-Mesut-
Mesut Selin uyuduğu için tekrar merkeze gelmiştir. Tanıdığı herkesi arıyordur, herkese haber vermiştir. Sokakta ki dilencilere bile sormuştur. Yapacak bir şeyi yoktur. Telefonun ve bilgisayarın başında bir haber gelmesi ve bir ipucu bulmak umuduyla bekliyordur-araştırıyordur.
-Selin-
Selin ilaç ile yarım saat uyumuştur, yarım saat sonra uyandığında yavaşça yatağında doğrulur. Kolunda ki serumu çıkartır ve yanında ki eşyalara tutunarak kalkar. Omuzu çok acıyordur ama aldırış etmez. Kapıya gelir, kapıyı açacakken Hüsnü, Aylin ve Ezgi'nin konuştuğunu duyar, kapıyı açmak ister ama onu gördüklerinde konuşmayı keseceklerini biliyordur. Umut ile ilgili ondan gizledikleri bir şey olup olmadığını merak ediyordur. Kapının yanında ki duvara yaslanır ve kapıyı dinlemeye başlar.
Ezgi: Abi, siz neden bu kadar üzgünsünüz? Üzerinizde Umut'un kaçırılmasından daha büyük bir şey olmuş gibi bir moral bozukluğu var.
Aylin: Ben sana söylemeyi unuttum.
Hüsnü kapıya bakar, kapının kapalı olduğuna emin olunca konuşmaya başlar.
Hüsnü: Bugün bir adres bulduk, Selinlerin evini tarayan adamların araçlarının bulunduğu adresi. Adreste bir depo vardı ve depoya girdiğimizde sadece bir şey bulabildik. *Aylin dolan gözlerini siler.*
Ezgi: Ne buldunuz?
Hüsnü: Umut'un hırkasını.
Selin gözyaşlarına boğulmuştur. Sesinin duyulmaması için eli ile ağzını kapatır.
Hüsnü: Umut'un hırkasında *yutkunur ve derin bir nefes alır.* Umut'un hırkasında kan vardı.
Ezgi: NE!? Nasıl yani? Küçücük çocuğa –sesini alçaltır- küçücük çocuğu vurmamışlardır değil mi?
Hüsnü: Bilmiyoruz, hiçbir şey bilmiyoruz. Hiçbir şey yapamıyoruz. Hiçbir iz yok. Allah kahretsin ki yok!
Selin gözyaşlarına boğulmuştur. Oğlunun kanlı hırkasının bulunduğunu öğrenmiştir ve donup kalmıştır, gözlerinden süzülen yaşlara aldırmaz. Aklında sadece Umut vardır. Oğlu-Oğlu ölmüş müdür? Ona kıymışlar mıdır?
Selin odadaki eşyaları dağıtmaya başlar, seslere Hüsnü, Aylin ve Ezgi gelir.
Aylin: Selin, Selin dur. Dur yapma, Selin. Güzelim.
Ezgi: Selin, sakin ol, ne oldu?
Selin odada ki her şeyi duvarlara fırlatıyordur, serumu, kitapları, lambayı, kıyafetleri, örtüleri, her şeyi.
Aylin Selin'i tutmaya çalışır. Ezgi hemen hemşireye ve doktora haber verir. Hüsnü de Mesut'u arar.
Mesut merkezden çıkmış hastaneye geliyordur o sırada ve Hüsnü arayınca daha da hızlı sürmeye başlar arabayı.
Hemşire gelir ve Selin'e tekrardan sakinleştirici yapar.
Hemşire: Bugün bir daha sakinleştirici yapamayız, onu stresten uzak tutmaya çalışın, bebeğe zarar gelebilir.
Aylin: Deneriz, nasıl olacaksa stresten uzak kalması.
Hemşire gider, Mesut koşarak gelir.
Mesut: Ne oldu? Nasıl?
Hüsnü: Bilmiyoruz usta, uyuyordu, sonra birden içeriden sesler gelmeye başladı, içeriye girdik, bütün oda dağılmıştı. Aylin Selin'i tutmaya çalıştı sonra da hemşire gelip sakinleştirici yaptı, içeride şimdi.
Mesut içeriye girer. Yatağında kıvrılmış bir şekilde ağlayan Selin'i görür. Hemen yatağın kenarına oturur ve Selin'in elini tutar.
Mesut: Selin, Selinim, yapma böyle, bulacağım Umut'umuzu. Bak kendine zarar vereceksin. Yapma ne olursun.
Selin: Hırkası nerede?
Mesut: Efendim?
Selin: Umut'un hırkasını bulmuşsunuz, nerede oğlumun hırkası?
Mesut: Delil olarak aldılar, merkezde.
Selin: Umut'umuzun hırkasını getirir misin bana? Ne olursun? Kokusu sinmiştir üzerine, en azından kokusunu getir bana, lütfen...
Selin tekrardan gözyaşlarına boğulmuştur.
Mesut: Tamam güzelim, hadi sen biraz uyumaya çalış. Hem daha yeni ameliyat oldun. Biraz dinlenmen lazım.
Selin: Ben uyuyamıyorum ki, oğlum kim bilir ne halde, yaşıyor mu belli değil ve ben burada öylece yatacak mıyım?
Selin bu sırada yatakta doğrulmuş ve serumunu çıkartmaya çalışıyordur.
Mesut: Güzelim dur, çıkartma onu.
Selin: Bana karışma Mesut, merkeze gidelim hadi, oğlumuzu arayalım.
Mesut: Doktora...
Selin: Doktora falan söyleme, hiçbir şeyden anladıkları yok bir de karşıma geçmiş boş boş konuşuyorlar.
Mesut: Tamam güzelim, ama merkezde kendini yormak yok tamam mı?
Selin bir şey demez, Mesut Selin'in burnunun dikine gideceğini biliyordur ama bir şey diyemez.
Mesut Selin'in hazırlanmasına yardımcı olur ve Selin'in koluna doktorun verdiği kol askısını takar.
Selin: Hadi gidelim artık.
Mesut: Tamam, gel tutun bana.
Selin Mesut'un kolundan tutunarak kalkar, odadan çıktıklarında Ezgi, Hüsnü ve Aylin hayretle onlara bakıyordur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HER ŞEYE RAĞMEN AŞK
ActionSelmes'in başından geçecek olaylar ve bu olaylar sayesinde çiftimizin birbirlerine daha da bağlanmalarını okuyacağız. Keyifli okumalar.