Batu'dan
Karşımda gülerek konuşan Selin ve yanındaki çocuğa öldürücü bakışlar atıyordum. Okuldan sonra işi olduğunu söyleyip beni ekmişti Selin. Şimdiyse kafede bu adamla gülüşüyordu. Sinirli gözlerle onlara bakarken yanımdaki sandalye çekildi. Karşımda oturan kıza bakıp tek kaşımı kaldırdım. Üzerindeki her şey siyahtı sanırım. Pantalonunda ve boynunda zincir vardı. Küpeleri gitar şeklindeydi ve kulaklarında sallanıyordu. Üstündeki deri ceketi ona farklı bir hava katmıştı. Sorarcasına "Hayırdır?" dedim. Bana "Bak şimdi kızı dikizlemeyi bırak ve sadece bana bak. Ben bizi farketmesini sağlarım merak etme. Taktik belli. Kaçan kovalanır." dedi. Bir süre yüzüne boş boş bakıp kafamı salladım. Garsona seslenip kendisine ve bana iki kahve söyledi. Ben kahvelerin yanına birer dilim pasta istedim. Siparişler geldiğinde karşımdaki kıza adını ve neden yardım ettiğini sordum. Bana çok aciz gözlerle kıza baktığımı ve acıdığını söyledi. Ayrıca ismi Derin'miş. Ne kadar söyledikleri garip gelse de haklı olduğu için bir şey diyemedim. Ben hiçbir şey söylemesem de sesli bir kahkaha attığında birkaç bakış bizim masaya dönmüştü. Selin de buna dahildi. Derin'in ne yapmaya çalıştığını anladığımda ben de güldüm. Çok geçmeden Selin yanımıza gelip kolumdan tuttu. Derin bana göz kırpıp olay çıkarmadan uzaklaştı. Selin'in kızgın gözlerine bakıp iç çektim. Kızgınken daha bir güzel oluyordu. "O kız kim?" diye sordu. "Şu az önce yanımızdan ayrılan senin kıskandığın kızdan mı bahsediyoruz?" dedim dalga geçer gibi. Selin'in masasında oturan çocuk buraya doğru gelmeye başladığında dişlerimi sıktım. "Merhaba. Ben Ulaş. Selin'in abisiyim." dedi. Başta afallasam da bozuntuya vermeden "Merhaba. Batu ben de. Selin'in sevgilisiyim." dediğimde ikimizde Selin'e döndük. "Ne sevgilisi?" dedi. "Duydun küçük hanım. Sevgilimsin." diyerek Selin'i elinden tuttum ve hesabı ödeyip kafeden çıktım. Abisi bize 'Siz iflah olmazsınız.' bakışları atıyordu. Selin bana dönüp "Sevgili miyiz şimdi biz?" diye sorduğunda gülerek onu onayladım ve başından öptüm. Bana gülerek tepki verdiğinde beraber sahil kenarında yürümeye gittik.
Deniz'den
Ege'nin güzel yüzüne bakıp uzun bir nefes verdim. İzlediğimiz korku filmine bile gülebilecek seviyede olan yüz hatlarına sahip olan bu çocuk benim kalbimi hızlandırmaktan başka bir şey yapmıyordu. Ekranda aniden beliren kanlı bir yüzle kahkaha patlatan Ege'ye döndüm. Ne de güzel gülüyordu. Düşüncelerim kurduğu cümleyle yarıda kaldı. "Hayatımda gördüğüm en kötü ses efektleri bu filmde bence." Onun bu haline gülümseyip "İstersen başka bir şey izleyelim." dedim. Kumandayı eline alıp televizyonu kapattıktan sonra "Sanki izlediğin var filmi." diye söylendi. Ona anlamayan gözlerle bakarken "Filmi değil beni izliyorsun sabahtan beri Deniz." dedi. Açık konuşmasıyla afallayan bedenimi kendine çekip sarıldı. Sıcaklığı kalbime hiç iyi gelmezken dudaklarını boynumda hissettim. Kolları arasında kasılan bedenimi rahatlatmak istercesine tutuşunu gevşetti. "Hani sana birinden hoşlanıyorum sanırım demiştim ya." diye başladı söze. Yüzüm düştüğünde bu halime kıkırdayıp "O kişi şu an kollarımın arasında." dedi. Şaşkınlıktan açılan gözlerimi gözlerine çevirdim. Beni içine hapseden elalar benden bir cevap bekler gibi bakınca dayanamayıp "Hani şu 3 yıldır sevdiğim çocuk var ya. Tam şu an onun kollarının arasındayım." dedim. Ani itirafımla şaşıran Ege, bir süre daha yüzüme boş boş baktı. Ardından dudaklarını yanağıma bastırdı. Bu hareketi karşısında depara geçen kalbime söz geçiremiyordum. Zaten ne zaman geçirebildim ki? Sözleri toparlayıp bir cümle dahi kuramazken o yine benden önce davranıp yanaklarıma ellerini koydu ve dudaklarını, dudaklarıma dokundurdu. Teması karşısında titreyen bedenimi es geçip ellerimi boynuna sardım. Onun dudaklarına temas etmek şu hayattaki en güzel şeydi belki de. Nefes almak için ayrıldığımızda alnını alnıma yaslayıp dudaklarını yaladı. Gözlerim tekrar dudaklarına kayarken yutkundum. Bu halim onu gülümsetmişti. Ardından uzanıp bir buse daha kondurdu dudaklarıma. Ani davranışlarıyla irkilen bedenimi ondan gizlemek amacıyla kafamı boynuna yasladım. Bu halim onu daha fazla güldürürken "Sen utandın mı?" diye sordu. Muhtemelen kızaran yanaklarımla kaldırdım başımı. "Yanakların kızarmış." cümlesi bu düşüncemi doğrularken ellerini belime koyup "Seni en az senin beni sevdiğin kadar seviyorum Deniz." dedi. Cümlesiyle kaçıncı olduğunu sayamadığım kalbimin teklemesini yoksaydıktan sonra ben de ona cevap verdim. "Ben de seni seviyorum Ege."
Yaniiii ben bir şeyler yaptım sankii. Deniz'i biraz utangaç görmek istedim ve bence inanılmaz şirin oldu. Derin karakterini sonraki kitabımda kullanmayı düşünüyorum. Finale muhtemelen bir iki bölüm var. Hepinizi seviyorum♡♡♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görünmez Kız
Literatura KobiecaRüzgar': Aşk, sol yanında bir hareketlenmeye neden olur. Tutkuysa bu hareketlenmenin hızına hız katar. Sağlığınıza, özellikle kalp sağlığınıza dikkat edin bu anlarda. Fazla heyecanlanmak iyi değil. Hikayede eşcinsel çift de olacak. Ayrıca küfür içer...