Ellerime bakıp sıkıntıyla derin nefes alıp gözlerimi sıkıca yumdum.
Ellerimdeki kına sanki derimi yakarcasına canımı yakıyordu.
Her dakika başı karnıma giren kramplarla yüzümü buruşturdum. Etrafta çalınan şarkılarla birlikte kulaklarımı sıkıca yummamak için derin nefes aldım.
Etrafıma kısa bir bakış attığımda herkesin ne kadar çok mutlu olduğunu farkettim, oysa ki ben mutlu değildim.
Neden kabullendim ki? Demeden edemiyordum, neden bu kadar çabuk pes etmiştim?
Oysa ki benim inadım herkesin dilindeydi, neden uysallık etmiştim bu sefer. Kuruyan boğazımla birlikte yutkunmaya çalıştım,
Başımı kaldırıp önüme baktığımda, o kahvelere denk geldim, gözlerinin içi kanlanmıştı, yorgunlukla bana bakıyordu, içim acıdı. O an koşarak yanına gitmek istedim, sıkıca sarılıp 'ne olur üzülme baba...' demek istedim, ama ne benim bunu yapacak cesaretim vardı ne de onun beni dinleyecek gücü vardı. Onun için kabullenmiştim, herkesin bıktığı nazımı sesini bile çıkarmadan çeken babam için kabullenmiştim. 21 yıldır her dediğimi yapan babamın dediğini bu sefer ben yapmıştım, sonucu ikimizi de mutlu etmesede...
Yan tarafımdaki Hareketlilikle başımı sağıma döndürdüğümde, onun yeşillerine denk geldim.
Karanlık bir ormanı andırırcasına koyu olan yeşilleri ister istemez vücudumun titremesine sebep olmuştu.
Bunu farkedercesine tebessüm ettiğinde kaşlarımı çatıp hızla önüme döndüm.
Onun da en az benim kadar mutsuz olduğunu farkettim...
İki kişinin istemediği bir evlilik gerçek kabul edilebilirmiydi ki?
Sınırın geçmesine az kaldı.
Umarım sinir erkenden geçilir.
Hepinizi seviyorumm

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFİTAP
Подростковая литератураElindeki ilacı daha fazla sıktı. Yavaş yavaş bilimcimin kapanmaya başladığını fark edebiliyordum. Işe yarayacakmış gibi üstümdeki elbisenin ilk iki düğmesini açıp hızla boynumu kavradım. Kıvranmamdan zevk alıyor gibiydi. Zorlukla ona baktığımda göz...