Huzur

5K 339 20
                                    

3 AY SONRA

" Ya abi!"

" Efendim güzelim?"

" Ben şey diyecektim." Karşısında oturan kardeşinin bir şey isteyeceğini ancak çekindiğini fark edince anlayışla gülümsedi.

" Ne istiyorsun bitanem? Canın ne çekti söyle hemen alayım."

" Off abi yaa. Utanıyorum." Mızmızlanarak yüzünü kapatan kardeşine şaşkınlıkla bakan Serhat oturduğu koltuktan kalkarak Canan'ın yanına oturmuş ve ellerini tutarak yüzünden çekmişti.

" Neyden utanıyorsun yavrum? Hamilesin sen. Canının bir şeyleri istemesi çok normal bir şey."

" Kaç yaşına geldim hala senin yanında, senden bir şeyler istiyorum."

" Ne güzel işte. Benden başka kimsenin himayesine gerek yok, benden başka kimseden bir şey istemene gerek yok. Utanıp, çekinmene ise hiç gerek yok. Kardeşimsin sen benim. Kardeşten öte kızımsın ya." Zaten dolu olan gözleri Serhat'ın konuşmasıyla daha da dolup bir iki damla yaş akarken hızla yanına oturan abisinin göğsüne sarılmıştı.

" Abi?"

" Efendim abisinin bitanesi. Söyle."

" Ben vişne istiyorum. Bulabilir misin?" Küçükken yaptığı gibi kafasını Serhat'ın göğsünden çekmeden alttan bakışlarla bakmaya başlamıştı abisine.

" Alırım tabii."

" Biz geldiik." Kapıdan neşeyle giren Ozan ve Melek, bahçede oturan iki kardeşi görünce oraya ilerlemişlerdi.

" Hoş geldiniz." Günlerden hafta sonu olduğu için ve Melek'in ödevinde eksik malzemeler olduğu için, Ozan, kardeşini de alarak çıkmıştı evden.

Şimdi ise ellerinde bir dolu poşet ve yüzlerinde kocaman gülümseme ile Serhat ve Canan'ın yanına ilerliyorlardı. Gelen zaman içerisinde Ozan tekrardan tam bir şekilde Serhat'ın asistanı işine geri dönmüştü. Her ne kadar bu konu için Serhat ile günlerce küs kalsalar bile şuan işine devam ediyordu.

Üç aydır çekinmeden aldığı maaşıyla bugün Melek'in her istediğini alabilmiş ve bu da kendisine tarifsiz bir mutluluk vermişti.

" Neler aldınız bakalım?" Kadın ruhundan kaynaklı olsa gerek Melek hızla Canan'ın kolları arasında girip aldıklarını çıkarıp gösterirken Canan da büyük bir ilgiyle aldıklarını gösteren kızı dinliyordu.

" Biz gidelim Ozan hadi." Daha yeni eve giren Ozan, Serhat'ın aniden ayağa kalkarak elinden tutması ile şaşkınca olduğu yerde durdu.

" Nereye?"

" Canan vişne istedi. Melek'im? Sen bir şey istiyor musun?"

" Hayır baba teşekkür ederim." Ve Ozan'ın alışamadığı diğer durum da buydu. Melek çoğu zaman olmasa bile bazen ya farkında olarak ya da şimdi olduğu gibi farkında olmadan Serhat'a baba diyordu. Ve işin diğer garip yanı ise Serhat bu duruma hiç tepki vermemişti.

Melek okulda arkadaşlarına bir babasının olduğunu göstermek için Serhat'a baba dediği zamandan beri bu durumdalardı ve Melek ne zaman Serhat'a baba dese tedirginlikle Serhat'tan ters bir tepki bekliyordu.

Ancak Serhat geçen şu sürede hiçbir şekilde ters tepki vermemiş, aksine küçük kıza daha fazla sevgiyle yaklaşmıştı her zaman.

Elini tuttuğu Ozan'ın olduğu yerde dalgın bir şekilde durduğunu gören Serhat bir adım geriye çıkarak Ozan'ın yüzüne bakmıştı.

" Neye daldın yavrum?"

" Bir şey yok. Hadi gidelim." Ozan her ne kadar bir şey yok dese de ne olduğunu anlayan Serhat bu konuyu daha sonra konuşmak için bir şey demeden hala elini tutan Ozan ile ilerlemeye başladı.

Reis -GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin