23. bölüm

216 8 0
                                    

İlknur sevinmiştir ve hemen Selin'in söylediği yere bakar. Telefon oradadır. Telefonu eline alır.

Selin telefonunu alıp Mesut'a yeni bir konum gönderir ve telefonu hemen kapatıp yerine koyar, bunu yaparken İlknur da yardım eder.

Selin: Benim bayılmadan önce çok fazla sancım oldu. Bebeğime bir şey olmamıştır değil mi?

İlknur: Hayır, bebeğin sapasağlam. Sadece bu kadar fazla şey üst üste gelince bünyen ve sinirlerin kaldıramamış olmalı. İstersen bebeğine bakalım.

Selin: Ta-Tamam.

İlknur önce Selin'in karnına biraz jel sıkar ve sonra da ultrason cihazını Selin'in karnına sürer.

İlknur: Bak, gayet iyi.

Selin: Eminsin değil mi?

İlknur: Evet. Gayet iyi. Sen de iyi olacaksın. Bir de mümkün olduğunca o oksijen maskesini takmaya çalış, kanında ki oksijen miktarı çok düşüktü ilk ölçtüğümde.

O sırada kapı açılır ve Orhan gelir.

Orhan: Selin, iyi misin?

Selin: Hem beni ve oğlumu buraya getirt hem de "iyi misin?" diye sor!

Orhan: Hemen sinirlenme ya, insanlık edip sana soru sordum alt tarafı. *İlknur'a bakar* Durumu nasıl?

İlknur: Oksijen desteğine devam etmesi lazım onun dışında pek bir şeyi yok. Yani ben artık gidebilirim.

Orhan: Dur bakalım, hayırdır?

İlknur: Selin Hanım iyi işte, yani bana ihtiyaç kalmadı.

Orhan: Yok öyle şey. Sen burada kalacaksın. Ben izin verene kadar burada Selin'in başında kalacaksın!

İlknur: Ama...

Orhan: Kes be!

Orhan: Şimdi beş dakika kapıda bekle. *adamlarına döner, Erman da oradadır.* Sakın elinizden kaçırayım demeyin. Hatta kalorifer borusuna bağlayın ellerinden. Kesinlikle kaçmamalı.

Erman: Tamam komutan.

Adamlardan biri ip getirir ve İlknur'u ellerinden kalorifer borusuna bağlarlar.

Orhan kapıyı kapatıp Selin'in başına gelir. Selin korkuyla ve endişeyle Orhan'a bakıyordur.

Orhan: Bak aslında aramızda küçük bir anlaşma yapabiliriz. Sen burada "düzgün" bir şekilde kalırsın ben de Umut'u görmene ve onunla zaman geçirmene izin veririm.

Selin: Yoksa?

Orhan: Eğer "düzgün" bir şekilde durmazsan seni odaya kilitlemek ve hatta karnında ki çocuğunu kaybetmene sebep olabilirim. Başka bir seçenek olarak cesedini ya da parçalarını emniyetin önüne atabilirim.

Selin: Umut'u bırak gitsin. Ben elindeyim ve kaçacak durumda değilim işte.

Orhan: Ben yapığım her şeyi Umut için yapıyorum. Benim başım seni kaçırdım diye ne kadar ağrıdı sen biliyor musun? Umut bundan sonra ki hayatına benimle devam edecek. Sen bu hayata dahil olabilir veya bu hayattan tamamen çıkabilirsin. Karar senin, sen biraz düşün. Bu doktor senin başında kalacak, bir ihtiyacın olursa çocuklara söyle yardımcı olurlar.

Selin: Neden böylesin?

Orhan: Nasıl?

Selin: Hem iyi davranmaya çalışıyorsun hem de kötüsün.

Orhan: Bilmem, sen yine de o kadar rahatlama, ne de olsa Umut hala "benim" yanımda.

Orhan odadan çıkar. Selin'in beyninde Orhan'ın en son söylediği söz vardır. "Umut hala benim yanımda." Bu söz onu germiştir. Orhan'dan birkaç dakika sonra İlknur gelir odaya.

-Mesut- -Selin konum göndermeden birkaç dakika önce-

Mesut hala Selin'den ve oğlundan bir haber olmadığı için çok gergin, sinirli, üzgün ve endişelidir. Ekipte ki herkes harıl-harıl çalışıyordur.

Mesut: Bir iz yok mu hala?! 1 gün oldu neredeyse.

Aylin: Abi, kameralardan da bir şey çıkmadı. Maalesef.

Mesut sıkıntıyla nefes verir.

Hüsnü: Usta, bulacağız, inancımızı kaybetmemeliyiz, ben eminim bulacağız.

Mesut: Tamam! Kaybetmeyelim inancımızı ama Umut daha 4 yaşında! Selin de hamile ve yaralı! Kim bilir ne haldeler. Belki aynı yerde bile değiller. Umut kim bilir neler yaşadı? Selin hamile ya! Kız hamile ve belki... belki düşük bile yaptı. Biz nerede arayacağımızı bile bilmiyoruz onları! Allah benim belamı versin! Allah beni kahretsin!

Rıza: Evlat...

Mesut: Deme baba, bana sakin ol deme! Sakin falan olamam.

Mesut'un telefonuna Selin'in gönderdiği konum gelir.

Mesut: Öff be! Sabahtan beri, bir rahat bırakmadılar!

Mesut sinirle telefonunu açar. Mesajın Selin'den geldiğini görünce şaşırır.

Mesut: Se-Selin...

Engin: Usta? Selin'den mi mesaj?

Mesut: Selin, konum göndermiş. Çıkalım hemen. Bu sefer yetişelim en azından.

Ekip alelacele yola çıkar.

Ekip Selin'in attığı konuma gelir, daha doğrusu evin biraz uzağından evi izlerler.

Ali: Abi, dışarıda en az 20 adam var. İçeride de daha fazlası vardır muhtemelen.

Mesut-telsiz-: Bence direkt dalalım.

Rıza: Olmaz, Selin'e ve Umut'a bir şey olabilir.

Arda: A-Abi! Abi şuraya bakın.

*Arda parmağı ile evin bahçesini işaret eder. Hepsi de oraya bakar.*

Mesut'ta kendi arabasından evin bahçesine bakar. Mesut'un yanında Hüsnü vardır.

Mesut: Umut... oğlum.

HER ŞEYE RAĞMEN AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin