Patlama Noktası

523 177 1K
                                    

Merhaba! Bu bölümün multimedyasında Asalbike de var. Acaba neden? Geçen bölümün sonunda Levent'in vereceği tepkiyi okuyamamıştınız. Ancak ana karakter Aras olduğu için bu bölüm onun anlatımıyla başlayacak. Haliyle olanları onun gözünden göreceksiniz. Kitabın sonuna da yaklaştığımıza göre Gizemli Kişi'yi bu bölüm yine okuyacaksınız. Kim acaba bu Yıldırım Üniversitesi'nin gizemlisi? Düşünsenize ikinci adı Gizem çıkıyor😂😂😂 Bu bölüm hiç beklemediğiniz bir şey olacak. Yeniyim Ben tarihinde bir ilk!

İyi okumalar dilerim -Alpellal

***
Aras'ın anlatımından...

Güneş etrafımızı sarmıştı. Görünüşte mutlu bir gündü, Tolga'nın yanımızda olmasını saymazsak yani. Güllaç Reis'in isteği üzerine bir günlüğüne onunla iyi anlaşmamız gerekiyordu. Benim için bir sıkıntı yoktu, asıl sıkıntı Levent cephesindeydi. İstemediği bir şey olduğu için gönülsüzce yapıyordu ama rolünü çok gerçekçi oynuyordu. Arkadaşımı tanımasam ben bile inanacaktım. Aşk insana her şeyi yaptırıyordu işte! Bunu insan çok sonra fark ediyordu.

"Aras!" diye seslendi Baybars yanıma gelirken endişeli bir sesle. "Tolga'yı gördün mü?"

Onlarla beraber çıra toplamaya gittiğini sanıyordum. Kaşlarımı çatarak "Hayır. Sizin yanınnızda değil miydi?" dedim. O sırada Aybars da bize yaklaştı. Elindeki çıraları hızla yanındaki semaverin önüne bıraktı. Mavi gözlerinin içinde silinik bir endişe vardı, elini ikizinin omzuna koyup "Doğru, yanımızdaydı. Birden kayıplara karıştı." dedi. Ahuşen de yanıma gelmişti. Daha öncesinde arkamda olduğu için bizi çok rahat duymuştu.

Elindeki kağıt bardakları masanın üstüne bırakırken "19 yaşındaki koca adamı kaybetmeyi nasıl başardınız acaba?" diye sordu. Sesi azarlar gibi çıkmıştı. Hatta gibisi fazlaydı.

"Sakin olun!" dedim ileriye doğru bir adım atarak. "Burası fazla büyük bir yer değil. Birazdan Tolga kendiliğinden ortaya çıkar."

Ahuşen bana "Emin misin?" dercesine bir bakış yolladı. O bu durumu benim kadar rahat karşılamamıştı, onu anlayabiliyordum. Sonuçta Tolga kaç yıllık arkadaşıydı ve bu şehirde misafirdi. Ahuşen'i böyle görmek beni rahatsız etti. Bir kenarda bizi izleyen İldeniz'e seslendim.

"Gel, ikimiz Tolga'yı bulalım. Ahuşen çok endişeli gözüküyor."

"Olur."

Daha önce ikizlerin geldiği yöne gittik. Ağaçların dalları birbirlerine karıştığı için görüş alanımız dardı. İleriden bazı konuşma sesleri geliyordu, birden fazla insana aitti. Ayağımın bir şeye takılmaması için yavaş yavaş yürüyordum. İldeniz kaşlarını çatarak "Levent'in sesini duydum." dedi. Duyduğum seslere kulak kabarttığımda haklı olduğunu anladım. Levent birisine yalvarıyordu ve bu kişi ya Güllaç'tı ya da Tolga'ydı. Bu beni biraz endişelendirdi.

"Özür dilerim Tolga. Görmeni hiç istemezdim."

Levent'in başı dertteydi. Tolga görmemesi gereken bir şeyi görmüştü. Büyümüş gözlerle İldeniz'e bakıp "Levent'in yardımımıza ihtiyacı var." dedim. Denizin sesi beni sansürlemişti ama İldeniz beni duymuştu. Kalbim korkudan küt küt atıyordu çünkü Levent'in Tolga'yı dövmesinden korkuyordum. Tolga'nın ters tarafını bilmemem de heyecanımın başka bir sebebiydi. Adımlarımı hızlandırdım, olay yerine bir an önce varmalıydım.

"Levent'in başı fena dertte."

İldeniz dişlerini birbirine bastırarak "Bu ikisini yalnız bırakmamak lazım. Bu herif hiç gelmemeliydi!" dedi. Artık o da benim gibi hızlanmıştı, o masmavi gözlerinde daha önce hiç tanıklık etmediğim bir korku vardı. Aramızda en ciddi ve sert olan kişi o olduğu için şaşırmıştım. Biz yürüdükçe sesler daha net duyuluyordu. Güllaç'ın endişeli bir sesle "Tolga neden konuşmuyorsun?" diye sorduğunu duydum. Birkaç saniye sonra karşımda üçünü gördüm. Tolga'nın kucağında olması gereken çıralar yerdeydi, gözleri büyümüştü. Levent ve Güllaç ise şoktaydı. Her ne olduysa suçlu taraf ikisiydi.

Yeniyim Ben (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin