20. bölüm

266 14 10
                                    

#flaschback#

Selin verilen adrese gelmiştir, boş arazide üç tane araç vardır ve üç araç dolusu adam. Selin gerilmiştir. Umut'u görmeyi diliyordur ama bu kadar adamın içinden onu nasıl alacağını bilmiyordur. Arabasından iner dikkatlice. Silahı kol askısının içindedir ama yedek şarjörü yoktur ve silahı dolu mudur bilmiyordur, bu stresini daha da arttırır. Adamlar Selin'in etrafını çevirirler ve ona silah doğrulturlar. Arabadan birisi iner. Adamlar ona yol açarlar.

Erman: Selin komiser, üzerinde silah var mı? Varsa bırak bence, delik deşik olmak istemezsin değil mi?

Erman adamlardan birine işaret verir ve adam Selin'e yaklaşır, Selin silahını çıkartır ve adama doğrultur.

Diğer adamlar iyice nişan alırlar Selin'e. Erman'ın tek bir işaretiyle Selin'in vücuduna onlarca kurşun girecektir ve Selin bunun farkındadır.

Erman: Komiser, silahını bırak. Salakça davranma!

Selin: Umut nerede?

Erman: Silahını bırak ve adamımın üzerini aramasına izin ver. Sonra Umut'a gideceksin.

Selin: Neden inanayım sana?

Erman: Seçim senin, inanmazsan inanma.

Selin mecburen silahını bırakır ve adamın üzerini aramasına izin verir.

Adam: Temiz.

Erman: Kol askısının içine de bak iyice.

Adam iyice kontrol eder.

Adam: Temiz.

Erman: İyi arabaya getirin.

Erman arkasını döner ve arabaya biner. Selin'i Erman'ın bulunduğu arabaya getirirler.

Selin koltuğa oturur ama çok tedirgindir, doğru bir şey yapıp yapmadığını bilmiyordur ama işin içinde Umut olduğu için kendisine bir şey olması umurunda değildir. Ama kızına haksızlık ettiğini düşünüyordur, yapacak bir şeyi yoktur. Bu yola bir kere girmiştir, sonuna kadar gitmek zorundadır.

Erman: Bebek geliyor herhalde. Mesut'tan mı?

Selin cevap vermez.

Erman: Tabi Mesut'tan, artık senin mezarının yanına bir tane daha mezar kazar tabi parçanı bulabilirse.

Selin korkuyla Erman'a bakar.

Erman: Bu arada ben Erman, Orhan komutanın sağ koluyum. Seninle böyle tanışmayı istemezdim ama ne yapalım.

Selin camdan bakmayı tercih eder, nereye gittiklerini bilmiyordur. Sancısı vardır biraz ama elinden bir şey gelmez. Eli ile karnını tutmakla yetinir.

En sonunda bahçeli bir eve gelirler. Patrona benzer bir adam verandada gazete okuyordur, araç seslerini duyunca yerinden kalkar ve kapıya gelir.

Arabanın kapısı açıldığında Erman iner, Selin inmekte tereddüt eder.

Erman: Sabaha kadar bekletmezsin umarım bizi, in hadi!

Selin mecburen iner. Eli ile tutunarak yavaşça iner.

Eve gelirler.

Orhan: Komiser Selin Güneri, değil mi?

Selin bir şey demez.

Orhan: Ben Orhan, Umut'un amcasıyım.

Selin düşünür, Mesut'un kardeşinin olmadığını biliyordur, Selin'in düşünceleri Orhan'ın konuşmaya başlamasıyla bölünür.

HER ŞEYE RAĞMEN AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin