Merhaba Can Apartmanımın Sakinleri Sizi çok özledim ve Homeoffice çalışmanın verdiği rahatlıkla size bir bölümle geldim. Bu bölüm nedense pek bir romantikleştim. Hatice-Oğuz ikilisinin en yoğun olduğu bölüm olduğundan dolayı sanırım.
Umarım beğenirsiniz.. Keyifle okumanız dileklerimle..
Zamanı durdurabiliyorsak eğer tam da şu an dursun, lütfen!
Karşımda Sivas, yanımda canım atım Muratım ve de kulağımda onun sesi, Sivas türküsü söylüyor..
Gerçekten zaman dursun. Tamam. Oldu. Dudu periyim ya ben, zaman hemen durur zaten benim dur dememle. Allah'ım mutluluktan kafayı yiyorum sanırım. Bu düşüncelerimin gittiği yerler pek hayra alamet değil. Sihirli annem ne alaka yani şu anda?
Oğuz'un beni kendine çevirmesiyle düşüncelerimden sıyrılıp karanlıkta bile parıl parıl parıldayan zümrütlerine baktım. Bir eli cebine gidince bu durumdan biraz huylandım. Yalan yok.
"Ömrümün sonuna kadar bu gözlerin nurunu görmek istiyorum. Benimle evlenir misin?"
Kendimi bu anın içinde hiç düşünmeyen biri olarak gireceğim şoktan çabuk sıyrıldım. Kafamı deli gibi aşağı yukarı sallayarak bir yandan haykırdım.
"EVET! EVET! EVET!" Üç evetle uğurluyoruz Oğuz Muratcım seni.
Bu ne böyle Yeteneksizsiniz Türkiye mi geldi şimdi de aklıma? Bakın ben gerçekten deliriyorum sanırım. Mutluluktan ama yanlış anlaşılma olmasın.
Yüzüğü parmağıma geçirdiği gibi sımsıkı sarıldım. Bir yandan da yerimde zıplıyordum. Oğuz da bana eşlik ediyordu. Napsındı çocuk? O da çok mutlu. Ayak uyduruyordu bana. Yüzüğüme bakmak aklıma gelince omzundaki sol elimi havaya kaldırdım.
Yüzüğün tepesinde alışılmışın dışında güzellikte bir pırlanta. Benim yüzüğüm. Yalnız kaldığımız ilk an onu sevme düşüncesini bir kenara bırakıp olayın ve hayatımın odağına döndüm.
"Sen eminsin, değil mi?" diye sordum pat diye. Anlaşılan benim ağzımla beynim arasındaki filtre yine bozulmuştu. Böyle soru mu olur? Emin değilim çıkart yüzüğü derse, ne olacak ha Haticeciğim? Söyle bana.
"Hiç olmadığım kadar." demesiyle kendimi sakinleştirdim. Başımı hafiften geri çekip göz göze geldim komisercimle. Anlatabilecek miydim emin değildim. Birbirini tamamlayan iki yapboz parçasının iç içe geçtiğini düşündüm. Tamamlanmışlık hissi tüm bedenimi, ruhumu sardı. Anın gerçekliğiyle tüylerim diken diken oldu.
"Seni seviyorum komiser." sözcükler o kadar kolay terk etti ki dudaklarımı. Doğru anda söylenmiş sözlerin izi her zaman daha büyüktür. Bu sözü söylemek için bu andan daha doğru bir an olamazdı hayatımda.
Duyduklarıyla komisercimin gözleri yüzümde telaşsızca dolaşmaya başladı. Gözleri dudaklarımı bulduğunda, elleriyle saçlarımı geriye taradı. Ben onu görmekten ileriye gidip hissetmeye başladım. Yüzü bana doğru yaklaşmaya başlayınca gözlerim kendiliğinden kapandı. Üşüdüm mü bilmiyordum. Bir titreme aldı beni. Heyecanımdan kalbim kulaklarımda atarken Oğuz'un bu sesi duyabildiğine emindim artık.
Dursun zaman diyordum ya... Dudaklarının dudaklarıma değdiği an zaman durdu benim için. Ama o kadar nazik ve de hızlı bir öpücüktü ki saliseler sürmüştü. Ardından alnıma bastırdığı dudakları uzun bir süre oyalandı orada.
"Seni o kadar çok seviyorum canım yanıyor artık." diyerek karşılık verdi. Duyduklarımla beraber duygu seli yaşayıp tekrar boynuna sarıldım sımsıkı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can Apartmanı Sakinleri (Tamamlandı)
HumorSöz verdiğim gibi canlarım sizin için... Bu hikaye tamamen eğlence amaçlıdır. Drama, duygusallığa yer yok dersem yalan söylemiş olurum. Hayatın içinde ne varsa burada da karşınıza çıkabilir. Yüzünüzde bir tebessüm oluşturabilme ümidiyle :)