Bölüm 10 Part 6

1K 74 14
                                    

Çekmeceyi açtığında tanıdık bir kapak gördü. O markayı yıllardır kullanıyordu yani tanımaması mümkün değildi. Sangwoo'nun 2,000wonundan olduğu defterdi. O gün Sangwoo Jaeyoung'un çizdiği resmi yırtıp atmıştı. Bu, dönemin ilk haftasında olmuştu yani üstünden çoktan 6 hafta geçmişti. O zamanlar Jang Jaeyoung ona işkence edip bir sapık gibi peşini bırakmıyordu. Sangwoo tuhaf bir özlem hissederek defteri açtı.

Defterde çöpe atılması gereken tonlarca çizim vardı. Birkaç araba ve silah çizimleri vardı onlar dışındaki her şey insandı. Hepsi siyah beysbol şapkası takıyordu. Gözlerinin etrafındaki deri mahvolmuş ve siyah halkalar göz altlarından yanaklarına kadar uzanıyordu. Sadece gözler büyüktü ve vücut bir ağaç dalı kadar inceydi. Hepsi iki figür olarak çizilmişti. Birkaç sayfa daha çevirdikten sonra <CSW'yi öldürmek> isimli bir seri buldu.

'Ne zaman çizdi bunu?'

4 kareli karikatürde beline kadar görünen Sangwoo bir balon gibi şişip patladıktan sonra toz dönüşüp acı içinde ölüyordu. Şapkası yoktu ayrıca. Bu grotesque bir tasarımdı ve Sangwoo sanki komik bir anlamda çizilmiş gibi güldü. Son sayfada Jaeyoung'un genel çizim tarzının aksine fotoğraf gibi gerçekçi çizilmiş şapka takan bir adam profili vardı.

'Bu ben miyim?'

O kadar güzel görünümlü çizmişti ki onun bir idol olduğu bile söylenebilirdi. Kirpikler yoğun, burun düz ve ağız hilal şeklinde ve yumuşak göründü. Boyun ışık ve gölge yardımıyla özellikle betimlenmişti. Omzuna kadar ulaşan tendonu çıkıntı yapmıştı ve boyun hattının üstünde bir ben bile vardı. Sangwoo boynuna bakmak için kafasını aşağı çevirdi ve orada bir ben olduğunu fark etti.

"Hey, Jang Jaeyoung burada olduğunu biliyor mu? Orada öyle oturma. Arasana onu." dedi kaçak avcı arkadan.

Sangwoo defteri çekmeceye koydu ve çekmeceyi kapattı.

"Bugün için hiçbir planım yok yani beklemek sorun değil."

"Ya gelmezse? Rahatsız olduğum için söylüyorum. Senin için aramamı ister misin?"

"İstediğini yap."

Kaçak avcı ağzıyla havası boşalıyomuş gibi bir ses¹ çıkardı ve cep telefonunu aldı. Hemen sonra bir arama yaptı. Hoparlör açık olduğundan Sangwoo yüksek bir çalma sesi duydu.

Ring... ring... ring...

Çalma sesi 1 kere duyuldu, 2 kere, 3 kere, piling up ve tansiyonları yükseltiyordu.

Ring... ring... ring...

Jaeyoung telefonu açmadı. 2 kere sonrasında da aynısı oldu. Kaçak avcı "Kim kazanacak görelim bakalım." diye iddialaşırken küfretti. Ama birkaç aramadan sonra da sonuç hâlâ aynıydı.

"Muhtemelen çok rahatsız edici olduğu için bilerek açmıyordur. Hey, sen aramayı denesene."

Sangwoo itaatkârca dediğini yaptı. Jaeyoung'u arayıp telefonunu uzattığında kaçak avcı yine hoparlörü açtı.

Ring... ring... ring... ring... ring... ring...

-Alo?

"Senin neyin var? Neden benim aramalarıma cevap vermiyorsun?!"

-Sangwoo'yla mısın?

Kaçak avcı siyaha boyanmış gözlerini havaya döndürdü.

"Neredesin?"

-Evdeyim. Sangwoo'yla mısın dedim.

"Kendisi stüdyoya geldi ve gitmiyor. Hiçbir şey yapmadan yüzüne ekşi bir ifade takınmış öylece oturuyor! Gel ve al onu çünkü cidden rahatsız oluyorum. Hemen sür arabanı buraya."

Hoparlörden kısık bir iç çekiş duyuldu.

-Tamam.

Kapatmadan önce söylediği son şey buydu.

"Herneyse, sanırım bu herifle başa çıkması benim için daha kolay. Ben aradığımda telefona cevap vermiyordu demek bilerek yapıyormuş."

Uzun süre burnundan soluduktan sonra kaçak avcı telefonunu geri uzattı. Sangwoo cihazı alıp çantasına koydu ve bir kitap çıkardı.

"He...y. Chu Sangchu."

"İnsanların ismini düzgün ezberle lütfen."

Şimdiye kadar ona bunu on kere falan söylemiş olmalıydı. Sangwoo kaçak avcının ismini hatırlamaya çalıştı ama böyle bir bilgi depolanmamıştı. Sonra onun boynunda üstünde Choi Yuna yazan altın kolye gördü

"Sana Choi Yoo-choi diye seslenmemi ister misin?"

"Fark etmez."

"O zaman artık sana Choi Yoo-choi diyeceğim."

"..."

Yüzündeki ifadeye bakılırsa Sangwoo onu rahatsız hissettirmişti. Eh, tek hatırlayabildiği her buraya geldiğinde onunla tartışmak olduğu için iyi bir izlenimi olduğunu düşünmemişti zaten. Böyle inatçı biriyle kimsenin iyi bir ilişkisi olması gerekmezdi zaten.

"Siz kavga mı ettiniz? Sanki bir şeyler... Son zamanlarda buralarda değildin ve Jang Jaeyoung'un da hâli biraz tuhaftı."

"Lütfen gereksiz konuşma başlatma çabalarından vazgeç. Burada yokmuşum gibi davranıp işine dönebilirsin, Choi Yoo-choi."

"Sadece merak ediyorum. Kavga ettiniz, değil mi? Neden kavga ettiniz?"

"Kavga etmedik. Ve bu seni ilgilendirmez Choi Yoo-choi."

°•°•°•°•°

Defleating ses¹: https://youtu.be/0u6rrdUhceM

SEMANTIC ERROR NOVEL (BL) ~ TR ÇEVİRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin