'bana yeniden bağlamak için işaretler bırak,derimin üzerine.'
*********
Rüzgarın uğultulu sesi karanlık bulutların şehir merkezine sürüklenmesine yardım ediyor, kış uykusuna yatan güneş bu gün de doğmayacağını erkenden haber veriyordu. Günlerin akışı bozulmuştu, gece zifiri karanlık ile normal düzeninde gibi gözükse de bazı geceler gökyüzü kızıla boyanıyor, gündüz kavramı ise yalnızca hafif aydınlanma ile gerçekleşiyordu. Her geçen gün dökülen kan ve alınan canlar lanetlerin uyanması için çanları çalıyordu. Kanlı ay içinse neredeyse gün kalmamıştı, takvim son günlerini çeviriyordu artık.
Siyahın önce kızıla ardından açık griye dönüşünü seyrederek geçirmişti bütün gecesini avcı. Dün gece kanlar içinde gelen gün vampirini küvete doldurduğu sıcak suda yıkamış, göz yaşlarını kendi göz yaşları ile örtmüştü. Yatağına yatırdığı gencin saçlarını okşarken bir yandan da kulağına hıçkırıkları eşliğinde fısıldadı aklına ilk gelen masalı. Hıçkırıkların saklandığı sakin ses tonu ile huzurlu, dertsiz bir uykuya çekilmesini sağladı böylece. Ancak kendisi bir yudum dahi tadamadı uykuyu. Zihninde cirit atan uçsuz bucaksız düşünceler varlığını sürdürdüğü sürece uyku onun için hayal olarak kalacaktı.
Parmakları ondan habersiz tutamlarına işkence ederken gülümsedi mimiklerinden bi haber. Kontrol edemiyor olmalıydı zira şuan gülmesi değil kendini bir uçurumdan atması yahut çığlık çığlığa nefesi kesilinceye kadar ağlaması gerekiyordu. Baksana, fena fikir gibi de değildi aslında. İntihar için epey rahatlatıcı fikre benzemesinin yanında bilinçsiz gerçekleşme ihtimali kişinin alelade canına kıymadığı tezini de gün yüzüne çıkartır ve vicdanda bu durumda lal olmakla kalırdı. Tanrı aşkına, onca karmaşık düşünce içinde buna da yer açacak mıydı cidden Jaemin?.. Onu gülümseten şeye odaklandı o an için. Takvimde geri gittiğinde bir zamanlar her günün aynı geçmesinden şikayetçiydi ya, bu günleri bilse tapmaz mıydı önceki günden ne eksik ne fazla olan o cehennemden alıntı günlere... Uyanmak bile istemediği hatta gözüne yansıyan huzmelerine küfürler savurduğu güneşi bile özlemişti. Fütürsuzca ezbere bildiği sokakları dolaşmayı, bara gidip birkaç şişe bira devirdikten sonra ön sevişme için gözüne kestirdiği hoş bedenler ile kim bilir en son kaç ay önce temizlenmiş bar tuvaletine gitmeyi, her zamanki gibi öpüşmeden bile zevk alamayarak maksimum on dakika içince o gürültülü yeri terk etme sıradanlığını bile özlemişti. Geceden kalma olmamak adına alkol ile uyuşturduğu bedeninin ilk soluğu aldığı,mahallesinde bulunan ve bayat kahvesi insanın damağından üç gün silinmeyen yaşlı adamı da unutamıyordu. Vampirlerin ilk avladıklarından biriydi Bay Kim, Jaemin'in en büyük sırdaşlarındandı keza öyle ya, onu sarhoşken tek gören, duyan oydu. Şimdi her şey normale dönme ihtimali ufacık umut olsa dahi bulunsa da içinde, o yaşlı adamı yeniden görmeyeceği aşikardı. Silindi dudaklarından gülüşü, hareleri yeniden karanlık gökyüzünü bulurken hayal kurma dedi kendine, aptal olma.
Yansımadan kayan irisleri bu sefer de yatakta kıpırdanan Jeno'yu buldu. İki kat filmli cama hatta gökyüzünün karanlığına rağmen camdaki yansıması büyüleyici derecede netti vampirin. Bembeyaz teni ışıl ışıl parlıyordu. Belki yıldızlar olması gereken yerde değildi ancak Jaemin halihazırda en büyük yıldızı görmeye devam ediyordu.
Yerinden kalkıp gün vampirine yaklaştı. Üzerine eğilerek dudaklarına bıraktığı öpücük, bileğinin kavranmasına ve bedeninin hızla yatağa çekilmesine sebep oldu. Anın hızlıyla beklenin aksine kendini Jeno'nun kucağında bulduğuna hiç hayret etmedi avcı. Alışmıştı ki bunlar ufacık ataklardı. Zaten Jeno, başlı başına hayretin en temel gayesiydi.
"Uyuyabildin mi?"
Usulca başını salladı Jeno cevap vermeksizin. Konuşmaya mecali yoktu, bu yeterliydi zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lust °nomin
Vampire'parmakların boynumda gezindiğinde hala taparım sana' *kpopgaypanic için yazılıyor. #nct1