Birinci Kısım Bölüm Dört

73 5 12
                                    

İyi okumalaar! ^-^

Eva

13 Aralık 2019

Dirseklerimi dizlerime yaslamış, avuç içlerimle kapalı gözlerime hafifçe baskı uygulayarak öylece on dakikadır oturuyordum. Sürekli uzanmaktan uzuvlarımdaki kanın çekildiğini hissetmeye başlamıştım. Bir yerden sonra bu sinir bozucu hareketsizliğe dayanmak güçleşmişti. Buna rağmen farklı bir şey yaptığım söylenemezdi, uzanmak yerine oturuyordum. Yine hareketsizdi bedenim, aklım ise bedenimin ölü yorgunluğunu arttırmak için bir yarıştaydı.

Zihnimde tilkiler dolanıyor, yalnızca birkaç kareden oluşan görüntüyü tekrar tekrar oynatıyordu. Bundan fazlasına ihtiyacımın olduğunu, bunu bana benden başka kimsenin veremeyeceğini biliyordum, çünkü ailemle ilişiği bulunan başka kimse kalmamıştı geriye. Hepsi Belda'nın sürgünü, esiri veya toprağın altına gömdüğü cesediydi. Benden başka kimse nefes almıyordu çevremden, çevremizden. Benimle bağlantılı olan her şey ise, özellikle benim bilmediğim kısımları, Belda ile birlikte yok olmuştu. Buna zerre kadar inanmasam da her ihtimali düşünmeli, birden fazla plana sahip olmalıydım. Bu ihtimallerden biri de onun canının bedeninden uzaklarda olmasıydı. Açıkçası yaşasaydı da vermeye meyilli olacağını söyleyemezdim ya da aklımı yeniden kurcalayamayacağının garantisini veremezdim. Belki beni de öldürürdü. İçimdeki bir his, o bana ne kadar tersini söylerse söylesin, yerimi kolay doldurabileceğini ve onun için bir hiç olduğumu biliyordu. Onun 'Yalnızca sen yapabilirsin,' palavralarını tam anlamıyla yuttuğum söylemezdi ancak bunun bir kurmaca olduğunu gösterecek herhangi bir yalanını yakalamamıştım, beni göndermeye yönelik bir davranışına şahitlik etmemiştim. Gözlerine baktığımda ise bana karşı beslediği asıl duyguları görebiliyordum bu davranışların arkasındaki.

Şundan emindim: Onun ihtiyacı olan bir şeye sahiptim ancak bu, onun için çok da mühim değildi. Eninde sonunda beni öldüreceğini biliyordum, peki, ben bunca zaman sonumun nasıl olacağını hayal etmiştim ki?

Herhangi bir cevap alamıyordum bu soruma. Bunu hiç mi sormamıştım kendime? Kendi sonumun nasıl olacağını hiç mi hayal etmemiştim bunca zaman? Maymun gözünü açtı dedikleri bu olsa gerekti; aklımdaki odanın büyük pençelerini tamamen örten büyük perdenin aralandığını hissediyordum. Halının altına süpürülmüş toz topaklarını fark etmiş, nihayet halıyı kaldırmayı akıl etmiştim. Bunun için Claire'e teşekkür mü etmeliydim? Böyle olumlu bir şeyi ona karşı hissetmek beni rahatsız etmiyordu. Bir süredir şaşırdığım yanım buydu. Ondan nefret etmeye programlanmış gibiydim fakat artık nefretin ne demek olduğunu bile bilmiyordum. Belda'yı düşündüğümde gelen o yakıcı his, onu her yeri kan revan içinde kalana kadar yerlerde sürükleme isteği Claire'e karşı bu zamana kadar duyduğum gibi bir his değildi. Anlamıştım ki aslında Claire'e karşı içimde herhangi bir nefret yoktu. Bir film oyuncusu gibi bana verilen rolü oynamıştım sadece. O rolden çıkmayı başardığımda geriye karşımda bağırıp çağırdığım o insana karşı herhangi bir olumsuz duygu kalmamıştı.

Karmakarışıktım, uymam gereken bir program olmayınca tamamen boşluğa düşmüştüm, geçmişin elleri daha sıkı kavramıştı yakamı. Kirli bir havayı soluyormuş gibi hissediyordum her saniye. Başıma inceden bir sızı saplanıyordu; yerini hiç başka bir şeye bırakmıyor, zaman zaman gücünü arttırıyordu.

Taşın bana yardım etmesini istiyordum ancak artık bana istediğim hiçbir şeyi vermiyordu. Bunun Claire ile ya da Belda ile ilgisinin olup olmadığını da merak etmeye başlıyordum, açıkçası buna duyduğum merak hemen soluyordu. Bu yüzden pek peşinde olduğum bir vaka değildi.

Her şey çoktan bir enkaza dönmüştü. Kameranın gördüğü yüz pürüzsüzdü; mercek değil, yalnızca bir çift göz tüm çıplaklığıyla görebilirdi. Diğerlerinin ve benim gördüğüm tarafım, bir mercekten karşıdaki portreye bakmaktan ileriye gitmiyordu. Gözlerimi oradan bir an olsun ayırmak istememiştim, istememem gerektiği zihnime kazınmıştı. Hiç düşünmemiştim. Oyunun devamı için de zaten gerekli olan buydu. Anıların beni, benim de anıları kaybetmem gerekti, böylece herkes için son gelecekti, Belda hariç.

Element: HayaletHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin