Multimedyada Aras ve Ahuşen var. Tasarım için çok teşekkür ederim @louisiana.desing 🤎🙏 Bu bölüm Levent'le başlamak istedim çünkü onun istediği şey olduktan sonraki dönemini daha iyi görmenizi istedim. Bu çiftin beraber bir pastane sahnesi olmasın mı? Olsun olsun😄
***
Levent'in anlatımından...Mekanın sessiz olan bahçe kısmında oturmayı tercih etmiştik. Beyaz tahta masaları ve mavi sandalyeleriyle tatil bölgelerindeki pastaneleri andırıyordu. Kapının çevresindeki duvara elinde pasta tutan bir adam çizimi duvar kağıdı olarak uygulanmıştı. Nedense ortam bana huzur vermişti. Ayrıca ses sisteminden yayılarak mekanın her tarafına ulaşan müziğin sesi neşeme neşe katıyordu. Açık konuşmam gerekirse mutluluğumun asıl sebebi bu değildi, karşımda sevdiğim kadının oturmasıydı.
"Beğendin mi mekanı?"
Gözlerimi kırpıştırarak ona baktım. Onu getirdiğim yeri beğenmemişse çok üzülürdüm. Yüz ifadesini inceleyerek bir sonuç çıkarmaya çalıştım. Bal rengi gözleri kısa bir süreliğine mekanın içinde gezdi. Yüzünü tekrar bana döndüğünde göz bebeklerinin büyüdüğünü gördüm.
"Evet, gördüğüm en iyi pastane olabilir."
"Dün gece tek tek Bursa'nın en iyi pastanelerini araştırdım. Buranın yorumları çok iyiydi."
"Benim için en iyi pastaneyi mi bulmaya çalıştın?"
"Evet. Senin yaptığın tatlının telafisini yapmaya yetmeyecek ama... Ama en azından mekanı seversin diye düşündüm."
Cümlenin başında o gün yaptıklarım aklıma geldiği için yutkunmuştum. Kendimi, onu kaybetmemekle teselli ediyordum. Kaybetseydim o güzel gözlerinden sahibinden yoksun olarak hayata devam edecektim. Bu benim son isteyeceğim şeydi. Çantasından çıkardığı telefonu masanın üstüne koydu.
"Sen yanımdayken en kötü mekan bile gözüme güzel gözükür Levent."
"Aynı şey benim için de geçerli!"
O sırada yanımıza genç garson yaklaştı, hemen hemen bizim yaşlarımızdaydı. Turuncu saçlarını fönle havaya kaldırdığı çok belliydi. Yüzünü kaplayan çillerinin arasında kahverengi gözleri parlıyordu. Sırıtarak"Ne istediğinize karar verdiniz mi efendim?"diye sordu. Ben de aynı şekilde iki tabak kadayıflı muhallebi aldım. Yanında... Yanında ben çay alırım, sen Güllaç?"dedikten sonra Güllaç'a döndüm. Ancak duyduğum şey benim olduğum yere çiviledi:
"Efendim, güllaç satmıyoruz."
Güllaç gözlerini büyütüp ellerini ağzına götürdü. Bir ona bir garsona bakıyordum, ne söyleyeceğimi bilmiyordum. Garsonun bir suçu yoktu. Ulan Tolga sen boşuna bu kıza Gül demiyormuşsun! Aklımdan o çocuğun adı geçtiği kendime kızdım. Güllaç yapmacık bir gülümsemeyle"Siz erkek arkadaşımı çok yanlış anladınız. Benim adım Güllaç!"dedi. Garson ensesini kaşıdı:
"Çok özür dilerim Güllaç Hanım! Daha önce o adda birini tanımamıştım, ne içersiniz?"
"Hiç sorun değil! Ben de bir bardak çay alayım."
"Hemen getiriyorum!"
Garson uzaklaşınca kısık sesle kahkaha attım. Yan gözle diğer masalara baktığımda kimsenin bana bakmadığını gördüm. Garsonun dedikleri aklıma geldikçe kahkaham hararetleniyordu. Pastanede Güllaç'a adıyla seslenmemem gerektiğini anlamıştım, bu düşünce ona bakmama neden oldu. Bıyık altından gülüyordu ama içinden söylendiğini tahmin edebiliyordum. Onu tanıyan herkes bu tür yanlış anlaşılmalardan nefret ettiğini bilirdi. Küt kesilmiş saçlarını yavaş bir şekilde savurdu:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniyim Ben (Tamamlandı)
Teen FictionÖncelikle bu kitabın ilk bölümlerinde acemiydim ve ana karakterin okuduğu bölüm hayali. Bölüm geçtikçe kalemim gelişti. Bir kış... Kestane satıcıları insanın içini donduran soğuğa rağmen, her zamanki yerlerinde durmuş müşteri bekliyor. Bebek arabal...