Yollar boştu. Kışın zaten kim gezerdi ki?Gebze'den kurtulmuştum artık. Telefonum çalarken ben hâlâ direksiyonu sımsıkı tutmuş onu duymuyordum. Radyodan gelen şarkı sesi de duymamı engellemişti. Bursa'ya yaklaşmıştım. Gözlerim telefonla buluşunca arayanın Levent olduğunu gördüm. O da eskiden Gebze'de oturuyordu. Üniversite için Bursa'ya taşınmıştı. Gittiği özel üniversitenin Şarkıcılık Bölümü'nde okuyordu.
Ben de onunla aynı üniversitenin aynı bölümüne kaydımı yaptırmıştım. Daha doğrusu kayıt işini o halletmişti. Ev arkadaşı olacaktık. Aşık olduğu kızın adının Güllaç olduğunu söylemişti. İlk şaka yaptığını sanmıştım. Kızın İnstagram hesabını verdiğinde adını hak ettiğini anlamıştım. Canım yine güllaç çekmişti...İnatla çalan telefonu susturmam gerekiyordu. Hoparlörü açtım:
"Vay anasını sayın seyirciler Aras telefonunu açabildi!"
Sesi arabada yankılandı.
"Kanka kusura bakma ya yola dalmışım..."
Cevap vermeden önce öksürdü.
"Ahuşen 'de telefonu geç açıyor . Tek erken açan Güllaç galiba!"
Ahuşen her kimse ondan daha önce hiç bahsetmemişti. İsmide çok güzeldi...
"Ahuşen kim?"
"Güllaç 'ın ev arkadaşı . Evde üç kişi kalıyorlar:Güllaç, Ahuşen, Dalya.
"Kanka şu Güllaç yüzünden canım güllaç çekti be..."
"Ramazan'da ısmarlarım kanka. Bu arada bizde evde üç kişiyiz."
Bunu da yeni söylüyordu. Üçüncümüzün kim olduğunu çok merak etmiştim.
"Üçüncümüz kim?"
Şeytani bir kahkaha attı. Hâlâ cevap bekliyordum.
"Sürpriz!"
"Oğlum söylesene lan!"
"Okulun konumunu atayım. Okula gel."
"Peki, tamam. Görüşürüz. "
"Görüşürüz."
Kapatır kapatmaz mesaj sesi geldi. Konumu görünce Bursa 'da olduğumu fark ettim. Binaların mimarisi çok güzeldi. Ama ben daha çok Hilton 'u beğendim. Okulumu da merak ediyordum. Radyoda en sevdiğim şarkı olan Baran Bayraktar - Salla Gitsin çalıyordu.
Şarkı benim hayatımı anlatıyordu. Gebze 'deki hayatımı... İyi ki kurtuldum oradan... Bursa belki benim kurtuluşum olurdu.
Ya da tam tersi daha kötü olabilirdim. Geçmişten kaçarken daha kötü sorunlarım olurdu.
Geçmiş...Bazen yıllarca unutursun geçmişi. Birdenbire gelir aklına ve yine unutmaya çalışırsın. Her şeyi unutmak o kadar kolay değildir. Yola asılmış büyük tabelada" Bursa Yıldırım Üniversitesi"yazıyordu. Tabelanın olduğu yönden sağa dönünce bir kültür merkeziyle karşılaştım. Önündeki direğe asılmış küçük tabela okula ne kadar yolum kaldığını gösteriyordu. Yolu takip ettikten beş dakika sonra okulun giriş kapısının önündeki büyük tabelanın önündeydim. Araba girişinden girip kapalı otoparka arabamı bıraktım. Duvarda bölümlerin nerede olduğunu gösteren pano asılıydı.
Şarkıcılık Bölümü'nün olduğu yeri öğrenip yürümeye devam ettim. Bu bölüm Konservatuar'dan farklıydı. Tiyatroculuk Bölümü'nün yanındaki büyük kırmızı ve siyah binanın önüne geldiğimde doğru yere geldiğimi anladım. Telefonumu çıkarıp Levent 'e mesaj attım.
"Okulun önündeyim. Girişin önünde seni bekleyeceğim."
Etrafımı incelerken kahverengi ve kıvırcık saçlı, kahverengi gözlü bir kız yanıma geldi. Başına kırmızı bir şapka takmış, boynuna kırmızı örgü bir atkı dolamış ve üstüne siyah bir palto giymişti. Öyle güzeldi ki...Sırıtmasını izlerken ben de sırıttım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniyim Ben (Tamamlandı)
JugendliteraturÖncelikle bu kitabın ilk bölümlerinde acemiydim ve ana karakterin okuduğu bölüm hayali. Bölüm geçtikçe kalemim gelişti. Bir kış... Kestane satıcıları insanın içini donduran soğuğa rağmen, her zamanki yerlerinde durmuş müşteri bekliyor. Bebek arabal...