'herkes duvarlara çarpıyor, bu yalnızca cehennemden bir gün olabilir'
Keyifli okumalar 💫
****
Çakmağın metal kısmı parmakları arasında dolaşırken alevlerin hali hazırda yükseliyor oluşu sürtünen parmaklarına yanıklar bırakıyor ancak gün vampiri öfkesinin ağırlığıyla bunu bile fark edemiyordu. Kafasındaki tüm düşünceleri sineye çekmiş, yalnızca duvara bakıyordu boş bakışları ile. Defalarca tıklatılan kapıyı da duymamış olsa gerek içeri korkuyla içeri giren yardımcısına öldürücü irislerini yönlendirdi.
"Kapıyı çalmak nedir bilmez misin sen!?"
"E-efendim, uzun zamandır buyur etmenizi bekliyorum lakin ses gelmeyince endişeyle girmek durumunda kaldım. Affınıza sığınıyorum."
Başı önünde eğik konuşan yardımcıya kapıyı kapatmasını söylerken parmaklarını şakaklarında dolandırdı. Yaklaşık altı saattir odaya girip çıkan kişi sayısız olarak tabir edilebilecek iken güzel haber sayısı ise sıfırdan öteye gidemiyordu. Ve Jeno, bu durumdan epey sıkılmıştı.
"Eğer vereceğin haber kötüyse dışarıda başını sallandırmaktan asla çekinmem. Ya iyi haberler ver ya da ben ölüm emrini vermeden kaybol gözümden."
Bağırmaktan ağrıyan boğazından sızılar eşliğinde çıktı sözcükleri. Titreyen elleri güçsüzlüğünü gözler önüne serse dahi daha fazla dik durmaya dermanı kalmamıştı. Yaşadığı korkudan etiyle kemiğiyle nefret etmişti. Canı sağ olsa dahi nerede olduğunu bilmiyordu değerlisinin ve bu ölümden çok daha zor geliyordu benliğine. Ya işkence görüyorsa diye düşündükçe kastı kendini, sinirleri zihninin sınırlarını zorladı. Ellerinin uzanamayacağı yer olmadığı bilgisi sabitti gücünde ancak yanılıyor oluşunu görmüştü ya, kalmamıştı dermanı.
"Bayan Kim elimizde bulunan vampir avcısının birliğinde tutuluyor. Kim Taehyung'u vermemiz durumunda kendisine kibar davranacaklarını bildirdiler."
Histerik bir kahkaha döküldü Jeno'nun kiraz dudaklarından. Ayağı kalkması ile sandalyesini kaptı parmakları arasında. Masa önünde kendiliğinden yıkılırken sandalyeyi kalenin taş duvarlarına çarptırarak paramparça olmasını sağladı. Yardımcısı korkuyla duvara yaslanırken üzerine yürüdüğü gibi yakasını kavradı. Genç yardımcı duvar boyu havalanırken varisin kan kırmızısı harelerine bakmamaya gayret gösterdi zira bu ölümüne bile sebep olabilirdi. Kısacık bir bakışı bile yanaklarından kızıl kanın süzülmesine sebep olmuştu.
"İyi davranacaklar öyle mi! Karşılığında verme gibi bir düşünceleri yok yani!"
"Efendim... Efendim nefes-"
Boğazına sarılan kemikli parmaklar nefesini keserken kıpkırmızı oldu yardımcı. Karşısında suçsuz yere ölüme tek adımı kalan yardımcısını bıraktı ve kapıyı açtı.
"Defol! Yoksa tüm hıncımı senden çıkaracağım!"
Küçük elleriyle moraran boynunu tutarak uzaklaşan Jisung'un arkasından kapanan kapı çatırdadı. Öyle şiddetle vurulmuştu ki yıkılmamış olması mucizeydi.
Odanın içerisinde ileri geri yürüyüşleri beynindeki seslerin volumlerini yükseltirken araya Jeno'nun çığlıkları da ekleniyor, mantıksız kadar düşünce varsa zihnine hükmediyordu. Sığamadı odasına, kalenin çevresi boyu yürürken buldu kendini ve en nihayetinde adımları abisinin odasının önünde sonlandı. Saygıdan epey yoksun halde açtı kapıyı. Öfkesi kaynıyor, tüm bedenine damarları arasında süzülüyordu.
"Bana Jennie'yi getir abi!"
Siyah, kadife kumaşın üzerinde epeyce rahat ve keyifli gözüken Yoongi adeta içeri dalan kardeşi ile ayaklandı. Güçsüzlüğün tüm çıplaklığı ile sardığı vampirin bu görüntüsü içten içe ürkmesine sebebiyet verirken olabildiğine umursamaz görünmeye çalışarak omuz silkeledi. Küçük kardeşinin siyah tutamlarını karıştırdıktan sonra yerine geri döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lust °nomin
Vampire'parmakların boynumda gezindiğinde hala taparım sana' *kpopgaypanic için yazılıyor. #nct1