2. Bölüm;
Gözlerimi alarmın sesi ile homurdanarak açtım demeyi çok isterdim her klasik watty kızları gibi fakat yine bir Defne farkı ile gözlerimi yataktan düşmem sonucunda açtım.
"Ulan niye ya? Niye abi niye? Cidden ilk kaldığın evin sabahında yere düşerek mi uyanmam gerekiyordu? Bu ne hoş geldin hediyesi falan mı?" Söylenerek yerden kalkıp üzerimi silkelerken odanın içindeki tuvalete girdim.
"Allah'ım, bu ne? Kör oldum!" Tuvalette bile hakim olan pembe rengi ile gözlerimi ellerim ile örttüm.
"Öyk, kusacağım! Bu nasıl bir pembe sevdasıdır arkadaş? Hadi toz pembe falan sevse neyse de burası resmen fosforlu kalem pembesi. Iyk. "
Gözlerimi açıp aynaya döndüğümde ağlamaklı sesler çıkardım.
"Kız resmen evin prensesiymiş, tuvalette niye ışıklı ayna var abi?Ulan bu kız evin prensesi gibiyse niye bu aileyi istemedi acaba? Manyak mı bu kız?"
Aynanın lambalarını ve önündeki kozmetik ürünlere kısa bir şekilde bakış atıp suyu açtım.
Elimi yüzümü yıkadıktan sonra tuvaletimi yapıp tuvaletten çıktım.
Tiksinmeyin tiksinmeyin elimi yıkadım çıkmadan. Pislik bir insanım ama Allah'a şükür daha o kadar iğrençleşmedim.
Kapıya doğru ilerlerken gördüğüm beden ile durdum. Emir karşımda durmuş bana bakıyordu.
"Sonunda çıktın." Dediğinde kaşlarımı çattım.
"Hızlı mı olmam gerekiyordu?" Sert bir ses tonu ile konuşmam kaşlarını hafif çatmasına sebep olmuştu.
"Evet çünkü beni beklettin."
"Ah paşam ya çok üzgünüm. Tüh seni beklettim. Ah vah ne kadar kötü ne kadar kötü. Görüyor musun sırf seni beklettiğim için çok üzüldüm, kahroldum, öldüm bittim falan." Gözlerimi devirip konuştuğumda bu sefer gerçekten de kaşlarını çatmıştı.
"Neyse niye odamdasın velet?"
"İlk olarak ben bir velet değilim ikinci olarak da annem seni kahvaltıya çağırmamı istedi." Sıkkın ve biraz da sinirli bir şekilde konuştuğunda başımı salladım.
"İyi o zaman gidelim, velet." Yanından geçip giderken konuşmamın ardından arkamdan söylendi.
"Ben velet değilim dedim."
Dediğine yalandan başımı sallayarak merdivenlere ilerlediğimde kolumdan tutup asansöre sürükledi beni.
"Yemek odası giriş katta o kadar kat inemem. Ben olmadan da yemek odasına gidemezsin yani asansöre binmek zorundasın. Hiç öyle bakma." Dediğinde bakışlarımdan dolayı açıklama tarzı bir şey yaptığını anlamıştım.
"İyi, tamam."
Asansörden inip yemek odasına gittiğimizde Leyla Hanım, Özgür bey ve Erim'in masada bizi beklediğini gördüm.
"Sonunda uyanabildin demek ki prenses." İğneler bir tonda konuşan Erim'e döndüm.
"Yok uyanamadım şu an uyur gezerim." Gözlerimi devirerek konuştuğumda tam cevap vermek için ağzını açmıştı ki Özgür Bey ellerini birbirine vurdu.
Evet , herkese geri cevap veren bir ergenim arkadaşlar. Başka soru?
"Hadi oturun da kahvaltımızı yapalım çocuklar sonra da senin hem kimlik hem de okul işini halledelim kızım. Seni Erim ile Emir'in okuluna yazdıracağım." Dediğinde başımı salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ufak Tefek Karışıklıklar (Tamamlandı)
Humor17 yıl önce yapılan bir hata iki ailenin hayatını zehir etmişti. 17 yıl önce olan karışıklık sonucu iki aile mutlu olamamıştı. 17 yıl önce karışan kız çocuklarından birine ailesi çektirmiş ötekisi de ailesine çektirmişti. Peki ya karışıklık olduğu...