KESIT 3

2.4K 114 19
                                    

Nefes alamıyordum. Bir kıymık misali canımı yakan şeyde neydi böyle?

Elimin altında duran tüyleri yavaşça okşadım.
Bir yandan okşayıp bir yandan taradığım tüylerin sahibine çevirdim kahvelerimi.

Yüzüme yayılan tebessümle birlikte gözlerimi sıkıca yumdum. Tebessüm eden dudaklarımın üstüne düşen tuzlu tatla birlikte ürperdim.

Tebessüm etmeyi bile başaramıyordum.

"Neden?" Dedim.

Tepki olarak kişneyen Yuna'yla birlikte tüm yelkenleri indirdim.

Tek sığınağım olan arkadaşıma sığındım eskisi gibi.

"Neden beni sevmiyor?" Dedim hiç duyulmayan serzenişlerime bir yenisini ekleyerek.
"Söylesene Yuna ben çok mu çirkinim?" Dedim alayla.

"O kadar çirkin miyim ki bana bir kere bile bakmadı.."

"Oysa Ben onu yıllardır bekledim! Şu elimi..." deyip elimi havaya kaldırdım.

Parçalanan avuç içime kaydı bakışlarım.

Umursamadım. Canım yanıyordu ama ben umursamıyordum..

"Şu elimi tutsun diye yıllardır onu bekledim, ama o.. O başkasının elini tuttu!" Dedim canımın açımasını hiçe sayarak elimi yumruk yaptım. Ince bir kabuk bağlayan avucum bunu beklercesine tekrar parçalandı...

Tekrar kişneyen Yuna'ya çevirdim bakışlarımı.

"Ben imkansıza aşık olmuşum be Yuna'm"

Elimdeki tarağı köşeye atıp hızla ata bindim.

Düşünmemeliydim..
Düşünmeyecektim..

Şaha kalkan Yuna'yla birlikte çiftliğin kapısına doğru ilerledik.

Hiç bir yere çekmedim onu, dedim ya tek sırdaşımdı o benim. Beni nereye götüreceğini iyi biliyordu.

Yüzüme çarpan soğuk havayla birlikte gülümsedim.

Hızla ilerleyen atı daha da kışkırtmak istercesine bağırdım "daha hızlı Yuna!" Bunu beklercesine daha da hızlandı.

Geçtiğimiz yerlere hiç bakmadan bağırdım "daha hızlı!"

Rüzgarı hissetmek istercesine yumdum gözlerimi.

Etrafın karanlık olmasını beklerken karanlığımı yıkıp geçen mavilerle birlikte ürperdim.

Daha olayı bile kavrayamamışken bir anda kendimi yerde buldum.

Korkudan yumduğum gözlerimi açtığımda karşımda oturan Yuna'yla birlikte sinirle kaşlarımı çattım.

"Pes mi ediyorsun!" Dedim bağırarak.

Bakışlarını benden çeken Yuna'yla birlikte çattığım kaşlarımı düz bir çizgi hâline getirdim "bende pes etmiştim.." dedim dolmaya başlayan gözlerimle birlikte.

"Bende pes etmiştim..." dedim bu sefer fısıltıyla.
"Kaybettim!" Dedim yeri göğü inletecek derece de serzenişimle.

"Ben kaybettim!" Deyip başımı eğdim.

Hafif çiselemeye başlayan yağmurla birlikte hıçkırdım.

"Çok mu acizim Yuna?"
"Çok mu güçsüzüm?"
Sorularım bitmek bilmiyordu tıpkı acılarım gibi..

Başka yöne doğru gittiğini farkettiğimde elimde olmadan "sen de git! sende bırak beni!" Diye bağırdım.

Neden yalnızlığa mahkum edilmiştim?
Şiddetini arttırmaya başlayan yağmurla birlikte elimde olmadan kahkaha attım.

Kahkahalarım durmak bilmiyordu. Delirmek denen şey bu muydu?
Buysa eğer ben delirmiştim..

Ne kadar zaman geçtiğinin bir önemi yoktu.

Soğuktan dolayı titremeye başlayan vücudumla birlikte oturduğum çamur birikintisinden kalkıp yaşlı bir ağacın gövdesine sığındım.

Yavaş yavaş bastırmaya başlayan uykuyla birlikte tam gözlerimi kapatacakken sağ tarafımdan gelen ışıkla birlikte kaşlarımı çattım.

Zorlukla kafamı çevirdiğimde bana doğru gelen arabayı farkettim.

Yardım isteyecek gücüm bile yoktu. Beni es geçeceğini düşündüğüm araba tam önümde durdu.

Iflas bayrağını çeken vücudumla birlikte yavaş yavaş kapanmaya başlayan göz kapaklarıma itiraz etmedim.

Yumduğum gözlerimle birlikte işittiğim sesle zorla da olsa son kez gözümü açtığımda kahvelerimle çakışan bir başka kahveleri gördüğümde daha fazla dayanamayıp gözlerimi sıkıca yumdum....

Bolümü çok isteyen bir okuyucuma özür manasında atıyorum.

Bildiğiniz üzere DILHUN kitabı bitmeden bu kitaba başlamayacağımı bildirmiştim.

Tek bir bölüm dahi olsa atamam bunun nedenini elbet bir gün sizde anlayacaksınız...

Yorumlayan ve oylayan herkese çok teşekkür ederim..

Kitap ile ilgili spoi ve resimleri bu haftadan itibaren instagram hesabıma atıcam.

Dileyen takip edebilir
=zeyn.epgvn08=

AFİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin