ep.15'beggin'

660 59 55
                                    


'gerçekten çok uğraştım, senin adamın olmak için'

*****

(14.bölümü unutmayın.Çoğunuza bildirimi gelmemişti.)

Kasedeki bütün mısır gevrekleri midesine uzanan yolcuğunu tamamlar iken doymuş olmanın keyfi ile arkasına yaslandı. Kalan sütü de dikti yalnız çocuk gibiydi, sütün bir kısmı dudaklarından süzülmüş, çenesine doğru ilerlemişti. Büyük kaseyi elinden alan vampir, peçete kullanmaya gerek kalmaması adına avcının çenesinden akan sütü iştahla yalayıp gülümsedi.

"Doydun mu Jaemin?"

Saniyeler önce Jeno'nun ani hamlesinin etkisinden çıkamamış olan Jaemin başını sallamakla yetindi. Mutfakta tek bulabildikleri yarım paket mısır gevreği ve iki şişe sütten ibaretti. Odada süregelen duygusal atışmaların peşine Jeno banyoda işini halletmiş, var olan yemeği avcının yemesinden yana kullanmıştı oyunu. Zira onun için en güzel yemek avcının kanıydı. Gözleri kızıla dönerken ilk Jeno beslendi ardından avcı da güzelce doyurdu karnını. Her şeyden uzak, normal bireyler gibi masada sohbet ediyorlardı şimdi. Oldukça yabancıydı yaşadıkları ikisi içinde. Seks sonrası beraber uyumuş, sabahında birbirlerinin siması ile güneşi yakalamışlardı. Üstelik bununla da bitmemiş, beraber ilk kez kahvaltı yapmışlardı. Sıradan hayatları olan iki genç olsalar sıkıcı gelecek bu süreklilik onlar için yeni keşfedilen temiz sulardı. Sevmişlerdi.

"Kazandığına göre benden istediğini dileyebilirsin Jaemin. Var mı aklında bir şeyler?"

"Aslında şuan için yok. Aklımdakiler senden kolayca alabileceğim şeyler bu yüzden büyük bir yem bekliyorum."

Avcının iddialı konuşması tebessümünü genişletirken çalan zil ile kaşları havalandı. Dün gece uyku arası arkadaşına bu gün kimsenin ev çevresinde bulunmamasına dair izahlarda bulunmuştu. Keza tehdit bile sayılabilecek o temkinlerden sonra birilerinin eve yaklaşma cesareti göstermesini bile beklemiyordu.

"Bakıp geliyorum."

Avcı gözüne tezgahtaki çileklere sabitlerken Jeno'nun söylediğini umursamadı. Onun adımları tezgaha ulaşırken Jeno ise çoktan kapıyı açmış, karşısındaki kişi ile kaşlarını çatmıştı.

"Ne işin var burada?"

Uzun, siyah saçını omuzlarının arkasına iteleyen kadın sahte bir gülüş sunup Jeno'yu hafifçe itekleyerek mutfağa doğru ilerledi.

"Seni görmeye gelemez miyim? Üstelik içimden bir ses beni çok özlediğini söylü-"

Kesintisiz konuşması mutfak tezgahına oturmuş, kucağındaki leğenden çilekleri midesine uğurlayan yabancı genci görmesi ile sekteye uğradı. İşaret parmağı Jaemin'i gösterirken hayretle şakaklarını ovuşturan Jeno'ya döndü. 

"Bu da kim?"

Kendisine tiksinerek bakan kadını süzdü Jaemin. Uzun şekilli bacaklarını sunan kısa siyah elbisesi kıvrımlı belini sarmış, askılı oluşu omuzlarının endamını sergilemeyi de ihmal etmemişti. Siyah, dalgalı saçları ertafına saçılan kadının hayranlık uyandırıcı siması ise onu daha büyüleyici yaparken sertçe yutkundu Jaemin. Güzel kadın ise tersine onu süzerken ne kadar sıradan diye düşünmüştü. Avcının ıslak saçları epey dağınık, bedeni yaralar içindeydi. 

"Git buradan Jennie, sonra konuşuruz."

Jeno'nun fazla sakin ses tonu altındaki endişeyi gizleyemez iken isminin Jennie olduğu öğrenilen kadın ona doğru adımlayarak kollarını boynuna doladı.

lust °nominHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin