"Sakın!.. Sakın bir daha benimle o şekilde konuşma!" Dedim sinirle parmağımı ona doğrultarak.
Sinirle önce parmağıma sonra bana baktı, koyulasan yesilleri bir süre öylece mavilerime takıldı. Bir süre bana baktıktan sonra tek kaşını kaldırıp "niye? Kabullenemiyor musun? Abimin seni değilde onu karısı olarak seçtiği ve seninde benim gibi sakat bir adamın karısı olmayı yediremiyorum musun gururuna?" Diye sordu. Sinirle yumruğumu sıktım, bu adam neyi anlamak istemiyordu. Neden hala inatla geçmişin üstüne gitmeye çalışıyordu?
Alayla gülüp "evet yediremiyorum! Anladın mı yediremiyorum. Senin gibi bir adamla evlenmeyi kabullenemiyorum!" Dedim hafifçe yutkunup, gözlerindeki hayal kırıklığıyla kafamı olumsuz anlamda salladım "senin ayakların sakat değil Miraç ağa!.. yüreğin sakat işte bu benim canımı yakıyor!" Deyip dolan gözlerimle birlikte hızla odadan çıktım. Ağrıyan göğsümle birlikte sırtımı duvara yasladım, bir anda gelen kırılma sesiyle olduğum yerde sıçradım.
Hareketsizce olduğum yere çömelip gözlerimi sıkıca yumdum.
İkimizde asla olanları unutamayacaktım, yaralarımızı sarmak yerine daha fazla kanatıcaktık...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFİTAP
Teen FictionElindeki ilacı daha fazla sıktı. Yavaş yavaş bilimcimin kapanmaya başladığını fark edebiliyordum. Işe yarayacakmış gibi üstümdeki elbisenin ilk iki düğmesini açıp hızla boynumu kavradım. Kıvranmamdan zevk alıyor gibiydi. Zorlukla ona baktığımda göz...