ep.24'505'

348 43 18
                                    

'ama bebeğim, sen ağladığında ben paramparça oluyorum'

********

Yumduğu gözleri ağır demir parçalarının tünediği göz kapaklarını zorlarken yutkundu. İrisleri tekrar tahta kapıyı bulduğunda elini kulpa uzattı. Parkinson hastaları gibi titriyordu elleri, korku nasıl da sarmıştı her zerresini...

Kulp inerken çıkan anahtar sesi ürküttü avcıyı. Anlık etki ile geri giden adımlarını vakit kaybetmeden topladı, basamağı çıkarak içeri girdi. Kulaklarına ulaşan çığlık sesleri Jennie'nin yaşadığını haber vererek içini rahatlatsa da sesin çıkış şekli ürkütücüydü. Adeta can çekişiyordu Jennie, sanki nefesinin son demlerindeymişçesine.

"Durun! İçeri girme yetkiniz var mı?"

Çığlıkların yükseldiği koridorun sonuna gelmişti ki iri bir adam tarafından engelledi. Başı neredeyse tavana değen adam uzattığı kolunu Jaemin'in karnına baskı yapacak şekilde bastırıyor, geriye adımlamasına yol açıyordu.

" Jimin'in bilgisi dahilinde buradayım. Çek ellerini üzerimden."

İri adam tereddüt etse de uzunca süzdüğü avcının yolunu açtı. Buraya sıradan birinin giremeyeceğini çok iyi biliyordu kapı görevlisi. İrdeleyip patronunun kulağına gidecek ve onu öfkelendirecek şeyler yapmamak yararına olacaktı.

Önünden çekilen adamla birlikte çığlıkların yükseldiği odaya ilerledi. Öyle acı sesler yankılanıyordu ki çelik duvarlarda, ürpermişti Jaemin. Endişeyle açtı kapıyı, hareleri hızla büyük odayı tararken yatağın öbür tarafından, yerden süzülen kanı saptadı. İçindeki korku dehşet boyutlarına ulaşırken koşarcasına adımladı kadının yanına. Dalgalı saçları dağılmış, bir çoğu parmakları arasında yolunmuştu. Sol eli boğazını kavrıyor, sağ eli ise karnına baskı yapıyordu. Dudakları arasından fışkırırcasına akan kan ile irkildi avcı, karşısındaki kadın adeta ölümün pençesindeydi.

"Tanrım! Jennie!"

Kadının ismini haykırırken neredeyse tüm bilincini kaybeden kadının yanına çöküp bedenini kendine doğru çekti. Başını göğsüne yasladığı kadının boynunu ovuşturarak kendince nefes almasına yardım ediyordu.  Lakin kadın son nefeslerinde olduğunu bulunduğu durumda güçlükle haykırıyordu.

"İ-içimiz..."

Ağzından zorlukla çıkarmaya çalıştığı heceleri şiddetle akan kanı bastırırken zorladı kendini güzel kadın. Gözlerinden süzülen yaşlar ile tuttu Jaemin'in elini. Ne ara dolduğunu anlamadığı gözleri de salıverirken yaşlarını odaklandı avcı. Kadının söylemeye çalıştığı şey her ne ise önemli olduğu aşikardı.

"Düşman...İç-..."

"Sakin ol Jennie, zorlama kendini, yalvarırım nefes almaya çalış."

Korkuyla yalvardı Jaemin ancak nafile, söyledikleri kadına zerre yardımcı olmuyordu. Jennie öleceğinin farkında, son sözcükleri ile oğlunun hayatı uğruna kendini zorluyordu. Kan akışı bir nebze olsun rahatlarken sıktı avcının elini son gücüyle.

"Jeno... Onu ko-koru... Yo-..."

"Söz veriyorum koruyacağım... Tanrı aşkına Jennie... Lütfen dayan..."

Bağırıp yardım istemiyordu Jaemin çünkü kapıda duran adamın buna hiç niyeti olmadığının, Jennie'nin çelik duvarlar içine bu amaç için yerleştirildiğini anlaması uzun sürmemişti. Vampirlerin en büyük kozu ölürken intikam alacaklarını zanneden avcı ordusu kendi sonlarını hazırladıklarını anlamayacak kadar aptaldı çünkü.

lust °nominHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin