28. bölüm

235 10 0
                                    

Camın önüne gelir Mesut. Sevdiği kadına bakar uzun uzun. Telefonu çalar Selin'i izlemeye dalmışken. Telefonu bir süre duymaz ama daha sonra fark edip açar.

Arayan Pınar'dır.

Mesut: Alo? Pınar. Umut'a bir şey mi oldu?

Pınar: Yok abi, Umut iyi de seninle konuşmak istedi. Müsait miydin?

Mesut: Müsaidim-müsaidim.

Pınar Umut'u verir telefona.

Umut: Babamm.

Mesut: Oğlum, nasılsın? İyi misin?

Umut: İyiyim. Ama sizi çok özledim. Annem hala hasta mı?

Mesut: Hasta oğlum, hala hasta.

Umut: Kardeşim de mi hasta?

Mesut: O da hasta aslanım. Sen böyle düşünerek kendini üzme tamam mı? Annen ve kardeşin iyi olacaklar. Evimize döneceğiz sonra.

Umut: Kurabiye de yapar mıyız?

Mesut: Yaparız aslanım, yaparız.

Umut: Oleyy!

Mesut: Aslanım, sen şimdi Efe ve Zeyno ile oyun oyna tamam mı? Kendini üzme. Ben ararım seni arada.

Umut: Peki. Annemin yanına girersen hızlı iyileşmesini söyle, o zaman hemen iyileşir.

Mesut: Söylerim aslanım.

-Kapatırlar-

O gün pek bir şey olmaz.

-diğer gün-

-akşamüstü-

Selin de bu zamana kadar pek bir değişiklik olmamıştır. Mesut hiç ayrılmamıştır oradan. Her şey aynı ilerlerken bir anda Selin'in yanında ki cihazlardan ses gelmeye başlar. Elif ve Kaan hızla gelirler birkaç hemşire ile. Hemşirelerden biri perdeleri kapatır. Mesut bu sefer Selin'i kaybettiğini düşünür. Kendini kötü habere hazırlıyordur, daha doğrusu hazırlamaya çalışıyordur. Bu çok zor ve çok ağırdır. Selin'i kaybetmek istemiyordur, ona sarılmak istiyordur, sımsıkı sarılmak... Mesut başını cama yaslamış ve gözlerini yere sabitlemiştir, içten içe kendine ateş püskürüyordur. Aradan 15 dakika geçer, içeriden kimse çıkmaz.

-içerisi-

Mesut'un düşüncelerinin aksine Selin uyanmıştır. Doktorlar Selin'in ilk kontrollerini yapıyorlardır.

Kaan: Selin Hanım, beni duyuyor musunuz? Selin Hanım?

Selin: *çok kısık bir sesle* E-Evet.

Kaan: Güzel, durumunuz haliyle kötü, ama düzeleceksiniz. Kımıldamamaya çalışın. Değerleriniz iyi sayılır.

Selin: Be-Bebeğim?

Kaan: Hayatta.

Elif: Onun durumu iyi, merak etme. Dayanıyor. Sen de dayanacaksın ama şimdi sakın kımıldama. Vücudunda birkaç yerde kırık var. Canın yanacaktır.

Kaan: Bir süre daha yoğun bakımda kalacaksınız. Değerleriniz biraz daha düzelince sizi normal odaya alacağız. İçeriye gelmesini istediğiniz birisi var mı? Tek kişi alabiliriz içeriye şimdilik.

Selin: Mesut...

Kaan: Tamam, ben onu hazırlamalarını söyleyeceğim, geçmiş olsun.

Elif: Geçmiş olsun.

-çıkarlar-

Mesut onlar çıkınca başını kaldırır ve soran gözlerle bakar. Selin'in öldüğünü düşünüyordur. Bu düşünceden sıyrılmak istiyordur.

HER ŞEYE RAĞMEN AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin