" Tarif et." Duyduğu sert sesle yutkunan Ozan içine kaçmış sesiyle mırıldandı.
" Fatih mahallesi. Buradan sola döneceksiniz." Başını sallayan Serhat sola dönüp konuştu.
" Her şeyi tek tek söylemem mi gerekiyor? Anlat."
" Anlatacak bir şey yok. İşe ihtiyacım vardı, arkadaşım bir iş olduğunu söyledi, anlatınca kabul ettim. Bir duvara yazı yazmamı söyleyip, elime de yazacağım şeyleri verip oraya gönderdiler beni."
" Ne yani her sikim var diyene tuzla mı koşuyorsun?" Aniden kaşlarını çatan Ozan bağırdı.
" Düzgün konuş benimle. Anlat dedin anlattık işte." Arabayı ani frenle durduran Serhat ateş saçan gözlerini Ozan'a çevirip dişleri arasından konuştu.
" Bu iki oldu. Üçüncü de sesini keserim. Öyle lafta bırakmam gerçekten keserim. Ona göre." Dolu gözlerini dışarıya çeviren Ozan arabanın tekrar seyir hâline gelmesini izledi.
" İşe neden bu kadar ihtiyacın var?"
" Kardeşime bakmak zorundayım. İhtiyaçları var, istekleri şuan yok ama illaki olacak."
" Ailen?"
" Yok." Çocuğun beklemeden cevap vermesine kaşlarını çatsa da başka bir şey sordu.
" Peki onların solcu olduğunu biliyor muydun?"
" Bilmiyordum. Bilsem de beni ilgilendiren bir şey yok. Bana verdikleri işi yaptım paramı aldım bu kadar." Yavaşça başını sallayıp yola dikkatini verdi.
Sessizce dışarıyı izleyen çocuğa döndüğünde fark ettiği şeyle kaşlarını çatıp daha dikkatli bakmaya başladı.
Göz yaşları akan Ozan her eczane görüşünde gözlerini kaçırıp sessizce ağlamaya devam ediyordu. Bu hâline daha fazla bakmak istemeyen Serhat arabayı gördüğün eczanenin önüne park edip kendisine merakla bakan çocuğa döndü.
" Eczaneye girecek misin?" Konuşmadan başını olumsuzca sallayan çocuğa tekrar bue soru yöneltti.
" Neden?"" Seninkilerden kaçarken yanlışlıkla parayı düşürdüm. Peşimde de beni ölümüne kovalayan adamlar olunca duramadım." Sinirle gözlerini kapatan Serhat bir küfür mırıldanıp çocuğa döndü.
" Reçeteyi ver." Karşısındaki adamın ne dediğini anlayaman Ozan şaşkınca sordu.
" Ne?"
" Reçete diyorum. Ver." Alayla gülen hatta kahkaha atan Ozan aniden gülmesini kesip sertçe karşısındaki adama baktı.
" Noldu acıdın mı?"
" Çocuk, sinirlerime oynuyorsun yapma."
" Vermiyorum reçete falan, hatta bu arabadan inip siktir oluo gidiyorum. Kimsenin açılmasına ihtiyacım yok." Kapıyı açıp dışarı bir adım atmışken kolundan tutulup çekilmesi ile dengesini kaybedip reisin kolları arasına düştü.
Serhat, kârı arasındaki çocuğu bırakmadan konuştu.
" O ilaçlar senin için değil biliyorum. O küçük çocuk için. Şimdi ver gidip alayım." Farkında olmadan başını sallayan Ozan hemen ardından reçeteyi vermişti.
Çocuğu kolları arasından itip arabadan inen Serhat, Ozan'a göre aşırı karizmatik duruyordu.
İçeri girip çalışanla bir şeyler konuştuktan sonra adam bir kaç ilacı poşete koyduktan sonra reise uzattı. Reid parayı verdikten sonra hızla eczaneden çıkıp arabaya bindi.
Poşeti çocuğun kucağına koyup arabayı çalıştırdı. Setur halinde giderken bir yandan da çocuğun yol tarifini dinliyordu.
" Sonra ödeyeceğim bunları size."
![](https://img.wattpad.com/cover/260177219-288-k252286.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reis -Gay
Ficción GeneralÜlkücü reis Serhat ve tüm zorluklara rağmen ayakta kalmayı başarıp kardeşine bakan Ozan...