20. BÖLÜM

38.9K 2.2K 283
                                    

"Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. " Diye başlamıştır Atatürk gençliğe hitabesinde. Evet arkadaşlar bu ülkenin dibi görmesi de yükseklere çıkması da bizim elimizde ama bu bizim kendimizi yüksek görmemize sebep olmamalı bu bizim ülkemizi daha yükseklere çıkartmayı istememize sebep olmalı. Okuyun, konuşun , öğrenin. Kendinize göre cahil hissettiğiniz kişilerle de konuşun en azından kafalarının nasıl çalıştığını öğrenirsiniz. Herkesle konuşun, düşüncesi size zıt ya da eş olan herkesle. Çünkü bu size göre doğru olan şeye tam manasıyla aklınıza yatarak içinize şüphe biriktirmeden ulaşmanızı sağlar. En azından içinizdeki vicdan muhasebenizi yenmiş ve yaptığınız şeylerden pişman olmamanıza neden olur.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun.

20. BÖLÜM;

Babam biraz geri çekilip alnımı öptükten sonra konuştu.

"Sana söz veriyorum güzel kızım. Mutlu olman, iyileşmen için her şeyi yapacağım. Ve bunu yaparken her şeyi göze alacağım. Söz veriyorum."

Babamdan uzaklaşıp derin bir nefes aldım ve tebessüm ettim.

"Mutluyum zaten baba, sizinle birlikte. İyileşiyorum baba, sizinle birlikte gerçek ailenin ne olduğunu öğrenerek." Dediğimde beni kendine çekip sıkıca sarıldı.

Bedenimizin etrafında birkaç çift kol olduğunu hissedince herkesin bize sarılmaya başladığını anladım. Biz bir aileydik. Ben aile sıcaklığını hissetmeye başlamıştım. Nasıl iyileşemezdim ki? Nasıl mutlu olamazdım?

Onların elinden kurtulmuştum. O şerefsizle takrar yüz yüze gelmeyecektim, hor görülmeyecektim. Ben artık görmem gereken değeri görecektim. Nasıl iyileşemezdim ki?

Boğazımı temizleyip geri çekildim.

"Ben biraz yoruldum. Odama gidebilir miyim?" Dediğimde beni onayladıklarında odama gittim.

Ardımdan kapıyı kapatır kapatmaz yüzümdeki her şeyi atlatmış kız maskesi düştü.

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.

Kötü değildim ama iyi de değildim. İyileşmeye çalışıyordum. Kim bilir belki ben de iyileşirdim ailem sayesinde? Sonuçta onlar beni seviyordu, ötekilerinin aksine.

Banyoya gidip hızlıca duş aldıktan sonra üzerime pijamalarımı giyip beklemeden kendimi yatağıma bıraktım ve aklımdaki binbir düşünceyi umursamadan kendimi uykuya teslim ettim.

👨‍👨‍👦‍👦👨‍👩‍👧‍👦

Yerimde kıpırdanarak uyandığımda başımda dikilen Kuzey ile yattığım yerde hafif zıpladım korkuyla.

Ulan bunun sabahın köründe şeytan gibi tepemde ne işi var?

"Sabah sabah niye zebellah gibi dikiliyorsun kafamda ya? Senin ne işin var odamda. Bir de tepemde durmuş uyanmamı bekliyor dik dik bakarak. Ölüm yiyenler gibisin var ya Kuzey. Uyanır uyanmaz hayat enerjimi emdin Kuzey. Al bak yok işte yok. Bak enerjim yok. Al işte bütün mutluluğum yok oldu işte ya. Hep senin yüzünden. Bak hâlâ dikiliyor tepemde. Ne dikiliyorsun be, bassana geri!" En son cırladığımda gülerek geri çekildi.

Ufak Tefek Karışıklıklar (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin