Son

56 5 3
                                    

Açıkçası şu an ne hissedeceğimi, ne diyeceğimi bilemediğim bir andayım. Her şeyimi verdiğim, tam üç yıl boyunca yazdığım bu seriye veda ediyorum, bir daha dönmemek üzere... Aklımda sadece karakterlerimi, dünyalarını çok özleyeceğim gerçeği yatıyor. Kalbimde de ince bir sızı var, dönüp üç kitaba da bakınca ''Vay be,'' diyorum. ''Karakterlerim nereden nereye gelmişler.''

Öyle bir şey ki bu, ben bu üçünü yazarken, tam olarak bir kişilik gelişimi geçirdim. Belki iyi, belki kötü yönde; açıkçası artık ne çocuk ne de yetişkin olduğum, kim olduğumu tam olarak kavramam gerektiğini düşündüğüm, geçmişte kalan hesaplaşmalarımı ve üstümdeki yükleri halletmemin elzem olduğu bir anda yaşadığım bir aralıktı bu üç yıl. Ben değişirken karakterlerim de değişti. Ben gerçek hayatta bir karakter gelişimi yaşarken karakterlerim de benimle birlikte yaşadı, çünkü bir şekilde her birine hem çevremden hem de kendimden bir şeyler verdim: Özellikle kendimden verdiğimi söyleyebilirim.

Açıkçası hayatımda bundan sonra ne olacak, hangi karakterlerle aklımda tanışıp size sunacağım bilmiyorum. Size sunmadığım başka hangi yanım, hangi duygum kaldı kestiremiyorum ancak bildiğim bir şey var: Elbette, birkaç dakika sonrasını bile kestiremediğimiz bir dünyada ve bedenlerde yaşıyoruz ancak eğer herhangi bir terslik yaşanmazsa beni de karakterlerimi de daha çok tanımanızı istiyorum ve tabii, ben de sizi tanımak istiyorum.

Öyle bir şey ki, yazdığımı söylemekten çekindiğim, kendimi sakladığım günlerden buraya geldim; hepsi sizin bana yazdığını güzel ve en önemlisi içten gelen yorumlardan kaynaklanıyordu. Elbette öğrendiklerinde ailemin ve arkadaşlarımın desteği de çok büyük oldu, onlara da borçluyum ancak en çok size borçluyum. Kimse bilmezken sizin her düşünceniz, öfkeniz, sevginiz, üzüntünüz ve çoğu duygularınızın barındığı cümlelerinizin beni mutlu edişiyle devam ettim. Karakterlerimi hissederek onlara sövüşünüzü, sevişinizi, delirmelerinizi yorumlarda yaşayıp beni mutlu ettiğiniz; gerçekten yaptığım her şeyin değdiğini gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Sizlere karşı büyüük bir minnet ve sevgi duyuyorum. Kimse sizi sevmese de ben sizi bir yerlerde seviyorum, kimse inanmasa da ben size bir yerlerde inanıyorum. Lütfen bunu unutmayın.

Ağlamak üzere olduğum için size duyduğum sevgi selini tanımlama işini yarıda kesiyorum şimdilik.

Eğer gördüyseniz profilimde ara vereceğimi söyledim, size yalan söylemeyeceğim, açıkçası o gün yazmayı tamamen bırakmayı düşündüğüm bir gündü, çünkü yayınevimle birtakım pürüzler yaşıyordum, hâlâ yaşıyorum. Hayal ettiğim şekilde gitmiyor pek ve açıkçası bunun yükünü taşımaktan kısacık sürede çok bunaldım. Dertli başıma dert aldım doğrusu ancak şimdilik bu kadarını anlatabiliyorum. Sözleşmem sona erdiğinde (yıl sonunda) yeni bir hikâyeyle buraya dönebilirsem detaylarıyla anlatırım.

Her neyse, bunca psikolojik çöküntüden sonra (hâlâ pek iyi olduğum söylenemez ama daha iyiyim) – sadece bu değil bir sürü problemim vardı kafamda hepimizin olduğu gibi, bu da tuzu biberi oldu diyelim – , daha fazla yazamayacağımı düşündüm ancak günlerce ağlayışlarımdan sonra kendimi yeni şeyler yazarken buldum. O an geçmişi de düşününce anladığım tek şey şu oldu: Ben yazarken varım, yazarken nefes alıyorum, yazarken benim, yazmak için buradayım, bu yüzden yaşıyorum. O yüzden ne olursa olsun yeniden döndüğüm tek yer, tek şey yazmak ve onun kolları. Nereye kadar devam ederim ya da siz benimle ne kadar kalırsınız bilmiyorum ama gittiği yere kadar buradayım, kendimden vazgeçmek istemiyorum. Benimle ve karakterlerimle geçirdiğiniz her an çok kıymetli ve değerliydi, görmesem de her biriniz can parçam oldunuz, gerçek anlamda. Geçirdiğimiz vakti unutmayacağım, kalsanız da gitseniz de hep güzel hatırlayacağım. Lütfen siz de beni güzel hatırlayın.

Tam veda yazısı oldu ancak aksilik olmazsa yeni hikâyemi tamamlayana kadar ayrı kalacağız, o yüzden yaşlarımı siliyorum.

Hikâyemi paylaşırken bu kadar ilgi alacağını tahmin etmemiştim, iyi ki ilgi gösterdiniz, iyi ki tanıştık. Umarım bir gün canlı görüşmek de nasip olur. Şimdilik, çooook özleyeceğim Element (yani Ahenk) serisinin son sayfasından 'hoşça kal'ımı sunuyorum hepinize, hem de boooll öpücüklerle. Her şey için teşekkür ederimm.

Sizleri çoook seven Elif'inizden koskocaman sevgilerle, umarım yakında görüşürüz.



Şarkı bize gelsiiin, bu gece de ağlayalım bee... BU BİİİR VEDAAAAAA, BİR TEBESSÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜMMM, YAAZ GÜNEŞİNEEE BİR NEFES DAAAAAAAAĞ KOKUSUNAAAA :')

Toygar Işıklı'yı çok severim bu arada, dinlemediyseniz kesin dinleyin, çoğu dizinin müziğini de o yapıyor.

Görüşürüz can parelerim... <3<3<3<3<3

Element: HayaletHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin