ep. 21'ı wanna be yours'

584 44 41
                                    

'kalbimde tuttuğum sırları saklamak düşündüğümden de zor'

*****

Çıplak, sol omzuna düşen su damlacığının kaynağına çevirdi başını. Kararmıştı gökyüzü, yıldızlar hafif esintiler eşliğinde parlıyordu usulca. Hafiften çiseleyen yağmur yazın asla gelmeyeceğine dair vurgulamalarını tekrarlar iken parmaklarına kenetli parmakların sahibine doğru sürüklendi bakışları. Başını duvarın kirişine yaslamış, sessizce oturuyordu genç adam. Kalede anlattıkları diline fazla ağır gelmiş olacak ki tek kelime daha dökülmüyor, yalnızca susuyordu.

"Sıkıldım ben."

Mızmızlanarak ayaklandı küçük olan. Vampirin bacaklarının arasına doğru yaklaştı, kollarını vakit kaybetmeden boynuna dolarken büzdü dudaklarını.

"Çok sıkıcısınız sayın varis."

Ruhsal yorgunluğu düşürmüştü göz kapaklarını Vampirin. İliklerine kadar hissediyordu bitmişliği. Tam bir kaybedendi nezlinde. Kaleden çıktıklarından beri Jaemin'in üstün çabası sayesinde öğrenmemişti henüz Jennie'nin kaçırıldığını. Yine de bitkindi ifadesi.

"Sizi eğlendirmek için ne yapmam gerekiyor değerli avcı'm?"

Son sözcüğünde yaptığı ince vurgu avcının kelebeklerini dürterken beline dolanan kollar ile kendini vampirin kucağında bulması bir oldu. Kasmadan oturdu kucağına, arkasını döndü, başını göğsüne dayayarak kendine rahat bir konum ayarladı.

" Yağmur başlayacak."

Mırıldanırken tekrar tuttu elini sevdiğinin. Jeno'nun kemikli parmakları onun küçük parmaklarına siper olurken arkasındaki adamın kıkırtısına tebessüm etti.

"Islanırız işte, güzel değil mi?"

"Güzel, izleyelim o halde."

İnatla çiselemenin ötesine gitmeyen yağmurun altında oturdu bir süre ikili, tek kelime dahi etmeden öylece boyun eğdiler sessizliğe. Sokakta boştu üstelik, saatin fazlaca ileri olmasından kaynaklı olarak ortalıkta pek insan olduğu görülemezdi.

" Ne zaman beni sevdiğini hissettin avcı? Ya da bu kanıya nasıl ulaştın?"

Sessizliği bölen Jeno olurken çekinerek sorduğu soru kıvırdı dudaklarını Jaemin'in. Genişlerken gülümsemesi düşündü kısaca, bakışları yeniden gök yüzüne ulaştı o esnada.

"Bilmiyorum aslında, sadece bir gün kalktım ve seni düşünürken ritim değiştiren kalbime şahit oldum. Bu yeterliydi, zira milyarlarca insanın yaşadığı bu cehennemde yalnızca bir kişi için karnaval yaptı midemdeki kelebekler."

Uzatmamak adına yarıda kesse de doluşmuştu dilinde sözcükler. Sanki uzun zamandır cevaplamaya can ettiği soru ona sunulmuş, o ise cevaplamak için terleyen avuçlarını ovuşturuyordu. Lakin herkesin bildiği bir kural vardı ki ne kadar yüceltirse o kadar yüksek olurdu çakılacağı boşluk.

Duydukları kalbini titretmişti vampirin. Alt dudağı dişleri arasında ezilirken kucağına yaslanan gencin ipeksi tutamlarına yasladı burnunu. Kokusunu içine çekerken düşündü, Jaemin'in içinde su olmaksızın kapıldığı akıntıyı düşündü. Korkutucuydu bir miktar, ürperdi zira su yoktu ama akıntı çok hızlıydı.

"Ya sen? Ah, gerçi beni sevip sevmediğin bile meçhul iken bu soru saçma oldu."

İğneleme amacı taşımıyordu avcının cümleleri. Hüzün kırıntıları baskındı daha çok, hafif de heves kırıkları...

"Asırlar sonra uğruna değişmeyi düşündüğüm tek kişi sensin Jaemin, bunu bilmek yeterli nezlimde."

Dudakları Jaemin'in kulağına sürterken fısıldadıkları ruhunu okşadı. Bu çok fazlaydı, fazla anlamlı, fazla özel...

lust °nominHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin