Aldatılmak

6.3K 401 51
                                    

" Ya istemiyorum istemiyorum."

" Ne demek istemiyorum Ozan ya? Böyle daha ne kadar devam edeceksin?"

" Ederim. Gittiği yere kadar devam ederim."

" Hey Allah'ım sabır ver sen yaa." Sinirle oturduğu yerden kalkıp mutfağa geçen Serhat ocakta kaynayan çayla uğraşırken diğer yandan da cebinden sigara çıkarıp yakmıştı.

Ozan lise terkti ve Serhat onun üniversite okumasını, en azından o ortama girmesini istiyordu. Ki Ozan'ın da hem isteği hem de üniversiteye gidecek kapasitesi vardı. Biliyordu. O da istiyordu ancak yine inat ediyordu işte.

" Pişt." Kapıda dikilmiş yerinde hareket ederek kendisine seslenen çocuğa dönen Serhat, onun bu masum haline kıyamamış sarılması için kollarını açmıştı.

Serhat'ın bu tepkisine karşı gülümseyen Ozan hızla kolları arasına girmişti.

" Kızma daha fazla."

" Nasıl kızmayayım ama bebeğim. Tamam yanımda çalışırsın okul bittikten sonra. Ama en azından gir o ortamlara."

" Yapamam ki. Kazanamam."

" Ne demek yapamam? Ben inanıyorum sana. Hem olmasa bile denemiş olursun. Dünyanın sonu değil ya."

" Bunları sonra konuşalım mı? Şimdi geç oldu uyuyalım." Kolları arasındaki çocuğun saçları arasına öpücük konduran Serhat çenesini Ozan'ın kafasına yaslayarak konuştu.

" Tamam bitanem nasıl istersen. Melek'i kontrol ettin mi?"

" Hıhı. Üstünü açmıştı, kapattım."

" Uyuyalım bizde o zaman." Mırıldanarak Serhat'a biraz daha sıkı sarılan Ozan ile yavaşça gülümsedi Serhat. Ozan'ın kedi gibi kendisine sarılmasını seviyordu.

" Biraz daha sarılalım mı?" Bir şey demeden daha sıkı sarıldı Serhat.

Haftalardır düşünüyordu. Ozan'a, Canan'a, Faruk'a fark ettirmeden içindeki savaştan sağ çıkmaya çalışıyordu, bir şeyleri yerine koymaya çalışıyordu.

Ozan'a zarar verecek her şeyden, her düşünceden kaçmaya çalışıyordu. Bir seylerden emin olmadan, ne hissettiğini bilmeden Ozan'a yakın olmak, ümit vermek istemiyordu. Bu yüzden sürekli kendini, düşüncelerini, hissettiklerini sorguluyordu.

Seviyor muydu?

Yoksa sadece kendi yaşadıklarını mı görüyordu?

Ama en sonunda.. günün sonunda eve geldiğinde Ozan'ı kolları arasında buluyordu. Gece beraber aynı yatakta uyuyorlardi. Serhat bir şeyi planlarken direkt olarak Ozan ve Melek'i de dahil ediyordu. Ve hepsi istemsiz yaptığı şeylerdi.

İkisi için de en iyisini istiyor, bu hayatta hak ettikleri şeyleri yaşamaları için de elinden geleni yapmak istiyordu. Bir gelecekleri, beraber bir gelecekleri olsun istiyordu.

Yine de sanki emin olamıyordu. Daha doğrusu kendinden değil de Ozan'dan emin olamiyordu. Reşit olsa bile, yaşıtlarına göre hayat şartları sayesinde daha olgun olsa bile çocuktu işte. Kendisi emindi, seviyordu Ozan'ı ama Ozan. O ne düşünüyordu? O ne hissediyordu? Seviyor muydu? Yoksa sadece çocukluk hevesi miydi?

" Serhat!" İrkilerek kapalı gözlerini açan Serhat hala mutfakta sarılı olduklarını fark edip hızla Ozan'a döndü. Endişeyle kendisine bakıyordu.

" İyi misin? Seslendim. Dalmış gibiydin. O kadar mı uykun geldi yoksa?" Sona doğru kıkırdayan Ozan ile kendisine bakan çocuğun yanaklarını sıkmaya başladı.

Reis -GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin