Önsöz

304 5 3
                                    

Herkeseee serimizin sonuncusundan kocaaaamaaaan öpücükler ve sevgiler veeee daha bir sürü kalpli şeyler gönderiyorum. ❤️❤️😘😘

Şimdi böyle söyleyince de kalbimde burukluk oluştu ama her şeyin bir sonu vardır diyerek sağ ayakla adım atalım bakalım önsözümüze.

Yazdıklarımdan ve gidişattan bahsetmeden önce bir süredir yanan illerimiz için canımın çok acıdığını ve çok öfkelendiğimi belirtmek istiyorum. Kaç gündür çıldırıyorum videoları, olanları gördükçe. Elimizi kolumuzu bağlayanları ve kendi çıkarları peşinde insanların evlerini barklarını ve hatta insanları, hayvanları ve daha nicesini harap edip yangını söndürmeyen şahısları esefle kınıyor, bu yangını başlatanların en kısa zamanda en ağır cezaları çekmesini ve hepimize hesabını vermesini diliyorum.
Açıkçası Element, bu açılardan çok fazla dokundurmaya sahip. Bir insan, hissetmeden, görmeden, duymadan bir şeyleri kâğıda aktaramaz zannımca. Etrafını taramadan, bilgisini kuşanmadan yazması güçtür. Ben de elimden geldiğince bunu yapmaya çalıştım. Fantastik bir dünyanın yanında insanların kararları, kimin neyi doğru neyi yanlış gördüğü ya da neyin doğru neyin yanlış olduğu gibi bir çok şey koydum içine. Kendi gözlemlerimi ve öğrendiklerimi, en önemlisi hissettiklerimi buraya aktarmaya çalıştım. Gördüğüm devlet yapısını(!), yapılarını benzer şekilde yansıtmaya çalıştım ve buradan distopyaya bir kapı aralamayı hedefledim. Bu size ne kadar geçti bilmiyorum ama umarım kalplerimiz buluşmuştur bu satırlarda. Ben kendi yaşadığım ülke dahil, tanıştığım insanlar ve tanımadığım insanlarla birlikte orada burada gördüğüm şeyleri size en anlaşılır biçimde resmetmek için çabaladım, şimdiki en iyimi size sundum. Bir gün yeniden buraya dönerseniz ya da olur da sayfalarda buluşursak bunu bilmenizin benim için çok değerli olduğunu söylemek istiyorum. Çünkü yakın diyebileceğim bir zamanda bir kitabı bitirdim, adı 'Nietzsche Ağladığında'ydı. Büyük bir mutlulukla tavsiye ederim. Benim uzun süredir bu doğrultuda yazmak için debelendiğim amacı, bir cümleyle özetlemişti: "Bir kitap bizi alıp diğer kitapların üzerine çıkarmıyorsa o kitabın neresi iyidir?"
Edebi eserler her okunduğunda farklı bir etki bırakır, "Ah, aslında burada da bunu demek istemiş, burada böyle bir şey dediğini yeni fark ettim!" cümleleriyle içimizi haza boğar. Bunu yapmak kalbimden geçen tek şeydi. Umarım sizlere güzel, yol gösteren bir şeyler sunabilmişimdir ve umarım sunmaya devam ederim.

Sonuncuyu yazarken aklıma bir sürü fikir geldi açıkçası ancak aklıma ilk geldiğinde âşık olduğum bir düşünce vardı, çünkü hem beni biraz daha rahatlatır bu sıkışık dönemimde hem de uzun vadede Element'e veda ederiz diye düşündürdü.

Açıkçası bir seri yazmanın bu kadar canımdan can götüreceğini bilseydim tekrar yazar mıydım diye soruyorum kendime, yazardım gibime geliyor. Bu yüzden şikâyet etmeyeceğim. Şikâyet demek de belki biraz durumu itici gösterecek gözünüzde ama kesinlikle tatlı bir şikâyet. Olay örgüsünü aklımda tutmak, çelişki olmamasını sağlamak ve elimden gelen en güzel hallerine ulaşabilmeleri için yüzbinlerce kez baştan sonra her biri 300 word sayfası ya da o sayıya yakın olan sayfaları okumak çooooooooook zordu ama nihayetinde sonuncusunun sayfalarındayız. Başlarda yazarken ''Bir daha seri yazarsam ben de Elif değilim,'' diye yakındım açıkçası, çünkü okul da epey ölüm gibi geçmişti. Bir de bunalıma girmek üzereydim ya da girmiştim. Bayağı çöküş dönemimdeydim.

Tabii, bu bahislerim işin somut diyebileceğimiz kısmıydı. Karantina başlangıcından bir sene önce tohumlarının atıldığı ve karantinayla birlikte yeşeren, filizlenen kişiliğimi yeniden inşa sürecine girdim ve bunu fark etmedim bile. Ağır geçti; sanırım bu yaşadığım, dünyaya duyarlı olmaya başlayıp biraz daha işin toz pembeliğinden uzaklaştığımızda hepimizin yaşayacağı ya da yaşadığı şeydi. Arkadaşlarım ergenlik çağının ilk dönemlerinde bu evreye geçmişken ben yirmi-yirmi bir yaşlarımda bu duruma geldim. Sanırım yaş olarak değişkenlik gösteren bir durum bu.

Kısaca özetlemek isteseydim bu durumu şöyle derdim sanırım: Ortada zaten bir ben vardım ve bunu bir bina gibi düşünebilirsiniz. Eskimiş, yıkılmaya hazır bir bina gibi. Yeniden inşa ederken öncekini yıkmak zorunda kalırız ve bu, bayağı bir karmaşıklığa sebep olur. Sonrasında eğer şanslıysak ve doğru adımlar atmışsak daha güçlüsünü, daha uzun ömürlüsünü dikebiliriz. Süt dişinin düşüp yerine ömürlük kullanacağın dişlerin çıkması gibi. Tabii, insanlar yaşam boyu değişkenlik gösterir ancak sanırım bu, büyük bir akıl ve duygu temizliğiydi. Ben de bunu yaşadım ve karmaşıklık gözüme bayağı büyük göründü, bayağı da üzerimde etkisini bıraktı. Bu sırada sonuncuyu yazmam gerekiyordu ve sadece olaylar üzerinde odaklanabiliyordum, hatta odaklanamıyordum çoğu zaman.

Sonrasında karakterlerin aslında kritik bir noktadan geçtiğini yeni idrak etmiş gibi aldım bilgisayarı, sadece duygularımı yazmaya başladım, hemen ardından karakterlerin yaşantılarıyla harmanladım bu duyguları. Çünkü aslında onlar da hayatlarında çok fazla şeyi kaybetmiş, çok fazla anı onlardan uçup gitmiş ve geriye kırıntılarını bırakarak onları deliye çevirmişti. Ben de tam olarak bu duygunun ya da duyguların ne demek olduğunu öğrenmeye başlamıştım bu dönemde. Bunun sonucunda ortaya bayıldığım fikirler çıktı.

Bu fikirler doğrultusunda şunu söyleyebilirim ki serimizin sonuncusunu üç kısımdan oluşturmaya karar verdim.

İlk kısmı, iki karakterin – ki bunlardan biri Claire, diğeri de Eva olacak – çöküşünü ve iç dünyasını anlatmaya yönelik yazılmış bir kısım. Tamamen duygularımdan beslenmiş – açıkçası üçünde de aynı şeyi yaptım ama bu kez kendimden daha fazla verdim karakterlere – olduğu için benim gözümde çok çok fazla değere sahip. Alıp göğsünüze saklayacağınızı umut ediyorum ❤️❤️❤️🥲🥲🥲

İkinci kısımda olayların gelişme aşamasından, bir sırrın peşinde koşup onu bulmaktan devam edeceğiz ve üçüncü kısımda da sona bağlayacağız, birlikte bitiş çizgisine ulaşacağız.

Kısımlar arasındaki molayı çok açmamaya çalışacağım ve örneğin ilk kısmı, birinci kısım birinci bölüm... birinci kısım ikinci bölüm... şeklinde yayımlayacağım. Diğerleri de bu şekilde devam edecek. Kısımların toplam bölüm sayısını yazmadım, genelde yıldızla ayırıyorum bölümleri worde yazarken. O yüzden sayı veremiyorum ne yazık ki 😢😢

Bir de birkaç karaktere çoook uyacak harika, tatlış şarkılar ayarladım. Bölümü okuduktan sonra medyaya koyacağım Türkçe çevirileriyle birlikte dinleyebileceksiniz. 🥳🥳

Eveeet, beeen bayağı heyecanlıyım, gururluyum ve duygulu bir anne gibiyim. Çünkü sona geldik. İnanmak zor ama gerçekten bunu başardık sanırım. Dediğim gibi sonuncusunu yazarken ''Hemen bitireyim, hemen yeni karakterlerle yeni şeyler yazayım tekli tekli, bir sürü heyecanlı konum var,'' diyordum; şimdi ağlamak üzereyim sanırım. Bayağı bayağı bitti. Boşluğa düştüm galiba, umarım kalkarım. Çok duygulandım. 😢😢

Gözümün yaşını silerek 21.00'da ilk bölümle karşınızdayım efendim, hepinizi kocaman öpüyorum. Sağlıcakla kalın, görüşürüüüzz!! 🥳🥳❤️❤️

Element: HayaletHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin