33.Bölüm

35 3 0
                                    

"Düşün ki saçların omzumda..." diyerek şarkıyı devam ettirdiğimde başını omzuma koydu ve "Öyle." dedi.
'Ben düştüm kaldırmayın.'
İç ses: 'Saçları omzunda farkında mısın?'
'Farkında olmamak elde mi sence?'
İç ses: 'Saçlarını karıştır.'
'Hayır yapamam.'
İç ses: 'Neden olmasın?'
'Doğru neden olmasın ya da neden olsun?'
İç ses: 'Salak mısın?'
'Değil miyim?'

Neden olmasın yani? Elimi saçlarına götürüp dağıttım. Bana yandan bir bakış attı. Beklemiyor gibiydi. Ben de beklemiyordum kendimden çocuk ne yapsın? O an telefonumda başka bir bildirim belirdi.

Gönderen: Deniz

İşin bittiyse gel artık. Biraz daha kalırsan yiyeceksin çocuğu gözlerinle.

Ben: Çok komik salak. Geliyorum.

Rüzgar'a döndüğümde hala anın şokundan çıkamamış bir şekilde beni izliyordu. "Yeter be kalk yuva kurdun omzuma." dedim. "İlerde neden olmasın?" dedi. Ona 'Boş yapmayı kes.' bakışlarımı attığımda, bunu anlamış olacak ki Deniz'lerin yanına gittik. Halinden gayet memnun gibiydi. Ege "Gizem teklifini düşündüm bence olur." dedi.

Rüzgar: Ne teklifi?
Deniz: Harbi ne teklifi?
Ege: Deniz bilmiyor muydu?
Ben: Bilmeli miydi?
Deniz: Noluyor be?
Ben: Dans okulumdaki yeni hocadan bahsetmiştim ya sana. Tanış.
Deniz: Nerde? Tanışayım.
Ege: Merhaba ben yeni dans öğretmeni.
Deniz: Merhaba ben de Deniz. Dur ne? Yeni dans öğretmeni sen misin? Gizem bu yüzden mi numaranı istedi?
Rüzgar: Gizem, Ege'nin numarasını mı istedi?
Ben: Evet, ne olmuş?
Rüzgar: Hiç.
Ben: İyi o zaman. Ege sen dans okuluna uğra müsait olduğun bir zaman. Ben haber vereceğim zaten. Anlatırlar sana ne yapman gerektiğini. Zaten bilgilisin, ayrıntıları da konuşursunuz.
Ege: Tamam öyleyse, teşekkürler tekrardan.
Ben: Aman ne olacak. Az yüzünüz gülsün.

Bu cümleme üçü birden güldüğünde bende gülmeye başladım. Daha sonra gözlerim Emre ve Doruk'u aradı ama yoklardı. Deniz'e burayı halletmesini söyleyip sessiz bir yere geçtim ve Emre'yi aradım.

Ben: Nerdesin lan?
Emre: Doruk'layım.
Ben: Ne yapıyorsunuz?
Emre: Çocuğu yanıma sen göndermedin mi daha iyi bilirsin.
Ben: Ya benim amacım o değildi ki.
Emre: Biliyorum şapşal. Dondurma almaya geldik. Canım çekti.
Ben: Bana da al.
Emre: Rüzgar alsın sana.
Ben: İyi be. Alırım ben kendime kapat.
Emre: Bende seni seviyorum şapşal.
Ben: Ay ben buna yumşarım. Hayır yumuşamam. Kapat be.
Emre: Tamam kızma. Görüşürüz.
Ben: Görüşürüz.

Rüzgar yanıma gelip "Şu ders işini halletsek iyi olacak." dedi.
Kafamı salladım. Dönüşte benim arabam ve onun arabasını alması için birilerini ayarladık ve yürümeye başladık. Aslında yürümeyi sevmez diye düşünmüştüm ama beni yanıltmakta üstüne yoktu. Beni kolumdan tutup diğer tarafa çevirdi ve o yöne yürümeye başladık. Dondurmacının önünde durduğumuzda "Nerden anladın?" diye sordum Rüzgar'a. "Küçükken de çok severdin." dedi. Sonra da dondurma satan abiye dönüp "Karamel, çikolata ve vanilyalı. İkimize de." diyip para uzattı. Ben inatla kendiminkini ödedim. "Nasıl bu kadar hatırlayabiliyorsun?" diye sordum. Rüzgar, "Hatırlamaya değersin demek ki." dedi. 'İltifatları iyi şimdi. Baya iyi. Tamam kabul ediyorum ama ben öküzdüm sorun bende. Evet evet sorun bende.'
İç ses: 'Yeni mi anladın?'
'Evet.'

Rüzgar çimenlere oturduğunda bende yanına çömdüm. Dondurmama odaklanmışken elini dudağımın kenarına koyup gezdirdi ve "Dudağının kenarına bulaşmış." dedi. Onun bu minicik hareketiyle bile kalbim ritmini hızlandırdı. Ve ardından bir bildirim daha.

Gönderen: Rüzgar

Aslında dondurma yoktu dudağında

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aslında dondurma yoktu dudağında.

2 gün yazmayınca 8 haftadır yazmıyormuş gibi hissediyorum.
Dışardayım ve dedim ki "Neden bölüm yazmayayım?"
Sonuç böyle bitti. Hepinizi seviyorum♡♡♡♡

Görünmez KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin