21. BÖLÜM;
Yooo. Seni ne düşüneceğim be. Altındaki Audi'ye bir şey olsun istemem. Onu düşünüyorum." Susar susmaz hıçkırdığımda Kuzey sırıttı.
"Tamam güzellik, dikkat ederim. Bu sırada beni düşünmene sevindim." Dedikten sonra göz kırptı ve benim bir şey dememi beklemeden arabayı çalıştırıp gitti.
Ulan şu sendrom yüzünden yine rezil olmalara doyamıyorum be...
Kuzey'den,
Defne'nin tacize uğradığını öğrendikleri gece;
Babam sinirden köpürmüş bir halde sağa sola gidiyordu. Hepimiz yıkılmıştık. Kim yıkılmazdı ki?
Nasıl dayanmıştı ?
Çok güçlüydü ve ben bu gücü karşısında Defne'ye hayran kalmıştım.
"Güney, o şerefsizi bana bulacaksın!" Sesini kısık tutmaya çalışsa da kendine hakim olamamış ve biraz bağırmıştı babam.
Sesi Defne'nin bulunduğu kata çıkacak kadar yüksek değildi Allah'tan. Hoş daha çok bağırsa da sesinin o kadar kat yukarı çıkacağını sanmıyorum.
Güney yüzünü sıvazlayarak koltukta geriye yaslandı ve iç çekti.
"Bulacaksın ve biz o şerefsize dava açacağız. Elinden gelenin en iyisini yapıp attıracaksın o adamı hapise." Babam sinirle konuşmaya devam ederken Güney sıkıntıyla ofladı.
"Baba, o şerefsizi bulsam bile dava açamayız. Açarız ama açsak bile o dava düşer. Çünkü delil yok. O mide bulandırıcı aile suçlamaları reddeder. Dediğim gibi bir delil de yok. Dava düşer baba. O davayı açsak bile düşer. Ve o şerefsiz hiçbir ceza almadan hayatını devam etmeye devam eder." Çaresizce ve gerçekleri kabul ettirmeye çalışır gibi konuştuğunda babam sinirle koltuğa tekme attı.
Haklıydı, düşerdi dava. O 17 sene boyunca Defne'ye annelik yapamayan kadın Defne'nin yanında olmazdı. Arif'in hâli belliydi zaten, Defne'yi kesinlikle korumazdı. Bir şekilde dava açsak bile o dava düşerdi.
Zaten ne zaman mazlum, masumun yanında olundu ki? Olunduğunda da olan şeyler ortada değil mi?
Haklı olan acı içinde yaşarken haksız olan zevk-i sefa sürüyor bu Dünya'da.
Gözünü sevdiğimin adaleti de böyle işliyor işte. Kimsenin elinden de bir şey gelmiyor. En çok da canı yananların elinden bir şey gelmiyor acı çekmekten başka.
"Kızımın intikamını alacağız Güney ya davayla ya da başka şekilde. O yüzden ne olursa olsun o adamı bana bulacaksın." Babam büyük bir hırsla konuştuğunda Güney başını salladı.
Kısa bir sessizlik olduğunda hepimiz sıkıntıyla düşüncelere dalmıştık.
"Ben ne yapacağımızı biliyorum." Lodos abim konuştuğunda başımı ona çevirdim.
Hepimiz ona baktığımızda babam "Ne yapacağız?" Diye sordu.
"Güney o adamı bir bulsun. Anlatırım. " Dediğinde babam başını salladı.
Daha fazla bu gergin ortamda durmak istemediğim için ayağa kalktım.
"Defne'ye bakacağım." Dedikten sonra salondan çıkıp Defne'nin odasına gittim ve sabaha kadar yanında durup uyanana kadar onu izledim. En azından uyandığında ona gıcıklık yaparak bugün hatırladığı anıları unutmasını sağlayabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ufak Tefek Karışıklıklar (Tamamlandı)
Humor17 yıl önce yapılan bir hata iki ailenin hayatını zehir etmişti. 17 yıl önce olan karışıklık sonucu iki aile mutlu olamamıştı. 17 yıl önce karışan kız çocuklarından birine ailesi çektirmiş ötekisi de ailesine çektirmişti. Peki ya karışıklık olduğu...