Derin bir nefes alarak parmaklarıyla oynamaya başlayan Ozan, geçen her saniye korkuyla daha da küçülüyordu.
" Ozan?" İrkilerek Serhat'a dönen Ozan boğazını temizleyip merakla Serhat'ın ne diyeceğini beklemeye başladı.
" Dışarıya çıkmak ister misin? Etraf hep toz oldu. Biz gelene kadar adamların işleri bitmiş olur hem."
" Dışarı?" Başını sallayarak onaylayan Serhat, Ozan'ın korkuyla yutkunduğunu fark etmişti.
O günün üzerinden iki gün geçmişti ve Ozan iki gündür ne evden çıkıyor ne de Canan hariç dışarıdan birini eve alıyordu. Bu yüzden kırılan camların tamiri biraz gecikmişti.
" İstemez misin?" Gözlerini kaçırarak onaylar biçimde başını sallayan Ozan ile rahat bir nefes aldı Serhat.
Ya daha iyi olacaktı ya da daha kötü...
Hazırlanıp evden çıkan ikili Serhat'ın arabasına ilerlerken Ozan, Serhat'ın kolunu sıkıca tutmuş arkasına saklanmıştı.
" Ozan, korkma." Serhat'ın kolunu bırakmasa da en azından arkasından çekilen Ozan küçük bir çocuk gibi omzunu silkip konuştu.
" Korkmuyorum ki." Onun bu çocuksu hâline gülüp başını sallayan Serhat, bahçe kapısından çıktıkları anda aniden önlerine çıkan genç kız ile bir adım gerileyip Ozan'ı da arkasına çekti.
Serhat çatık kaşlarla karşısındaki kıza bakarken Ozan tekrar dolan gözleriyle Serhat'ın arkasına geçmiş korkuyla etrafa bakıyordu.
" Şey.. ben, özür dilemeye geldim."
" Kimsin sen?"
" Ben şey, geçen gün Ozan ile karşılaşmıştık ve şey market poşetlerine yardım etmişti. Daha sonra ise..."
" Tamam oldu, bitti. Gidin artık." Ozan'ın titreyen bedenini hisseden Serhat bir an önce Ozan'ı buradan uzaklaştırmak istiyordu.
" Ozan?" Başını yana çevirerek Ozan'ı görmeye ve konuşmaya çalışan genç kız ile sinirlenen Serhat hızla Ozan'ın kolundan yumuşak bir şekilde tutup önündeki kızı yana çekerek arabasına ilerledi.
Arabaya bindiklerinde derin nefesler alarak sakinleşmeye çalışan Ozan bir şeylere tutunma ihtiyacı hissederek yanında arabayı çalıştıran adamın boştaki elini sıkıca tuttu. Ani gelen hareketle olduğu yerde kalan Serhat hemen ardından boğazını temizleyip arabayı park yerinden çıkardı.
" Nereye gitmek istersin?"
" Fark etmez."
" Aç mısın peki?"
" Birazcık.." Ozan'ın çekingen sesini duyan Serhat gülümseyerek arabayı sola döndürüp her zaman gittiği restoranta sürmeye başladı.
Çok geçmeden restoranta geldiklerinde Serhat arabayı park edip inerek Ozan'ın inmesini bekledi. Çekingen adımlarla yanına gelen çocuğun belinden tutarak içeriye ilerledi.
Her zaman oturduğu masaya oturunca boşta olan garsonlardan biri hızla yanlarına gelip konuştu.
" Serhat abi, hoş geldin." Aniden yanlarına gelen çocukla irkilen Ozan ile sinirle garson çocuğa döndü Serhat.
" Oğlum, sakin gelsene."
" Pardon abi. Ne alırsınız?"
" Balık yer misin?" Başıyla onaylayan Ozan ile tekrar garson çocuğa dönüp cevao verdi.
" Levrek alabiliriz o zaman." Birkaç şey daha sorup giden garson ile merakla Serhat'a döndü Ozan.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reis -Gay
General FictionÜlkücü reis Serhat ve tüm zorluklara rağmen ayakta kalmayı başarıp kardeşine bakan Ozan...