Bu bölüm için bu başlığı uygun gördüm. Bölüm adları için çok düşünen biriyim, açık açık söyleyeyim bu seçtiğim başlığı pek beğenemedim. Umarım siz beğenirsiniz🙏😇 Multimedya için Whisperingstarlight- 'e çok teşekkür ederim😊 Yine harika bir afiş yapmış🤗
***
Aras'ın anlatımından...Gecenin karanlığı ve hüzün dost olmuştu. Biri dışarıyı kaplarken diğeri odayı kaplıyordu. Ben odayı kaplayan hüznün karanlığının içindeydim, aydınlığa kavuşamıyordum. Bunda yaşadıklarımın da payı vardı. Parçalarım dağılmıştı ve ben toplayamıyordum. Daha fazla dağılmasını istemiyordum. Çünkü ben toplayamadığım sürece bu durum böyle sürüp gidecekti.
Levent kahverengi gözlerini çevreleyen gür kaşlarını çatmıştı. Aynı zamanda gözlerinde acıyan bir bakış taşıyordu. İçinden bize neler söylediğini az çok tahmin edebiliyordum. Bize hem kızıyordu hem de üzülüyordu. İldeniz yavaş yavaş kendini yere bırakıp sırtını Ahuşen'in yattığı yatağa dayadı. Hıçkırıkları dışarıdan duyulabilecek kadar yüksek sesteydi. Onun bu hali beni iyice üzmüştü. Onu korkaklıkla suçladığım için bana kızgındı. Ne yapacağımı bilemiyordum, onu yanlış anlamıştım. Hatta bu yanlışlık yüzünden bana en sert yönünü göstermişti.
"Yeter artık!" dedi. Levent bağırarak. "Sıkıldım bu durumdan!"
Ardından elini yumruk yapıp arkasındaki kapıya vurdu. Bizimle uğraşmaktan sıkılması çok normaldi çünkü ben de sıkılmıştım. Birden beni işaret ederek gözlerini büyüttü. Dişleriyle dudağına baskı yaptığını görebiliyordum.
"Sen... Sen uzatıyorsun! İldeniz yaptığı şeyden ötürü çok pişman. Kim küs olduğu arkadaşının sevgilisini zehirleyeni tehdit eder Aras?"
"Ben..."
"Sen ne? Gözünden akan yaşları görmediğimi mi sanıyorsun?"
Doğru söylüyordu. Gerçekten İldeniz'in o hali gözümden yaş akmasına sebep olmuştu. Elimin tersiyle yaşları silerken "Affetmezsem kesin bana küsersin değil mi Levent?" diye sordum. Hızlı bir şekilde nefes alıp verdi.
"İkinize de küserim! Otur İldeniz'in yanına!"
İstediğini hemen yaptım. İldeniz bana dönmüştü ama ben karşımdaki Levent'e bakıyordum. Şaka gibi, en yakın arkadaşımın yüzüne bakamıyordum. İldeniz "Çok yoruldum Aras! Dalya bile bana eskisi gibi davranmıyor." dedi. Sesindeki çaresizliği tüm ruhumla hissetmiştim. Ona bir şey söylemek istiyordum ama başaramıyordum. İldeniz elini omzuma koydu.
"Bari yüzüme bak!"
Hızlı bir şekilde yüzümü ona çevirdim. Pişmanlığını mavi gözleri dışarıya çok iyi yansıtıyordu. Sıkıntılarına bulunabilecek tüm çareleri tükenmiş bir insan gibiydi. Büyük ihtimalle ona bir şeyler söylememi istiyordu. İçimden "Hadi Aras!" dedim. "Arkadaşının daha fazla üzülmesine izin verme!". Yutkunup gözlerimi kırpıştırdım.
"Senin üzülmeni isteyecek en son kişi bendim İldeniz. Neden sen acı çekerken ben, senin o hallerini umursamayayım?"
"Çok aptalım!"
"Aynen öylesin!"
"Kalbimi kırmamak için çok çaba harcıyorsun, gözlerinden anladım."
Bazen hiç konuşmasam bile İldeniz bakışlarından ne düşündüğümü anlardı. Bense o konuda pek şanslı değildim, İldeniz'in bakışlarından bir sürü anlam çıkarabiliyordum. Kapalı bir kutudan farksızdı. Bu yönüyle Dalya'ya çok benziyordu, o da çok gizemli bakıyordu. Ama Dalya'nın kendisi zaten gizemliydi. Onun gizemleri yüzünden aramız bozulmuştu. Alaycı bir sırıtmayla "Aramız bozuk diye sana sövmemi mi bekliyordun?" diye sordum. "Ne olursa olsun sen benim arkadaşımsın!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniyim Ben (Tamamlandı)
Teen FictionÖncelikle bu kitabın ilk bölümlerinde acemiydim ve ana karakterin okuduğu bölüm hayali. Bölüm geçtikçe kalemim gelişti. Bir kış... Kestane satıcıları insanın içini donduran soğuğa rağmen, her zamanki yerlerinde durmuş müşteri bekliyor. Bebek arabal...