27. BÖLÜM;
"İyi gidelim bakalım yanlarına." Ali konuştuktan sonra kapıyı açtı ve çıktı.
Ali'den değilse, hadi gidelim bakalım yanlarına.
Acaba onlar gidip biz ormana sıvıştıktan sonra ormanda nasıl vakit geçireceğiz?
"Hadi az hızlı olun!" Deren bize fısıldayarak bağırdığında gülmemek için kendimi sıktım.
Fısıldayarak nasıl bağırdı diye sormayın ben de bilmiyorum.
"Ben öne geçeyim yolu çok biliyormuşum gibi." Dedikten sonra Deren'in önüne geçtim.
"Tarif et bana yolu nereye şimdi?" Dediğimde derin bir nefes aldı.
Ama bir şey demedim ki!
"Ben sana sağ ya da sol diyene kadar düz ilerle." Dediğinde başımı salladım ve yere bakarak düz ilerlemeye başladım.
Niye böyle bir kuytu yerden gidiyorduk bilmiyorum ama patika bir alana sapmıştık.
Evden daha yeni çıkmış ve evin arkasında olan patika bir yola sapmış ilerliyorduk. Büyükler yarım saat önce evden çıkmışlardı biz de azıcık bekleyip yola çıktık.Yani bir iki dakika önce.
Ayaklarıma yani yola bakarak yürürken Deren'den komut geldi.
"Sağa sap."
Neden yere bakıyorsun sadece derseniz diye söylüyorum. Ormanlık alan abi burası yere iyi bakmak lazım yılan falan çıkarsa sokmadan topuk yapıp kaçabilelim. PIRILTI.
Sağa saptığımda kendi ayaklarım dışında karşımda olan birinin ayakları bakış açıma girince hemen başımı kaldırdım.
Sıçtık arkadaşlar. Hem de baya temiz.
"Nereye böyle tek sıra halinde sürü gibi gençler?" Barış amca önümüzde durmuş bize bakarak daha doğrusu bana bakarak konuştuğunda tebessüm ettim.
Adam bana bakıyor, ne diyeceğim ulan!?
"Murat dede ve Kiraz nine'nin yanına gidiyoruz amca. Onlar bizim aksimize biraz daha ormanın içindeler ya. Bu yol kestirme hem." Erim arkadan imdadıma yetişip konuştuğunda yutkundum. Şimdi yalan söylersem hıçkırırdım en iyi susmaktı.
"Öyle mi?" Amcam gözlerimin içine bakarak konuştuğunda ben de gözlerine baktım.
"Ormanda bir yere gidelim dediler ben de peşlerine takıldım." Sakin bir şekilde konuştuğumda başını salladı.
Sonuçta yalan değil, ormanda bir yere gidiyoruz. Neresi belli değil ama gidiyoruz.
Deren arkadan belimi çimdiklediğinde tepki vermedim.
"Demek ki doğru. Hıçkırmadığına göre. Abim söyledi de sendromunu. İyi gidin o zaman. Çok geçe kalmayın ama." Dediğinde başımı salladım.
Yaaa iyi ki öyle dedim yoksa dolaşamazdık.
Amcam önümüzden çıkınca hemen ilerledim. Biraz uzaklaşınca Deren'in cimciklediği yeri ovaladım ve Deren'e dönüp koluna vurdum.
"Ne cimcikliyon kızım? Ben öyle demeseydim hıçkırırdım o zaman nah salardı bizi." Dediğimde kaşları havalandı.
"Ne sendromun var?" Ali arkadan konuştuğunda Erim ona cevap verdi.
" Pinokyo sendromu var yalan söyleyince ki ima yaparken bile yalan söylese hıçkırıyor."
"Babam da kaçırmamış söylemiş hemen. Dua edeceğine bana, gelmiş cimcik atıyor belime. Hain." Dediğimde güldüler. Gözlerimi devirip önüme döndüm ve ilerlemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ufak Tefek Karışıklıklar (Tamamlandı)
Humor17 yıl önce yapılan bir hata iki ailenin hayatını zehir etmişti. 17 yıl önce olan karışıklık sonucu iki aile mutlu olamamıştı. 17 yıl önce karışan kız çocuklarından birine ailesi çektirmiş ötekisi de ailesine çektirmişti. Peki ya karışıklık olduğu...