ep.9'gangsta's paradise'

710 73 97
                                    


'hayatlarımızın çoğunu gangsterler cennetinde harcamaya devam ediyoruz'


******

"Kimseyle göz teması kurmamaya çalış, seni örgüt odasına soktuğumda da olabildiğince yakınımda dur."

Aynı temkinleri üçüncü kez dinleyen avcı, başını sallayarak anladığını belirtti. Kimseyle konuşmayacak, vampirlerle dolu bir salonda gün vampirinin yanından ayrılmayacaktı. 

Asansör tiz sesle katı çınlatırken açılan kapının ardındaki boş duvara bakındı hayretle Jaemin. Asansörden indikten sonra iki adımlık mesafe ve tüm etrafı çevirmiş siyah duvarlar vardı. Ve duvarın ortasında derma çatma depo kapısı...

Kapının kilit kısmına baş parmağını bastırdı Jeno ve kapı büyük gürültü eşliğinde ardına kadar açıldı. Bakıldığı zaman parmak okutucuya benzer hiçbir sistem yoktu kapıda, anlaşılan o ki kilit kısmı aslında gizli bir geçit olarak tasarlanmıştı. Zekice diye düşündü avcı ve vampirin uzattığı eli tutarak kapıdan geçti. Binaya girdiğinden beri uğradığı bütün şaşkınlıklar bir kenara bu sefer gerçekten ağzı açık kalmıştı. Altın kaplama duvarlar, kristal devasa avizeler ve onlarca oyun masasının olduğu salon nutkunun tutulmasına sebep olmuştu. Masalarda her türden vampir poker, bilardo gibi çeşitli oyunlar oynuyor, piyona sesi her birinin konuşmasını meçhul hale getiriyordu. Pullar dağıtılıyor, paralar havada uçuşuyor, kazanan kahkahaları ile ortama ses katıyordu. Kaybedenler ise her daim kaybedilmenin verdiği öfke ile masayı birbirine katıyor, kavga çıkartıyordu. Her köşede farklı insanlar lakin aynı görüntüler mevcuttu. Uzun bacaklarını mini etekleri ile sergileyen çekici kadınlar kartları dağıtırken özellikle eğiliyor, göğüs dekolteleri ile gecenin erkeğini aramaya koyuluyorlardı. Ekmek parası onlar için seksi vücutlarından geçiyordu. 

"Aman Tanrı'm!"

Etrafında dönerek etrafı daha dikkatli inceledi. Kendi örgüt binasına kıyasla burası cenneti andırıyordu. Vampirlerin toplu katliam planları yaptıkları karargahın bu denli ışıklı bir yer olması onu hayrete düşürmüştü. Bir diğer ilgisini çekense elinde tepsiler ile servis yapan, masa başında kağıt dağıtan, kimisinin kustuğu kimisininse menilerini bıraktığı yerleri silen temizlikçilerin hepsinde ortak noktası olan boyunlarındaki simgeydi. 

"Jeno, onların boyunlarındaki simge ne anlama geliyor?"

"Onlar insandan dönme ısırılmış vampirler. Ölmek yerine hayatları boyunca vampirlere hizmet etmeye yemin ederek ölümsüz yapılan insanlar da denebilir."

Bütün boyunlarını kaplayan siyah damarlar gibi duran işaretler ürkütücü duruyordu lakin ince düşünüldüğünde hikayesi daha acıydı. Yaşama özgürlüğü elinden alınmasın diye sonsuz hayatta esir olmayı kabul eden insanlardı onlar.

"Toplantı odasına gideceğiz, seni oraya sokamam. Hemen yan odada dinlenme alanı var, duvara dayalı kahverengi gardıropun içine gireceksin. Oradaki şeytan gözünden izleyebilirsin."

"Şeytan gözü mü? Bu sizin için tehlike değil mi, niye orada?"

"Beni toplantıya almadıkları dönemlerde ben koymuştum Her neyse konumuz o değil, toplantı biter bitmez herkes olduğun odaya gelir muhtemelen, dolaptan çık ve dediklerimi onayla yeterli."

Kalabalık salon boyu yürüdü ikili. Bar masasının olduğu kısımda uzun ve tek kişinin ancak geçebileceği darlıkta iki farklı yöne açılan koridorlar bulunuyordu. Soldaki koridora girdikleri an sanki farklı bir evrene geçmiş gibi hissetti avcı zira biraz önce işittiği müzik sesi tamamen yok olmuş, hareleri siyahtan başka renk göremez olmuştu. Boyutlar arası gezinti gibiydi.

lust °nominHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin