22. bölüm

201 6 0
                                    

Erman gider. Odanın içinde üç adam, kapıda iki adam ve katta en az 10 tane adam vardır. Yani İlknur'un kaçması neredeyse imkansızdır.

Adam1: Nereye kurayım bunu?

İlknur: Şu-şuraya lütfen. *eli ile Selin'in yatağının başını işaret eder.*

İlknur: Kaç aylık hamile olduğunu biliyor musunuz?

Adam1: Hayır. Komutanı duydun, Selin Hanım ve çocuğunu en ufak bir şey olmayacak!

İlknur: Ta-Tamam.

İlknur aletlerin kurulmasını beklerken Selin'i muayene eder.

Aletlerin hepsi de kurulur. İlknur kontrolleri yapar. Orhan ve Erman kapıya gelmişlerdir ve İlknur'un işinin bitmesini bekliyorlardır. İlknur ultrason cihazının parçasını yerine bıraktığı zaman hemen içeri girerler. Odada ki diğer adamlar kapıya geçerler.

Orhan: Nesi var?

İlknur: Çok fazla stres ve üzüntüye maruz kalmış ve oksijen satürasyonu çok düşmüş. Oksijen desteğini sağladık ama böyle giderse hastaneye kaldırılması şart olacak.

Orhan: Sen kafayı yedin herhalde! Hastane falan yok, ne yapacaksan burada yap! O kadar aletler alındı, boşuna mı aldırdık biz onları?

İlknur bir şey diyemez.

Erman: Düzelecek ama değil mi? Eski haline dönecek?

İlknur: E-Evet.

Orhan: Oğlu yanına gelebilir mi? Birkaç dakikalığına.

İlknur: Tabi ama o gelmeden önce kolunda ki bandajı değiştireyim, kanla dolmuş çünkü.

Orhan: Tamam, hızlı ol.

Orhan çıkar, arkasından Erman da çıkar. Orhan Umut'un odasına gelmiştir. Umut dizlerini kendine çekmiş bir şekilde bekliyordur.

Orhan: Amcacığım? Neden bu kadar üzgünsün sen?

Umut: Annemi istiyorum, gelecek demiştin. Yalan söyledin!

Orhan: Hayır, yalan söylemedim. Annen aşağıda ama biraz hastalanmış. Uyuyor o yüzden. Görmek ister misin?

Umut: Gerçekten mi?

Orhan: Evet, gel hadi.

Umut sevinçle Orhan'ın elini tutar ve Selin'in yanına gelirler. Umut Selin'i gördüğü için çok mutludur.

Umut: Annemm

Der ve Selin'e doğru koşar. Orhan o zaman anlar asla Selin'in yerine geçemeyeceğini ama bu onu pes ettirmez.

Umut Selin'in başında duran İlknur'un yanına gelmiştir.

Umut: Neden hasta oldu?

İlknur: Seni göremeyince çok üzülmüş, ama iyileşecek. Merak etme.

Umut: Sen doktor musun?

İlknur: Evet, ben doktorum. Hem anneni hem de kardeşini kontrol ediyorum.

Umut: O yaşıyor mu?

İlknur: Annen mi? Evet yaşıyor.

Umut: Hayır, kardeşim.

İlknur: Evet, o da yaşıyor.

Umut Selin'e döner ve Selin'in yanağına küçük bir öpücük bırakır.

Umut daha sonra Orhan'ın yanına gelir.

Orhan yere çömelir.

Orhan: Söyle amcacığım, bir şey mi isteyeceksin?

Umut: Ben de bu odada kalabilir miyim?

Orhan: Burada kalamazsın ama istediğin zaman gelip anneni görebilirsin.

Umut: Ama neden burada kalamıyorum.

Orhan İlknur'a bakar ve İlknur cevap vermesi gerektiğini anlar.

İlknur: Çünkü eğer burada kalırsan annene veya sana mikrop geçebilir. Annenin daha da hasta olmasını istemezsin değil mi?

Umut: İstemem.

Orhan: Anneni bu kadar görünce yeter mi? Gidelim mi artık?

Umut: Ama...

Orhan: Annen uyanınca tekrar geliriz, gel hadi.

Umut Selin'e bakarak odadan çıkar. Selin'i gördüğü için çok mutludur ve artık buranın güvenli olduğunu düşünüyordur.

-diğer gün akşamüstü-

Selin yavaş yavaş kendine geliyordur. İlknur Selin'in başındadır.

Selin uyanır ama kolu çok acıyordur. Etrafına bakar, buranın bayılmadan önce kaldığı oda il aynı oda olup olmadığını anlamaya çalışır. Karşısında korkuyla ona bakan bir kadın vardır. Doğrulmaya çalışır ama hem canı çok acır hem de kadın onu omuzlarından tutup geriye yatırır. Bu hareket Selin'in omzunun daha da acımasına neden olmuştur. Ağzında maske olduğunun farkına varır. Bu sırada kadın çoktan kapıdakilerle konuşmaya başlamıştır bile.

İlknur: Birkaç dakikalığına odadan çıkabilir misiniz?

Adam: Olmaz.

İlknur: Ya pencerede demirler var, siz de kapıda dursanız nereden kaçabilirim ki? Kendine gelene kadar çıkın işte.

Adamlar mecburen çıkarlar. İlknur kapıyı kapatır ve hemen Selin'in yanına çömelir.

İlknur: Beni duyuyor musun?

Selin başı ile onaylar.

İlknur: Korkma, iyisin.

Selin'in eli karnına gider.

İlknur: Bebeğin de iyi, merak etme. Oğlun da burada hem.

Selin ağzından maskeyi çıkartır sağlam eli ile. Kısık ve acılı bir sesle;

Selin: S-Sen kimsin?

İlknur: Ben kadın doğum uzmanıyım. Seni tedavi etmek için getirildim.

Selin: Benim yüzümden kaçırıldın yani.

İlknur: Böyle düşünme ve buradakiler için önemlisin, bunu bil.

Selin koluna bakar.

Selin: Bandaj?

İlknur: Ben değiştirdim, öncekinden kanlar çıkıyordu.

Selin bir süre konuşmaz, o konuşmayınca İlknur da konuşmaz.

Selin en sonunda cebinde ki ara bölmede ki telefonu hatırlar.

Selin: Buradan kaçmak veya kurtulmak istiyor musun?

İlknur: Tabi ki de. Evime kavuşmak istiyorum bir an önce.

Selin: Tamam, şu askımın altında ki cebimde telefon olması lazım. Onu benim için çıkartabilir misin?

İlknur: Ne? Telefon mu? Ta-Tabii.

İlknur sevinmiştir ve hemen Selin'in söylediği yere bakar. 

HER ŞEYE RAĞMEN AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin