Şaşkınlıkla bana bakan yeşillere ne kadar utansamda inatla bakmaya devam ettim. Az önce ne dediğimi düşünmek dahi istemiyordum, çünkü biliyordum eğer düşünürsem vazgeçerdim ama artık düşünmek için ve geri dönmek için geçti...
Hafifçe yutkunup "Eyşan..." Dediğinde hızla başımı olumsuz anlamda sallayıp "eğer seninde dediğin gibi artık önümüzdeki duvarları yıkabileceksek o zaman deneyelim!.." deyip onaylamak için kucağındaki elini tutup sıktığım da bakışları şaşkınlıkla tuttuğum eline kaydı, bir süre öylece baktıktan sonra tekrardan yesillerini bana çevirdi, az önce ikilemde kalan bakışları şimdi daha fazla koyulaşmıştı.
Kafasını sallayıp bana yaklaşmaya başladığında hızla gözlerimi sıkıca yumdum. Dudaklarımın üstünde hissettiğim sıcak baskıyla birlikte elimin altındaki çarşafı sıktım.
Ne yapmam gerektiğini dahi bilmiyordum cahil cesaretiyle onayladığıma şimdiden pişman olmuştum. Bir anda benden ayrılmasıyla birlikte kaşlarımı çatıp gözlerimi açtım.
Titreyen ellerimi zaptetmek için yumruk şekline alıp tırnaklarımı avuç içime bastırmaya başladım. Şuan avucumun acısını bile hissedemeyecek durumdaydım.
Kararmış yesillerine heyecanla baktığımda, bir anda elimin tutulmasıyla kaşlarımı çatıp elime çevirdim bakışlarımı, Miraç yumruk yaptığım elimi çözdüğünde merakla yüzüne baktığımda, kafasını kaldırıp telkin edercesine fısıltıyla "Sakin ol!" Dediğinde, yutkunup "deniyorum..." desemde bir türlü başaramıyordum, bunu anlamış olucak ki bir anda beni çekip kucağına doğru çektiğinde izin verip oturdum bana sarılmasıyla birlikte şaşkınlıkla öylece kalakaldım.
Beni biraz daha çekip kucağında tamamen sabitledikten sonra hafifçe boynuma üfledi, sıcak nefesi nedense titrememe neden olmuştu...
"Emin misin güzelim?" Diye sorduğunda, bu kaçıncı olduğunu sayamadığım soruyla birlikte bu sefer duraksamadan geri çekildim, beklentiyle bakan gözlerine bakıp, hafifçe tebessüm ettim "sen haklısın..." bir anda sözümü kesip "yavrum bu konu haklılık ya da haksızlık değil! Sen emin değilsen eğer şuan da bırakabiliriz!" Dediğinde elimde olmadan tebessüm ettim. Herseye rağmen beni düşünmesi nedense canımı yaktı. O bu kadar düşünceliyken neden ben her seferinde ben kendimi düşünüyordum...
Kafamı olumsuz anlamda salladım, hafifçe yutkunup "ben eminim Miraç, hem biliyorum sen benim rızam olmadan bana dokunmazsın. Dediğin gibi sadece birbirimize karşı olan duvarlarımız belki bu sayede belki biraz kırılabilir..." deyip kızaran yanaklarımla birlikte başımı eğdim.
Elini yanağıma koyup hafifçe oksamaya başladığında elimde olmadan gözlerimi kapattım.
Sakin olmalıydım, o benim kocam... o gece ki adam değil!
Kaçıncı kez söylediğim sözlerin sonunda gerçekten emin olmak için gözlerimi açtığımda bana şefkatle bakan yesillerle birlikte tebessüm edip başımı salladım....
Dudaklarımın üzerine kapanan dudaklarla birlikte tekrardan gözlerimi sıkıca yumdum...
Yanağımdaki eli bu sefer tişörtümden içeriye girdiğinde, kendime engel olmayıp inlediğimde, bu hoşuna gitmiş olucak ki bir anda dudaklarımın üzerinde tebessüm etmesiyle birlikte sinirle kolunu sıktım ama galiba yanlış bir hareket yapmıştım....
Az önce yavaş öpüşü bu sefer sertleşmişti.
O ne kadar hissetmesede ben şuan altımdaki Şeyi daha fazla hissetmeye başlamıştım ve bu korkumu daha fazla artırıyordu.
Alt dudağımdaki acıyla birlikte çığlık atıp hizla çekildiğimde sinirle dudağımı tutup "acıdı!" Dedim. Miraç, belimi daha fazla okşayıp "dikkatini bize ver!" Dediğinde yutkunup "ve-veriyorum..." Dediğimde sırıtıp "emin misin?" Diye sorduğunda bahsettiği şeyle birlikte gözlerimi kocaman açtım, hızla koluna vurup "pislik!" Diye cırladığımda yüzünü buruşturup "cırlama be yavrum!" Deyip güldüğünde, omuz silkip yere baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFİTAP
Teen FictionElindeki ilacı daha fazla sıktı. Yavaş yavaş bilimcimin kapanmaya başladığını fark edebiliyordum. Işe yarayacakmış gibi üstümdeki elbisenin ilk iki düğmesini açıp hızla boynumu kavradım. Kıvranmamdan zevk alıyor gibiydi. Zorlukla ona baktığımda göz...