Elimdeki kahve bardağını makinaya koyarken bir yandan da oturma odasından gelen yapmacık kahkaha seslerini duydukça elimdeki bardağı kırmamak için kendimi zor tutuyordum, hayır bir de yalandan bağırarak konuşuyordu.
Sonunda biten bulaşıklarla birlikte derin nefes alıp "Sakin ol kızım, istediği kadar kur yapsın sonuçta Miraç'ın karısı sensin!" Telkinlerimin ne kadar işe yarayacağını odadaki sabrım gösterecekti.
Odaya geldiğimde olmam gereken yerde o kızı görünce anında gözüm seyirdi, ay bir de bacak bacak üstüne atmış Miraç'ın dibine girmişti. Derin nefes alıp yanlarına ilerledim, bütün yol boyunca gözünü dahi kırpmadan bana bakan kocamla birlikte kocaman gülümseyip "hayatım, istiyorsan sen işlerine dön biz seni meşgul etmeyelim." Dedim bir yandan da çalışma odasını işaret ederek.
Miraç tam konusacakken yelloz ondan önce davranıp "ayy Miraç ayda yılda bir geliyorum yani gidip işlerle mi uğraşacaksın!" Cılız sesiyle birlikte sinirle ellerimi yumruk yaptım, bildiğin kocama kur yapıyordu.
Miraç, ensesini kaşıyıp "kusura bakma Ceyda halletmem gereken önemli projeler var." Deyip bana baktığında tebessüm edip hızla köşede duran sandalyesine ilerledim.
Bu adamın söz dinleyen tarafını çok seviyordum ya.
Yanına ilerlediğimde Ceyda'nın yardım etmek için kalktığını görünce hızla önüne geçip "ay canım sen zahmet etme(!)" Deyip omzumla hafif itekledim .
Miraç sandalyesine yerleştikten sonra kızlara dönüp "ben yarım saate gelirim!" Deyip göz kırptım. Menese ne yaptığımı anlamış olucakki alayla "hiç acele etme yengecim(!)" Dediğinde gülümseyip çalışma odasına doğru ilerledim.
Az kudursun o da orda.
Odaya geldiğimizde hızla kapıyı kilitleyip Miraç'ın önüne geçtim elimi belime koyup sinirle "hayırdır?" Deyip tek kaşımı kaldırdım. Miraç, gülünce daha fazla sinirlenip "komik bir şey yok ortada!" Deyip sinirle başımdaki şalı çıkarıp koltuğun üstüne koydum, arkadas zaten az sinirliymişim gibi bu da başımdan kayıp düşüyordu zaten.
Miraç'ın bakışları saçlarıma kaydığında boğazımı temizledim, zorlukla yutkunup " o kız hiç utanmıyor mu evli barklı adama yan gözle bakmaya ya!" Düşündükçe gidip dövesim geliyordu.
Miraç, omuz silkip "hatun, dediğin gibi 'evli adam' istediği kadar yan gözle baksın, benim gözüm senden başkasını görmez zaten!" Kuruyan boğazımla birlikte yutkunup etrafıma baktım, bu adam niye her lafıyla beni susturuyordu ya.
Saçlarımı geriye atıp "ben sana güveniyorum ama o kız çok sinirlerimi bozuyor ya! Neymiş 'Miraç'cım ayda yılda bir geliyorum' inşallah bir daha hiç gelmez!" Deyip sinirle etrafta volta atmaya başladım.
Tekerlek sesini duyunca tekrardan Miraç'a baktım, bana doğru geldiğini fark edince yerimde durup merakla hareketlerini izledim, Tam önümde durup beni bir anda kucağına çektiğinde şaşkınlıkla yüzüne baktım, iyice yaklaşıp kafasını boynuma gömdüğünde nefes alamadım.
Onun derin nefes alışlarını hissettikce elimin altındaki bacağımı sıktım. Ben ne ara bu adamın her hareketinde heyecanlanmaya başlamıştım.
Zorlukla "M-Miraç..." diyebildim sadece. Tekrardan derin nefes alıp "niye şampuanını değiştirdin?" Duyduğum soruyla birlikte kaşlarımı çattım "bitmişti, ceyizlerimin içinde ne bulduysam onu kullandım." Ben bile hangi şampuanı kullandığımı hatırlamıyordum.
"Eskisini al, onun kokusu daha çok yakışıyor tenine." Beynim durmuş gibiydi, bu adamın cümleleri daha ne kadar beni kendisine müptela etmeye devam ettirecekti...
Güzel yorumlarınız için teşekkür ederim ama biliyorsunuz ki bölümlerin geç gelmesi benim suçum değil, oy vermeyip öylece okuyan okuyucular yüzünden benim bile bölüm yazmaya hevesim kalmadı.
O yüzden lütfen emeğe karşılık verip oylayın ki bende hevesle yazabileyim, yoksa kitabı erken final bile yapabilirim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFİTAP
Teen FictionElindeki ilacı daha fazla sıktı. Yavaş yavaş bilimcimin kapanmaya başladığını fark edebiliyordum. Işe yarayacakmış gibi üstümdeki elbisenin ilk iki düğmesini açıp hızla boynumu kavradım. Kıvranmamdan zevk alıyor gibiydi. Zorlukla ona baktığımda göz...