Baş Başa

307 101 260
                                    

Çevredeki turistler Dalya'ya doğru koşuyordu.İldeniz ise sırtını duvara dayamış gülüyordu.Küçük bir çocuk annesini kolundan çekip Dalya'nın önüne getirdi.
"Anne bak Pasta Kadın!"
Dalya korkunç bir ses tonuyla"Pasta Kadın senden pasta yapıp yiyecek!"dediğinde çocuk yine annesini kolundan çekip ağlayarak ondan uzaklaştı.
"Benim adım Pasta Kadın değil!Dalya Pusulacı!"diye bağırdı Dalya onun arkasından. Turistler Dalya 'yla selfie yaparken İldeniz ona gülmeye devam ederek yaklaştı.Dalya sinirlenmişti.

"Ne olacak şimdi halim?"dedi turistlerin şaşın bakışları halinde.

"Benim narin narin yarim."İldeniz'in şarkı söylercesine söylediği cümle ona fırsat vermişti.

"Nerelere kaçsam elinden?"

"Aşka merhem olmaz ki."

Turistler onları videoya çekerken bizde yanlarına gidip onlara eşlik ettik.Uzun süredir düet yapmamıştım.

"Şu benim deli gönlüm
Senden ayrılamaz ki
Sonuna da bakmam aldırmam
Aşka çare olmaz ki
Şu benim deli gönlüm
Senden ayrılamaz ki Benim narin narin yarim suya düştü hayalim Ne olacak şimdi halim Benim narin narin yarim Benim narin narin yarim Suya düştü hayalim ne olacak şimdi halim Benim narin narin yarim"
Şarkının başından başlamadıkları için çok kısa sürmüştü.Turistlerden Dalya'yı kurtarmak için koşarak oradan uzaklaştık.Yolda Dalya'dan başına gelen olayı dinliyorduk.

"Buraya yakın bir yerdeki pastanede oturmuş konuşmaya başlayacağımız sırada bu İldeniz anakondası,elindeki frambuazlı pastayla yanımızdan geçen pastane çalışanı kadına çelme taktı.Sonrasını biliyorsunuz zaten."
Dalya susunca Levent ,İldeniz'e "Kanka kadın sana kızmadı mı?
dedi.
"Oradan geçtiğini fark etmediğimi söyledim. İnandı."
İldeniz böyleydi işte.Suç işlediğinde arkasında şüphe bırakmazdı.Herkesi yalanına inandırabiliyordu. Keşke ben de kolay yalan söyleyebilsem. Ben bunları düşünürken Dalya önümüze çıkan ilk tuvalete girdi.Aralarında sarı tutamların ışık verdiği açık kumral, karamele yakın renkte ki saçları olan , mavi gözlü , tek yumurta ikizleri olduğunu anladığım ,bizim yaşlarımızda iki erkek aniden yanımızda belirdi. Güllaç, Ahuşen ve Levent'e gülümseyip selam verdiler.İldeniz ve beni görünce saçı kıvırcık olan "Sizi daha önce hiç görmemiştim."dedi.

İkimiz de aynı anda "Biz Bursa'ya yeni geldik."dedik. Bizi baştan aşağı süzmeyi bitirdikten sonra kendilerini tanıttılar. Önce kıvırcık saçlı olan kendini tanıttı.

"Benim adım Aybars Ertekin."

Sonra fönle arkaya attığı rampayı anımsatan düz saçları olan ikizi kendini tanıttı.

"Benim adım da Baybars Ertekin."

Biz de kendimizi tanıtıp nereden geldiğimizi söyledik.Bursa hakkında bilgi vermeyi de unutmadılar. Ahuşen, konuşmalarımızı dinlerken gözlerini benden ayırmıyordu. Baybars bir süre sonra beni onun yanından uzaklaştırdı. Soru işareti dolu bakışlarımı ona gönderdim.Bir satıcı tezgahının kenarına oturdu.Bana bakarak güldü.

"Ahuşen'in sana bakışını görmedin mi?"

Ne dediğini anlamamıştım.

"Anlamadım."

Bana inanmayan gözlerle bakınca ne diyeceğini daha çok merak etmeye başlamıştım.Derin bir nefes aldı.

"Ahuşen'in daha önce hiçbir erkeğe böyle baktığını görmemiştim."

Dediğini duyar duymaz dudağımı ısırdım.Kan tadını almıştım. Umarım benim de Ahuşen'e olan hislerimi anlamamıştır diye düşünürken içimdeki bombayı patlattı.
"Sen de ondan hoşlanıyorsun."
gülümseyip korkunç bir bakış attı.

Yeniyim Ben (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin