■2. BÖLÜM■

1.4K 96 39
                                    

Sınır; 50 oy 50 yorum
Oylamak zor değil...

geç kaldım..
Her şeye biraz, kendime çok!..


EYŞAN

Hafifçe gözlerimi açıp  karşılaştığım tavanla bir süre bakıştım, zihnim fazlasıyla doluydu. Bir süre olanları  belleğimden geçirdiğimde gözümün önüne gelen karelerle birlikte derin nefes aldım, anında bulanıklaşan görüntümle, herşeyin hayal değilde gerçek olduğuna bir kez daha ikna oldum. Elimin altındaki pikeyi sıkıcı avucumun içine aldığımda sızlayan elimle birlikte zorlukla bakışlarımı koluma çevirdim serumla birlikte kaşlarımı çatıp sonunda etrafımda göz gezdirdim. Hastane odasıyla birlikte yüzümü buruşturup yutkundum.

Bir süre sonra açılan kapıyla birlikte içeri giren annemle olduğum yerde doğrulmaya çalıştım ama annem hızla atılıp "hareket etme!" Diye tembihleyip saçlarımı okşadı.

Sadece başımı sallayıp onun arkasından içeri giren doktora kaydı bakışlarım. doktor elindeki dosyayı incelemeyi bırakıp bana baktığında merakla "Nasıl buraya geldim?" Diye sordum. Doktor elindeki dosyayı hemşireye verdikten sonra bana doğru gelip "sizi buraya bir beyefendi getirdi, yol üstü farketmiş sizi, yağmurda ıslandığınızdan  dolayı ateşiniz çıkmış, geldiğinizde baygındınız. " deyip elindeki ışığı gözlerime tutup tekrardan doğruldu.

Hafifçe tebessüm edip "kendinizi nasıl hissediyorsunuz?" Diye sorduğunda, derin nefes alıp "sadece biraz yorgunum." Deyip diğer ağrılarımı yok saydım. Doktor kafasını sallayıp "Bir süre daha dinlenin daha sonra çıkışınızı yaparız Eyşan hanım" deyip hemsireyle birlikte kapıya doğru ilerledi.

Birşey demeyip ellerime çevirdim bakışlarımı.

Bir süre sonra kapanan kapıyla omuzlarımı düşürdüm. Annem, saçlarımı hafifçe okşayıp sıkıntıyla "benim güzel kızım, yapma yalvarırım bunu kendine, herşey geçti artık. Neden daha fazla canını yakıyorsun?" dediğinde sinirle bakışlarımı ona çevirdim. Nasıl bu kadar çabuk kabullenmişlerdi?  Dolan gözlerimle birlikte "Nasıl yapmayayım ha?" Dedim sinirle, annemin acılı dolu bakışlarını farkettiğimde, yüzümü buruşturup ,  "Bana söz vermişken başka bir kadının elini tutup karşıma çıktı! Nasıl sessiz kalayım?" Diye sordum bir çıkış yoluna ihtiyacım vardı, herşeye olmuş bitmiş gözüyle bakamıyordum. Çünkü ne bitiyordu, ne de geride kalıyordu. Acıyla yutkunup anneme baktım tekrardan  yalvararak "Bırakın beni! Yalvarırım bırakın! Çünkü ben etrafıma zarar vermekten korkuyorum bari bırakında acımı kendimden çıkarayım!" Dedim yorgunlukla. Annem gözyaşlarımı silip hafif bir tebessümle " affet beni olur mu?" Dedi anlayamadığım bir biçimde.

Ne kadar 'neden?' Diye sormak istesemde artık konuşmaya yetecek mecalim kalmamıştı. Sadece başımı sallayıp kafamı diğer tarafa çevirip gözlerimi sıkıca yumdum.

Belki geçer umuduyla...

Eve geldiğimizden beri herkes birbirinden kaçar olmuştu, daha doğrusu herkes benden kaçıyordu. Sanki göz göze gelmekten korkuyor gibiydiler. Her gece ben uyumadan yanıma gelip beni öpmeye gelen babam iki gündür yanıma dahi  gelmiyordu.  Derin nefes alıp merdivenlerden indiğimde etraftaki koşuşturmayla birlikte kaşlarımı  çatıp son basamağı indim. Yanımdan geçen hizmetli kızın kolundan tutup kendime çevirdim. Merakla "bu koşuşturma da neyin nesi?" Diye sordum. Kız anında kendini toplarlayıp başını  eğdi "kız kaçırma davası varmış hanımım, Mardin'in bütün ağaları bugün gelip karar verecekler." Dediğinde kaşlarımı daha da çatıp "kim kaçmış ve neden bizim evde karar veriliyor?" Diye sordum merakla.

AFİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin