ep.14'like you do'

692 60 87
                                    

'tanıştığımızdan beri
bütün kasvetli günler, biraz daha aydınlıkmış gibi parıldıyor'

**************

Saatler öğleni geçerken henüz yeni uyanan Jeno, keyifle seslerin yükseldiği banyoya ilerlemiş, saçlarını kurutan avcıyı görmesi ile kocaman gülümsemişti. Kollarını avcının çıplak beline dolamış, çenesini omzuna yaslamıştı.

"Arabella yeni mi uyandı?"

Dün geceye yaptığı atış Jaemin'in de gülmesini sağlarken beline dolanan kolları okşadı. Huzur bütün hücrelerine dolarken hareleri aynadaki yansımalarında gezindi. Vampirin irisleri derhal onunkileri bulurken simasında oluşmak adına sınırlarını zorlayan gülüşünün zincirlerini çıkarttı, böylelikle en içten tebessümü sevdiği adamın manzarası olmaya hak kazanıyordu.

"Ben Arabella değilim Jeno, o sensin. Benim Arabella'm."

Benim derken özellikle bastırması vampirin gururunu okşar iken kendisine doğru dönen avcının dudaklarını ıslattı diliyle. Burnunu naifçe Jaemin'in boyun girintisine sürterken burnuna dolan avcının kendine has ten kokusu ve yeni banyo yapmanın hissettirdiği şampuanın kokusu karışmış lakin rahatsız edici değil, epey hoşnut edici bir koku sunuyordu. Mayıştırıcı kokunun en temel kısmı olan ipeksi tutamları parmakları arasında gezintiye çıkmıştı bile. Gözlerini usulca kapatıp bu anın hiç bitmemesini dilediği an kolları arasından sıyrıldı avcı. Altında sadece Jeno'ya ait olan siyah çamaşır ile odaya ilerledi. Geceden kalma sızıları olmalıydı keza normalde Jaemin manken gibi süzülerek yürürdü. Şimdiyse hafif paytak yürümesi Jeno'ya ufak çaplı bir kahkaha arttırmış, peşine takmıştı.

"Seninkilerden giyineceğim, benimkiler berbat kokuyor."

"İstediğini giyin güzelim, benimkiler aynı zamanda senin de."

Jaemin'in bıraktığı çeşitli hickey ve morlukların renklendirdiği bedenini yeniden dağınık yatağa bırakırken başını koluna yasladı ve ona hayretle bakan genci süzdü. Verdiği ani cevaplar avcının afallamasına sebep oluyordu ve Jeno onu bu şekilde görmeye bayılıyordu.

Gözlerini kırpıştırarak kendini toparlayan avcı dolaptan ince, siyah bir tişört alıp üzerine geçirdi. Jeno ona kıyasla daha kalıplı olduğundan üzerindeki büyük gelmiş, tişörtün etekleri kalçalarına kadar inerek kısa bir elbise edası oluşturmuştu. Bu görüntü karşısında yandan sırıtışı ile alt dudağını ısırdı gün vampiri. Aklına gelen fikirle bir miktar daha dikeldi yatakta.

"Dün gece fazla etkileyiciydin Jaemin. Ya da ben fazla sarhoştum, bir daha beni o kadar etkiler misin merak ediyorum. Zira sadece güzelliğine bakarken bile orgazm olabilirdim."

Oyunları severdi Jeno, ortaya iddia atar ve Jaemin'in kazanması için ona fırsatlar sunardı. Kazandığı zaman avcının sıklıkla tekrarladığı bir kaç hareketi vardı ve bunları seyretmek için kaybetmeye adamıştı kendini. Küçük ellerini birbirine vururdu Jaemin, yerinde zıplar, etrafında dönerek çocuk gibi gülerdi. Hiç çocuk olmamış Jeno ise onun bu görüntüsü ile kendini bir dönme dolapta yahut atlıkarıncada hisseder, içinde saklanan çocuk neşeyle kahkahalar atardı. Sunduğu oyunlar, teklifler son derece arsız olsa dahi sonucunda ruhuna hücum eden huzur her şeye bedel olurdu nezlinde.

"Seni şuan bile rahatça etkileyebilirim Jeno."

Attığı yem avı tarafından derhal tutulur iken tekrar ne denli şanslı olduğunu hissetti. Jaemin iyi bir ortaktı keza hayır yoktu dilinde. Yapacakları şey her ne ise denemeye yahut eşlik etmeye son derece açıktı. Korkusuzdu Jaemin, kendinden bile korkan Jeno'ya kıyasla fazla cesurdu. Öyle ki bazı zamanlar Jeno ona saklanmak isterdi. Onun kanatları altında güvende hissederdi. Mutsuzluğun içinde kaybolduğunda hafızasında ona dair anılar canlanır, ruhunu ürperten tüm ögeler yok olurdu. Seviyordu Jeno, Jaemin'in ona kazandırdıklarını seviyordu.

lust °nominHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin