Kesit

730 46 14
                                    


Yeni kapağımız nasıl???

"Hiç değişmemiş..." duyduğum sesle irkilip hızla arkamı döndüm, denk geldiğim mavilerle birlikte ister istemez bir adım geriledim, sırtım Yuna'nın bedeniyle bütünleştiğinde yutkunup "anlamadım?" Diye sordum.

Sahi az önce ne demişti ki? Tebessüm edip "Yuna diyorum... hiç değişmemiş hala aynı." Dediğinde, sadece kafamı salladım.

Nedense onunla konuşmak bana yasakmış gibi hissediyordum ki konuşsam da ne diyecektim ki?

Bana doğru geldiğini farkettiğimde, elimde olmadan hızla etrafımı inceledim, Tam dibime kadar girip Yuna'yı okşamaya basladı.

Kaşlarımı çatıp ondan uzaklaştım, bakışları önce gerileyen ayaklarıma sonra da bana kaydı, bıkmış bir şekilde "Eyşan, daha ne kadar benden kaçacaksın?" Diye sorduğunda ciddi mi diye bir süre öylece kaldım.

Daha ne kadar mı kaçacaktım? Belki ömrümün sonuna belki de bana yaptıklarını unutana kadar. Yüzümü buruşturdum  ister istemez "soruyor musun?" Dedim inanamayarak.

Elini ensesine atıp "Bak haklısın ama benim açımdan da düşün, istemediğin bir evlilik yapmak ister miydin benimle ha? Sence ikimizde bunu kaldırabilir miydik? Eyşan bak ne kadar istemesen de bu evde hep  birlikte yaşıycaz ve ben seni kız kardeşim olarak görüyorum sende beni eskisi gibi abin olarak gör lütfen..." Dediğinde, yumru oluşan boğazımla birlikte  yutkundum alayla gülümseyip "ben zaten istemediğim bir evliliği sürdüyorum ki şuanda!" Deyip dolan gözlerimle birlikte burnumu çektim, kafamı olumsuz anlamda salladım "herşeyi unuturum ama o gün herkesin arkamdan acıyarak bakmasını asla unutmam anlıyor musun? Ben senin yüzünden bütün herkesin ağzında istenmeyen olarak anıldım!" Dediğimde kolumu tutmak için elini uzattığında hızla geri çekildim.

Sinirle "ne yapsaydım ha? Ne yapsaydım? Başka bir kadını severken nasıl seninle evlenseydim?" Diye bağırdığında, daha fazla sızlayan yüreğimle birlikte kaşlarımı daha fazla çattım "ben sana neden benimle evlenmedin demiyorum! O kadının elini tutup buraya getirmeden önce gelip benimle ve ailenle konuşsaydın, bu evliliğin olmayacağını söyleseydin şimdi biz bu halde olmayacaktık! Kimse konuşmayacaktı! Ben istemediğim bir evliliğe kurban edilmeyecektim!" Diye bağırdım.

Öylece gözlerime baktığında alayla kafamı salladım, günü birlik düşünmüştü, ne beni ne de insanları düşünmüştü, o   sadece kendisini düşünmüştü, ilk kez kendimden ve sevgimden iğrendim, ben böyle bir bencil adamımı istemiştim.

Ayaklarım benden bağımsız gerilediğinde konuşmasına izin vermeden arkamı döndüm.

Bu sefer denk geldiğim yesiller oldu, ama bu sefer bana ilgiyle bakan yeşiller yine ilk gün ki gibi nefretle bakıyordu.

Bütün herseyi duymuştu, korkuyla onun yanına ilerlediğimde beni beklemeden hızla ilerlemeye başladı. Bütün vücudumu korku basmıştı, hızla atan kalbim canımı yakıyordu.

Dolan gözlerim yüzünden ne kadar etrafımı bulanık görsemde durmayıp hızla yoluma devam ettim.

Onun arkasından hızla odaya girdim.

Arkası bana dönüktü, kapıyı kapattım hatta kilitledim, beni dinlemeden çıkmamalıydı, korkuyla "Miraç..." hızla sözümü kesip bana döndü "bu evlilikten bu kadar çok mu nefret ediyorsun?" Diye sorduğunda hızla kafamı olumsuz anlamda salladım.

Gözlerindeki donukluk canımı yakıyordu "hayır... bak ben..." alayla gülümseyip "bu evliliğe kurban edildin öyle mi?" Dedi ama sorusu bana değil gibiydi, kendi kendine konuşuyordu.

Hızla yanına gidip tam önüne çömeldim, ellerimi dizlerine koyup gözlerinin içine baktım, bana böyle bakmamalıydı, kafamı olumsuz anlamda salladım "dinle ne olursun..." dedim yanaklarımdan süzülen yaşlara kaydı bakışları. Parmağıyla hafifçe sildiğinde, elimde olmadan gözlerimi yumdum.

Sonunda kalbim rahatlamıştı, beni anladığını hissedebiliyordum. Elimde olmadan hafifçe tebessüm ettim.

"Bu evliliği bitirelim..." kulaklarımda çınlıyan sesle birlikte gözlerimi açmak istemedim....

Merak dolu bir kesit...

Sizce ilerleyen bölümlerde  ne olur?
Sınırın geçmesine az kaldı.
Bol bol yorum yapın lütfen.

Seviliyorsunuz..
 

AFİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin