26. bölüm

240 11 4
                                    

Aradan yarım saat geçer. Hemşireler ve birkaç hasta bakıcı Selin'i odadan çıkartırlar. Selin'in hemen arkasından doktor da çıkar. Selin'in peşinden yürürken konuşurlar.

Doktor: Sizinle açık konuşacağım. Durumu kötü. Başından aldığı darbenin beyinde yarattığı zararı öğrenmek için birkaç işlem yapılacak. Vücudunda kırıklar var ve tabi çatlaklar da. Omuzundan önceden vurulmuş sanırım, pansuman falan yapılmış ama aldığı darbeler dikişlerin patlamasına sebep olmuş. Bebeğin durumu hakkında henüz bir şey söyleyemiyoruz maalesef. Ona da bakacağız bu işlemlerden sonra. İç kanama ve beyin kanaması geçirebilir. Her iki durumda da elimizden geleni yapacağız ama önceliğimiz anne olacak. Bebek küvezde bile yaşayamayacak kadar küçük. Ve en kötüsü ikisini de kaybedebiliriz. Kendi doktorunuzun ismini bana verirseniz veya kendisini buraya çağırırsanız iyi olur. Kendinizi her şeye hazırlayın. Selin Hanım her ne kadar güçlü bir bünyeye sahip de olsa bu kadar şeye hamileyken dayanmak zordur. Dediğim gibi her şeye hazırlanın.

Mesut: A-Ama yaşayacak değil mi? İyi olacak.

Doktor: Şimdilik ummaktan başka şansımız yok.

*bu sırada testlerin ve işlemlerin yapılacağı odanın önüne gelirler.*

Doktor: Geçmiş olsun, tekrardan konuşuruz.

Doktor Selin, hemşire ve hastabakıcılar ile içeriye girer.

Mesut: Umut nerede?

Ezgi: Merkezde, Arda ile birlikte abi.

Mesut başı ile onaylar sadece.

İç çekerek kapının yanında ki bir koltuğa oturur ve dirseklerini bacaklarının üzerine koyup başını elleri ile tutar. Selin'i kaybetmeye bu kadar yakın olmak içini yakıyordur. Onu bu hayata geri döndüren kişi ellerinden kayıp gidiyordur ve o hiçbir şey yapamıyordur.

Mesut daha sonra başını kaldırıp ellerine bakar. Ellerine Selin'in kanı sürülmüştür. Ellerini yıkaması gerektiğini biliyordur ama yıkamak istemez. Selin'e ait bir şey elindedir ve onun da gitmesini istemez.

Hakan Mesut'a bir bardak su getirir.

Hakan: Abi, al. Biraz kendine gelirsin, istediğin bir şey var mı?

Mesut suyu alır.

Mesut: Yok, sağ ol.

Mesut birkaç yudum içip bardağı kenara bırakır.

Hakan Aylin'in yanına gelir. Aylin Hakan'a sıkıca sarılır ve ağlar. *kısık sesle konuşurlar*

Aylin: Hakan, bizi bırakmaz değil mi?

Hakan: Selin'i tanımıyor musun? O güçlüdür. En sonuna kadar dayanacaktır.

Aylin: Ama bu sefer çok kötü, hem bebek de var. Bebek giderse Selin yıkılır. Toparlayamaz bir daha.

Hakan: Canım tamam, ikisine de bir şey olmayacak. Mesut abi de çok üzgün, bizim ona destek olmamız lazım.

Aylin: Haklısın. *Gözlerini ve burnunu siler.* Haklısın, biz dik durup Selin'e destek vermeliyiz.

Hakan: Evet, evet güzelim.

Pınar gelir o sırada hastaneye.

Ali: Pınar?

Pınar: Duyunca hemen geldim. Durumu nasıl?

Ali: Pek iyi değil.

Pınar: O kadar mı kötü?

Pınar'ın gözleri dolar.

Ali: Maalesef.

Pınar Ali'ye sarılır ve sessizce ağlar biraz. Daha sonra ayrılır ve gözlerini siler.

HER ŞEYE RAĞMEN AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin