Bölüm 6 Part 15

736 73 18
                                    

10'dan fazla kişi onunla iletişime geçeceğini söylemesine rağmen Sangwoo hiçbir mesaj almamıştı. Sangwoo sinirini zaptetti ve metni kopyalayıp tekrar paylaştı. Jaeyoung'un mahvettiği bir önceki gönderiyi sildi. Eğer Görsel Tasarım bölümünde onunla ilgili kötü dedikodular yaymışsa Sangwoo kimseyi bulamazdı bu yüzden böyle bir durumda profesyonel bir serbest çalışan bulmalıydı.

10.36

Tık, tık, tık.

Birisi kapıyı çaldı. Kargoların geldiği yer burası değildi yani neler oluyordu? Sangwoo yataktan kalktı.

Tık, tık, tık, tık, tık, tık!

Kapıya vurulma sesi arttı. Sangwoo kim olduğunu bilmiyordu ama sabırsız ve kaba biri olduğundan emindi. Kapı deliğinden bakmak için kapıya yaklaştığında yankılanan bir seslenme duydu.

"Hey, Chu Sangwoo."

Sangwoo durdu; tereddüt ederek kapı eşiğinin önünde dikildi.

"Orada olduğunu biliyorum. Kapıyı aç."

"..."

"Bana cevap vermeyecek misin, orospu çocuğu?"

Sangwoo beklenmedik bir küfür duydu. Hemen olayı kavradı.

Derse gitmemişti. Jang Jaeyoung onun nerede yaşadığını bildiğinden kapısının önüne kadar gelmişti. Bisiklet koyma yerinden Sangwoo'nun bisikleti olduğundan Sangwoo'nun evde olduğunu anlamıştı ve bisiklet yerinde bisiklet sahibinin dairesinin numarası yazıyordu.

Sangwoo, düşmancıl gözlerle kapının arka tarafındaki hasmına bağırdı.

"Seni huzur bozmadan dolayı şikayet etmeden önce git buradan."

Bam!

O kadar şiddetli bir ses geldi ki Sangwoo kapının kırılmış olacağından endişelendi.

"Aç şunu."

"İstemiyorum."

"Kapıyı aç!"

"İstemiyorum dedim. Neden başkasının kapısını zorla açtırmaya çalışıyorsun!"

Bir süre can sıkıcı bir sessizlik oldu. Kapıda taşkınlık yapan düşmanı biraz sakinleşti. Sangwoo kapıya doğru ters ters baktı.

"Hey, göt herif. Benimle sinemaya gitmeni istemem sana dersi astıracak kadar berbat mı geldi?"

Sangwoo onun nefes nefes konuştuğunu duyabiliyordu. Göğsü şişti ve indi.

"Sen dersi astın? Kıyamet kopmadan beş dakika önce bile sandalyesi için kargaşa çıkarabilecek bir piç?"

"Ne istersen onu düşün."

Tık.

Bu sefer zayıf bir vuruştu. Sangwoo Jaeyoung'un kapıya yaslandığını anlamıştı.

"Sadece 1 kere benimle sinemaya gelmeni istedim ve işler sarpa sardı. Okula da ara falan verecek misin?"

Mırıldanması sanki kendi kendine konuşuyor gibiydi.

"Durma. Bir de böyle sebeplerini yaz istersen. Cinsiyeti erkek olan sikik sunbaem bana sapkınca sinemaya gitmeyi teklif etti ben de bu dönem ara vermeye karar verdim."

"Kes sesini!"

"Hapsedip işkence yapmak için kaçıracağımı mı söyledim? Sana uyuşturucu verip organlarını çalacağımı mı söyledim?"

"Yine de, bu hoş değil. 2 erkeğin birlikte gitmesi iğrenç."

"Bu nasıl yobaz bir kafa yapısı böyle. Erkeklerle sinemaya gitmem sorun olmaz. Hatta daha dün gittim."

"Ben gitmem. Yalnızca karşı cins nişanlımla giderim. Bu yüzden başkasının dairesinin önünde bağırmayı kes artık ve git buradan!"

Kapının arkasından karmakarışık bir küfür duydu ve onu bir iç çekiş takip etti.

"Senin üstünde ne kadar zaman ve emek harcadım biliyor musun? Bu orospu çocuğu insanlar hakkında ne düşünüyor?"

"Beni taciz etmeye başlayan senken, neden bahsediyorsun?"

"2 gün. Sadece 2 gün yaptım. Ve haftanın geri kalanı boyunca hiçbir şey yapmadım. Siktir, askerliği bitirdiğimden beri ilk defa bu kadar saçma bir şey yaptım. Bana bu kadar neticesiz bir şey yapma fırsatını verdiğin için çok teşekkürler."

"Senin kişilik bozukluğun mu var? Bana bu kadar sinirlenecek kadar ne sikim yaptın ki?"

"Unut gitsin."

Belki de buna çoktan uyum sağladığından öyle gelmişti ama sesindeki kin yok oldu. Kısa bir yatışmadan sonra kapı ve yer arasındaki boşluktan bir kağıt geldi. Üstünde film resim olan sinema biletiydi.

"Sadece al bunu ve kaybol. Bundan sonra senin olduğun tarafa bile bakmam."

"Böyle dediğine göre git artık."

"Sen git artık deli piç. Bir daha da asla karşılaşmayalım."

Zaten evinde olan birine nereye gitmesini söylüyor? Bu sanki mumun rüzgara üfle demesi gibiydi. Sangwoo hemen sonra fırtına gibi ayak sesleri duydu. Sert ve keskin ayak sesleri duyulamayacak noktaya gelene kadar uzağa doğru gitti.

'Bu iyi gitti.'

Sangwoo o an o kadar sinirliydi ki okula ara verme niyeti kayboldu. Bir sonraki derse geç kalmamak için hiç duşa girmeden kıyafetlerini değiştirdi. Jaeyoung ona bakmaya gelmeden önce endişelendiği her şey yok oldu. İşleri tamamen tersine çevirdiğinden, içi bu dönemi bitirme arzusuyla dolmuştu.

SEMANTIC ERROR NOVEL (BL) ~ TR ÇEVİRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin