Bu bölümün multimedyası şunu temsil ediyor: Asalbike ses kaydını ormanda almıştı. Levent'in neşesi son olanlardan sonra kaybolunca bende ormandaki bir fotoğrafında yüzüne siyah-beyaz efekt uyguladım. Fark ettiyseniz geçen bölümün multimedyasında da etrafı açık renkken yüzü siyah-beyazdı. Levent hayaline kavuşunca o yüz aydınlanacak😇Hayalini söylememe gerek yok değil mi?
Aras'ın anlatımından...
Güneş bizim gördüğümüz şeyleri görüp kaçalı çok olmuştu. Tıpkı Güllaç'ın Levent'ten kaçması gibi o da bizden kaçmıştı. Belki havanın kararması Levent'i üzmezdi ama Güllaç'ın onu sevdiğini itiraf ettikten sonra kayıplara karışması üzmüştü. O gittikten sonra derslerde hiç konuşmadan oturup uzaklara dalmıştı. En azından sınıfa kimse gelmeden ağlamasını durdurabilmiştik. Derslerimiz bitince kızların evinde toplanmıştık ve saatlerdir oradaydık. Levent başını önüne eğmiş bir şekilde koltukta oturuyordu. Yanına oturup derin bir nefes aldım:
"Sen böyle yaparsan o kızın yerini öğrenemeyiz."
Levent elinin tersiyle gözyaşlarını sildi. Bir insanın ağlamaktan gözleri yorulabilir miydi?Levent'in yorulmuştu işte. Aslında onu yoran şey Güllaç'ın ona aşık olup aynı zamanda da kızgın olmasıydı. Şaşkınlık ve hüzün beynini iki yandan kemiriyordu. Sevdiği kişi ondan kaçıyordu ama o kendini toparlayamıyordu. Karşılık verirken sesi titredi:
"Bana... Bana aşık olduğunu nasıl görmedim?Beni çok seven birine bağırmışım ben!"
"İkiniz de birbirinize karşı olan duygularınızı açıklamamıştınız. Normal değil mi?"
"Benim anlayamadığım şeyi o nasıl anladı?"
Benim yüzümden!Okula geldiğim ilk gün ona istemeden delil vermiştim, zamanı geriye alabilseydim delil verdiğim günlere gidip kendimi durdururdum. Levent'e bunu söyleseydim benim de kalbimi kırardı.Gözlerimi karşımdaki Ahuşen'e çevirdim. Gözleri kapanmak üzereydi ama uyumamak için itiraz ediyordu. Olanlar karşısında o da duygusal bir ruh haline bürünmüştü. Levent'in bağırmasıyla ikimiz de irkildik.
"Aras!Soruyu Ahuşen'in alnına yazarsam cevap vereceksin galiba!"
"Kanka dalmışım!"
"Belli!Soruma cevap ver."
"Çok belli etmişsindir."
Aklımdan geçen ilk şeyi söyledim çünkü yalan uyduracak vakit bulamamıştım. İldeniz gözlerini camdan ayırıp bana şüpheli bakışlarını yolladı. Bu çocuk günün birinde patlayıp beni öldürecek!Levent ayağını yere sert bastı:
"Bu işte bir terslik var. Aniden ona olan aşkımı anlayıp laf sokması çok garip."
Ahuşen gözlerini büyüterek"Şimdi tek derdin bu mu?İstanbul'a giderken ona yaptıklarından şüphelenmişti sonra başka deliller de bulunca kafasında netleşti."dedi. Levent bu cümleleri duyunca ayağa fırladı. Elini çenesine götürüp önümde volta atmaya başladı. Onun için bugün şok olma günüydü.
"O zamandan beri delil topluyordu yani?İşini çaktırmadan halletmiş!"
"Dalya da şahidim!"
Dalya, Ahuşen'i başıyla onayladı. Levent ikisini de umursamadı. Kendisine kızıyordu ama üzüntüsü de onu rahat bırakmıyordu. Ahuşen bana"İşimiz çok zor!"der gibi baktı, haklıydı. Bir yandan Levent'i teselli etmeye çalışıyorduk bir yandan da Güllaç'ın yerini tahmin etmeye çalışıyorduk. Eve değilde okula gitmesi beni çok şaşırtmıştı. Sanki Levent'in onu görmesini istemiş gibiydi. Ahuşen saçını eline doladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniyim Ben (Tamamlandı)
Teen FictionÖncelikle bu kitabın ilk bölümlerinde acemiydim ve ana karakterin okuduğu bölüm hayali. Bölüm geçtikçe kalemim gelişti. Bir kış... Kestane satıcıları insanın içini donduran soğuğa rağmen, her zamanki yerlerinde durmuş müşteri bekliyor. Bebek arabal...