Konuşma

6.6K 448 51
                                        

Salonda oturmuş karşımda oturan Melek'in gergin hallerini izliyordum. Hafta sonu olması nedeniyle Melek evdeydi ve Serhat da, Melek ile konuşmam için beni evde bırakmıştı.

" Ne hakkında konuşacağız bunu biliyorsun değil mi?"

" Biliyorum." Korkak ve kısık çıkan sesiyle sinirlensem de bir şey demedim. Bu zamana kadar ona büyük bir şekilde kızmamıştım ve şuan benden bu şekilde korkuyor oluşu hem üzüyor hem de sinirlerimi bozuyordu.

" Küçüklüğünden beri baba hasreti çektiğini, babası olan arkadaşlarına merakla baktığını fark ediyordum Melek. Ancak daha yeni yeni tanıdığımız birine aniden baba demek ne demek? Ne oldu da böyle bir şey yaptın?"

" Okuldaki çocuklar, Serhat abinin benim
gerçek babam olmadığını söylediler, benimle dalga geçtiler. Sonra çıkışta herkesin babası gelmişti ve çocuklar bana güldüler."

" Üzüldüğünü anlıyorum Melek ama bunun çözümü Serhat'a baba demen olmamalıydı. Bana veya öğretmenine bu durumu anlatabilirsin."

" Serhat abi kızdı mı bana?"

" Kızmadı."

" O zaman sürekli ona baba diyebilirim?" Dediği şeyin şaşkınlığı ile gözlerim açılırken kendime engel olamadan bağırdım.

" Melek!" Bağırmam ile gözleri dolan Melek hızla başını eğmişti. Onun bu hareketi karşısında derin bir nefes alarak başımı ellerim arasına aldım.

" Serhat'a sürekli baba diyemezsin Melek. O ne senin ne de benim gerçek babamız. Hem bugün rahatsız olmadıysa bile bir gün rahatsız olabilir."

" Yani bizi bırakır mı?" Sorduğu soruyla aldığım nefes boğazımda kalırken ne evet diyebilirdim bu sorusuna ne de hayır. Ben bile emin değildim bu sorunun cevabından.

Sessiz kalmamdan dolayı kendince bir sonuca varan Melek dudaklarını büzerek ve kafasını eğerek oturduğu yerden kalkmış bir şey demeden önümden geçerek odasına geçmişti.

Derin bir nefes alarak oturduğum yerden kalkarak mutfağa geçmiş ve masa üstündeki telefonumu alarak Canan ablayı aramıştım.

" Efendim Ozan?"

" Abla ne yapıyorsun?"

" Evde sıkılarak oturuyorum. Biliyorsun Engin bir şeyler yapmama izin vermiyor."

" O da seni düşünüyor. Bize gelsene bende evdeyim bugün."

" Valla çok iyi olur. Sıkıldım evde."

" Tamam o zaman çay koyuyorum, çabuk gel." Onaylayan Canan abla ile telefonu kapatarak tekrar salona geçmiştim. Canan ablayı aslında Melek hakkında konuşmak için çağırmıştım. Ne yapacağımı, ne diyeceğimi bilemiyordum. Melek daha küçüktü ve yanlış bir şey diyerek onun uzun zaman kötü hissetmesine neden olabilirdim.

Kendi kendime düşünürken az önce ocağa koyduğum çay kaynamaya başlamış, çayı demledigim yerde de kapı çalmıştı.

" Geliyorum." Çayı ocağa tekrardan koyarak kapıya ilerlediğimde güler yüzüyle ve ellerinde bir dolu poşetle beni karşılamıştı Canan abla.

" Hoş geldin abla. Gel, geç."

" Hoş buldum bitanem hoş buldum. Şunları al sen bi, ellerim koptu valla."

" Ne zahmet ettin abla ne gerek vardı bunlara?" İlerlemeye başlayan Canan abla tekrar arkasını dönerek gözlerini kısıp bana bakmaya başlayınca hemen mutfağa kaçtım.

Hızla kaynayan çayı ve Canan ablanın getirdiklerini tepsiye koyarak salona geçmiştim.

" Melek nerede Ozan?"

Reis -GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin