin?"

Sangwoo birden durdu çünkü dediğini sindirememişti.

"Ben ne yaptım? Eğer ismini PPT'ye (Power Point) eklemememden bahsediyorsan..."

"Al da başına çal onu."

Jaeyoung konuşmayı kesti. Yenilmişti ama düşündüğünden daha fazla etraftaydı. Sangwoo onun sinir bozucak şekilde kıs kıs gülmesini beklemişti ama o çok ciddiydi. Günbatımına rağmen Sangwoo kırmızı bere takan Jaeyoung'la göz göze geldi.

"İnanması zor ama seninle iyi geçinmek istiyorum."

Sangwoo çenesini kapattı. Jaeyoung'un yüzünü ilk defa bu kadar yakından görmüyordu ama hiç böyle incelememişti. Şimdiye kadar, Jaeyoung'un gözlüklerinin arkasındaki gözlerinin bu kadar hâlsiz baktığını, düz bir burnunun olduğunu, düzgün veya umursamaz giyinip giyinmediğini ve göz bebekleri ve saçının simsiyah olduğunu daha önce hiç farketmemişti ya da umursamamıştı.

"İnsanlar duygu hayvanıdır. Eğer beni bu kadar görmezden gelmeseydin PPT'ye güler geçerdim sadece."

"O zaman özür dilersem vazgeçecek misin?"

Jaeyoung şaşırmış göründü ve sesli bir şekilde güldü.

"Aptal mısın? Kodlama dahisisin bir de. Oh, ama sen bir robot olduğun için insan psikolojisinden anlamıyorsun."

"Ne demek istiyorsun?"

"Eğer basit bir şey olsaydı bu kadar ileri gider miydim, ha?

Jaeyoung'un üstü kapalı açıklaması Sangwoo'nun çözdüğü diğer problemlerden daha şaşırtıcı görünüyordu. Sanki sonsuz bir boşluğa bakıyormuş gibi hissettirmişti.

"Kendini haklı göstermeye çalışma. Sen pislik, haydut ve sadistten başka bir şey değilsin, sunbae."

Jaeyoung kızgın olmak yerine eğlenmiş görünüyodu.

"İltifat ediyorsun."

"Deli misin?"

"Evet, sen de dikkatli olmalısın."

"Deli piç." deyip sustu Sangwoo bisikletinin kilidini açarken.

Sonra bisikletine bindi ve arkasına bakamadan gitti.

return 0;

Çarşamba günleri, 'Popüler Kültür ve Kültürel Teoriler' isimli bir ders vardı ve zor olmasına rağmen sadece bu, zorunlu Beşeri ve Sosyal Bilimler dersi olarak alınabiliyordu. Müfredatta bir sürü zor kelime vardı çünkü çıkış yeri Frankfurt'tu ve Doğubilimiydi. Kitabı biraz taradıktan sonra bile kolayca anlaşılmıyordu. Zaten Bilim ve Mühendislik öğrencileri için zor görünüyordu. Bunun üstüne dikkat dağıtıcının da bu derse girme potansiyelinin olması Sangwoo'nun anlamasını daha da zorlaştıracaktı.

SEMANTIC ERROR NOVEL (BL) ~ TR ÇEVİRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin