Sangwoo 4 kocaman masa tarafından işgal edilen yere girerken tereddüt etti. Jaeyoung orada hiç rahatsız hissetmemişti ama şimdi utanmıştı nedense. Duvardaki posterler çok dağınık gelmişti o gün ve etrafta her türlü kutular, buruşturulmuş kağıtlar, abur cubur paketleri, kırık hoparlör, saç maşası, baldır masaj aleti ve yerde eşi olmayan terlikler vardı. Özellikle Yuna'nın dinlediği ağır metal müzik çok sesliydi. Gözleri kapalı, ritime göre kafasını sallıyordu. Koyu sarı kısa saçları havada vahşice hareket ediyordu.
'...Şimdi düşününce, siz birbirinizle pek uyuşmuyorsunuz.'
"Hey, Choi Yuna. Şuna bak."
"Ne?" diye cevap verdi oraya bakmadan.
Ve Jaeyoung Sangwoo'nun hayalet falan görmüş hâlde olduğunu gördü. Sangwoo gördüğü şeyden kesinlikle hoşlanmamıştı. Neden onca günden bugün kırmızı deri ceket giyip choker takıyordu ki?
"Ona aldırma. Buraya otur."
Sungjin'in oturduğu yeri gösterdikten sonra, Sangwoo sırt çantasını acı içinde sandalyeye astı. O bunu yaparken arkaya bakan Yuna konuştu.
"Bu kim?"
"Birlikte proje yaptığım bir hoobae. Ne yapıyorsan ona geri dönebilirsin."
"Vaaaaaay, şu son günlerde yaptığın oyun mu? İsmin ne? Bizimle aynı bölümden misin?"
"Chu Sangwoo. Bilgisayar Bilimleri. Yüzündeki ifadeye aldırma. Bu onun memnun oldum ifadesi."
"İsmi çok komik lan. Chu Sangchu gibi." (Ç/N hatırlatma: sangchu=marul)
Yuna gülerken ellerini çırptı. Jaeyoung Sangwoo'nun gideceğinden korktu ama Sangwoo yüzünde sert bir ifadeyle oturuyordu sadece. Jaeyoung ona Sungjin'in masasında olan paketli bir abur cubur verdi.
"Rahatına bak."
"Sen rahatsızken ben nasıl rahat olabilirim?"
"Haklısın."
Jaeyoung bilgisayarını açmak için uzandığında Sangwoo engellemek için elini uzattı.
"Önce çöpleri at."
Jaeyoung abur cubur paketlerini, kola tenekelerini, sigara paketlerini ve masadaki peçeteleri o an fark edebildi anca. Jaeyoung Sangwoo'nun emrettiği gibi çöpleri topladıktan sonra geri döndü. Yerdeki şeyler çok fazlaydı bu yüzden onları ayaklarıyla iteledi.
"Çorapları topla."
Oturur oturmaz yeni bir emir geldi. Jaeyoung monitörün arkasına sıkışmış çorapları topladı ve çantasına koydu.
"Odayı havalandır."
Bu rahatsız ediciydi ama kalkıp camı açtı.
"Kitaplarını düzenle." dedi Sangwoo kitapları kendisi düzeltmeye çalışıp başarısız olduktan sonra.
"Şimdi bilgisayarını aç."
Jaeyoung bilgisayar açılırken tavana baktı.
"Çalışmaya başlamadan önce bilgisayarını temizle lütfen."
"Dostum burası benim alanım ama. Yerime ve özel işime müdahale ediyorsun."
"Bunu başkasından değil de sunbaeden duymak çok komik."
"Şaka yapmayı bile biliyorsun."
Jaeyoung'un dudaklarına bir gülümseme yayıldı. Bu kafasını kıstırıp saçıyla uğraşmak için mükemmel bir zamandı ama böyle şeyler Sangwoo için yasaktı. Sangwoo hâlâ beğenmediğini belli eden bir ifadeyle kollarını bağlamış tavanı izliyordu. Bir ara arkasını döndü ve Yuna'nın sırtına baktı.
"Affedersin. Burada yalnız değilsin ve gürültü yapıyorsun."
Yuna'nın gözleri kocaman açıldı ve Sangwoo ve Jaeyoung arasında gidip geldi.
"Şurada çok güzel kulaklık var. Onu kullan."
"..."
Yuna küplere binmemiş ama hüsrana uğramıştı. Jaeyoung oturduğu yerden kalktı, Yuna'nın masasındaki kulaklığı aldı ve kafasına geçirdi. Kablonun ucu bilgisayara takıldığında gürültülü ses gitmişti. Sangwoo çok daha rahat görünüyordu şimdi.
"Şimdi yazılımı aç."
Sıra hünerlerini göstermedeydi. Sandalyesine dönen Jaeyoung bir kere ellerini yaydı ve sonra sol elini klavyeye sağ elini fareye yerleştirdi.
"Başla." dedi Sangwoo ve bir ara temizlediği masanın üstünde düzgünce açık duran kitaba döndü.
Jaeyoung yaptığı her şeye karışır ve onu düzeltir diye düşünmüştü ama Sangwoo çok nadir denetledi onu. Bunun sayeainde Jaeyoumg üstüne bir yük hissetmedi. Sangwoo o kadar sessizdi ki Jaeyoung yanında oturduğundan emin değildi.
Tık, tık. Sadece fare ve klavye sesleri vardı. Yuna'nın arada bir şarkı sözü mırıldanması dışında hiçbir kesinti olmadı. Biraz elleri terledi ve kalbi de normalden az daha hızlı atıyordu. Jaeyoung bir de her şeyin üstüne harita yapmıştı çünkü iyi bir moddaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEMANTIC ERROR NOVEL (BL) ~ TR ÇEVİRİ
RomanceBilgisayar Bilimleri öğrencisi Chu Sangwoo kararlı ve kurallara sıkıca bağlı kişiliğin somut bir örneğiydi. Sangwoo Sosyal Bilimler dersinin grup ödevi üzerinde çalışıyorlarken hiçbir çaba sarfetmeyen beleşçilerin ismini mantıklı olarak ödevden çıka...