Ay kulağımda çınladı düşününce Oğuz Murat'ın bağırışı.
"Bak, bana nasıl sesini yükselttiğini hatırladım. Sinirlerim hemencecik tepeme fırladı. Halbuki kısa bir insan da değilim, Oğuz Murat Ayaz!"
İki eliyle hamilelikle birlikte tombikleşen yanaklarımı sevdi.
"Boşver canım karım. Hatırlama, hatırlatma. Sen canın ne çekti onu söyle." Dediğinde hemen komagene uygarlığına ışınlandım.
"Çiğköfte." Söylerken gözlerimden kalp çıktığını biliyordum ama ispatlayamazdım.
"Mesaj alındı, hatun. Ben hemen giderim almaya. Sen evde bekle. Almıla tek kalmasın. Ya da sen de tek kalma kızlardan biri insin aşağı." Demesiyle kapı çalması bir oldu.
"Bu gelen kesin mübarek bir zat."
Kapıyı açtığında gelen sesle Derya ablamın geldiğini anladım. Efe'nin sesi de ona eşlik ediyordu.
"Almıla'm nerede benim?"
"Efe kuzum ne olur uyanmasın! Sesini duyarsa derin uykusundan uyanır bu cadı!" Söylemim üzerine ablamla, kocam olacak insan kişisi gülmeye başlayınca somurttum.
Ne yani? Kızından korkan ilk anne ben değilimdir şu koca dünyada. Niye her seferinde dalga konusu oluyordu bu?
Oğuz'u kışkışlayıp kapı önüne attım. Kapıyı kapatıp tekrar Efe'ye döndüm.
"Uyansın tamam." Dedim başa gelen çekilir tonlamasıyla. "Ama sen ilgilenirsin Efe."
"Noldu senin yüzüne? Makyajın hep akmış." Ağlamaklı gözlerle ablama döndüm. Ben onu unutmuştum. Bu hormonlar benim güzel gözükmeme de karşıydılar ayol!
"ALMILA!" diye bağıran Efe'ye şaşkınlıkla baktım. Ciddi değildim be teyzem ben uyansın derken. Sen bunu bana neden yapıyorsun ki kanarya görünümlü Kartalım benim?
"Ağladım ondan aktı makyajım. Düzeltirim şimdi." Koridordan gelen pıtı pıtı ayak sesleriyle "Efe" bağrışı koptu. Uyanmıştı. Eyvahlar olsun!
Efe gelen Almıla'yı kucaklayıp salona geçti. Ben de ablamın elinden tutup mutfağa çektim.Masanın üzerindeki telefonumdan kızlarla olan grubumuza kahve alarmı verip tezgahın başına geçtim.
"E niye ağladın diyeceğim. Yine saçma şeylere akıtmışsındır yaşını. Ben bezdim, biz bezdik. Allah Oğuz Murat'a sabır ihsan eylesin." Diyen ablama içten bir "Amin" ile eşlik ettim gülerek.
"Bıksa da sesini çıkaramaz. Mahvederim onu. Ben ilk çocuk da tamamdım. Yapmasaymış üçüncüyü. Resmen kandırıyor beni. Ne olduğunu anlamadan hop karnım burnumda." Diye şikayet ettim ablama.
Kahkahaları arası "O nasıl oluyor?" Diye soran ablama omuz silktim.
"Abla bakma sen bunun medeniyetten nasibini almış, kibar biri gibi gözüktüğüne. Bir adamı doğudan çıkarabilirsin ama doğuyu adamın içinden çıkaramazsın. Futbol takımı kurma hayalleri var bunun kesin içinde gizli. Sivasspor'a yiğido yetiştiriyor ya da Beşiktaş'ıma kartal. Bilemiyorum şimdi." Ben konuştukça ablam karnını tutarak gülmeye devam ediyordu. Ben de kahveleri yaparken susmadım, devam ettim. "On tane çocuğu dizmeden içi rahat etmeyecek. Karşıma geçiyor çipil çipil yeşil gözleriyle beni etkisi altına alıyor. İstediği şeye tamam derken buluyorum kendimi."
"Şimdi Oğuz Murat'a da haksızlık etme. Pavyona ilk gittiğinde kızdı diye kendini pavyona götürtmüşlüğün var." Eheheh. Yaptım değil mi öyle şeyler?
"Ama onunla eğlenemedim ki!"
"Yok artık!" Diyerek gözlerini deviren ablamın önüne fincanını bıraktım. Gelen kızlar da alsınlar canım tezgahtan kahvelerini. Hamileyim ben. Bir de onlara hizmet mi edeceğim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can Apartmanı Sakinleri (Tamamlandı)
HumorSöz verdiğim gibi canlarım sizin için... Bu hikaye tamamen eğlence amaçlıdır. Drama, duygusallığa yer yok dersem yalan söylemiş olurum. Hayatın içinde ne varsa burada da karşınıza çıkabilir. Yüzünüzde bir tebessüm oluşturabilme ümidiyle :)